Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kahramanmaraş İl Teşkilatı tarafından İl Danışma Meclisi toplantısı gerçekleştirildi. Düzenlenen toplantıya, CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, CHP İstanbul Milletvekili Ali Özcan, CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağ ve CHP PM Üyesi Ali Öztunç ve Alper Keten katıldı. Gerçekleştirilen toplantıda CHP İstanbul Milletvekili Salıcı, basın mensuplarına referandum süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu. 12 Eylül 1980 darbesinde partilerin, sendikaların kapatıldığını ve sonrada sipariş usulü bir anayasa hazırlatılarak, bu anayasanın meşru olması için halk oyuna sunduklarını ifade eden Salıcı, bugüne baktıklarında yine hayır propagandası yapmanın yasak olduğunu söyledi. Referandumda hayır diyen kesimlerin baskı altında olduğunu ileri süren Salıcı, Gençlerin hayır dedikleri için gözaltına alındıklarını ve önceki günlerde Maltepe’de CHP’li bir gencin hayır afişi astığı için saldırıya uğradığını kaydetti. Kendilerinin bu meseleyi bir siyasi parti meselesi olarak görmediklerini, bu meseleyi memleket meselesi olarak gördüklerini dile getiren Salıcı, “Bunun için sahaya rozetlerimizi çıkararak iniyoruz. Kendi siyasi kimliğimizi bırakarak iniyoruz ve yurttaşlarımıza doğrunun ne olduğunu anlatmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Gerginlik olmadan, kutuplaşma olmadan, kimsenin birbirine kem gözle bakmadığı bir ortamda, bir süreçte referanduma gitmek istediklerini belirten Salıcı, “Biz bugün Kahramanmaraş’a hem Maraş’ın kurtuluş yıldönümünü etkinliklerine katılmak için geldik hem de önümüzde ki 60 günlük sürede yapılacak olan çalışmalarla ilgili dilimiz döndüğünce neden hayır denmesi gerektiği ile ilgili görüşlerimizi paylaşacağız. Anketlerden görüyoruz ki evet diyeceğini söyleyen yurttaşlarımızın büyük bir kısmı neye evet dediğinin farkında değil. İçerikle ilgili yeteri kadar bilgiye sahip değil. O yurttaşlarımızı bilgilendirmek, onlara gerçekleri anlatmak, onlara doğruları anlatmak bizim görevimiz” diye konuştu.

REFERANDUMDA HAYIR DİYEN KESİMLER YİNE BASKI ALTINDA’
Referandumda hayır diyen kesimlerin baskı altında olduğunu ileri süren Salıcı, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Bugün bir anayasa değişikliği olarak sunulan ama bizim bir rejim değişikliği olarak gördüğümüz referandum sürecine doğru gidiyoruz ve 16 Nisan’da bir referandum yapacağız. Bundan önce Türkiye’nin anayasa referandumu 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 1982 Anayasası ile birlikte oldu. 12 Eylül 1980 darbesinde partileri kapattılar, sendikaları kapattılar, sivil toplum örgütlerini kapattılar, sonrada sipariş usulü bir anayasa hazırlattılar ve bu anayasayı meşruiyeti olsun diye halk oyuna sundular. Ama halk oyuna sunarken hayır propagandası yapmak yasaktı. Basın tamamen kontrol altına alınmıştı. Dışarıda herhangi bir şekilde sözünü söyleyebilecek insanlar korkuyla sindiriliyordu. En son yaşamış olduğumuz anayasa referandumu darbecilerin organize ettiği böyle bir referandumdu. Peki, şimdi bir de bugüne bakalım; 16 Nisanda bir referanduma gidiyoruz. Referandumda hayır diyen kesimler yine baskı altında. Gençler hayır dedikleri için gözaltına alınıyorlar, en son Maltepe’de bir CHP Gençlik Kolları üyemiz hayır afişleri astığı için saldırıya uğradı. Daha dün hayır diyen bir siyasetçi Çanakkale’de toplantı yapmak istediği otele giremedi, otelin elektrikleri kesildi. Ama ona rağmen toplantıyı gerçekleştirdi. Televizyonu açtığınızda başbakanın konuşmadığı bir kanal bulmak için yarım saat arıyorsunuz, ama sonuçta başbakanın yâda cumhurbaşkanının konuşmadığı bir kanalı bulmakta zorluk çekiyorsunuz. Medyada hayır diyeceğini açıklayan gazeteciler daha dün işten atıldılar.”

BAZI İLLERDE BIRAKIN SİYASİ ÇALIŞMA YAPMAYI STANT AÇMAK BİLE YASAK’
Salıcı, “Evet demenin sonuna kadar serbest olduğu hayır demenin propagandasının yapılamadığı bir referandum sürecine giriyoruz. Bu referandum sürecinin 12 Eylül darbecilerinin yaratmış olduğu süreçten ne farkı var, bunu merak ediyoruz? Olağanüstü hal var. Bazı illerde bırakın siyasi çalışma yapmayı stant açmak bile yasak” dedi.

BİZ MESELEYİ MEMELEKET MESELİ OLARAK GÖRÜYORUZ’
“Biz meseleyi memleket meselesi olarak görüyoruz” diyen Salıcı, şöyle konuştu: “Biz meseleyi bir siyasi parti meselesi olarak gören insanlar değiliz. Biz kişinin oylandığı bir mesele olarak gören bir siyasi anlayış değiliz. Biz meseleyi memleket meselesi olarak görüyoruz. Biz bu meselenin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin kendi geleceğine karar verdiği bir süreç olarak görüyoruz. Bizim de kendilerinin, çocuklarının ve herkesin geleceği ile ilgili bir oylama olarak görüyoruz. Bunun için sahaya rozetlerimizi çıkararak iniyoruz. Kendi siyasi kimliğimizi bırakarak iniyoruz ve yurttaşlarımıza doğrunun ne olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Komisyon sürecinde de Meclis Genel Kurulu sürecinde de milletvekillerimiz bu konunun apar topar meclisten geçirilerek referanduma götürülmemesi için kamuoyu vicdanında ve kamuoyu önünde tartışılabilmesi için elimizden geleni yaptık. Düşünün bir siyasi parti, bir siyasi iktidar yâda bu değişikliği savunan kişiler eğer kendi görüşlerinin doğru olduğunu düşünüyorlarsa gizli oylama sırasında oylarını neden açık ederler? Neden oylarını başka birisine gösterme ihtiyacı duyarlar? 15 Temmuzdan hain darbe girişiminden sonra o darbe girişiminde bulunanları aklını başkasına kiraya vermiş kişiler olarak tanımlamadık mı? Oyunu başkasına kiraya verenlere ne yapacağız?”

VATANDAŞLAR İÇERİKLE İLGİLİ YETERİ KADAR BİLGİYE SAHİP DEĞİL’
Vatandaşın anaysa değişikliğinin içeriği ile ilgili yeteri kadar bilgiye sahip olmadığının altını çizen Salıcı, “Biz bugün Kahramanmaraş’a hem Maraş’ın kurtuluş yıldönümünü etkinliklerine katılmak için geldik hem de önümüzde ki 60 günlük sürede yapılacak olan çalışmalarla ilgili dilimiz döndüğünce neden hayır denmesi gerektiği ile ilgili görüşlerimizi paylaşacağız. Anketlerden görüyoruz ki evet diyeceğini söyleyen yurttaşlarımızın büyük bir kısmı neye evet dediğinin farkında değil. İçerikle ilgili yeteri kadar bilgiye sahip değil. O yurttaşlarımızı bilgilendirmek, onlara gerçekleri anlatmak, onlara doğruları anlatmak bizim görevimiz. Bizde bunun için özellikle milletvekilimizin olmadığı illere gidiyoruz ve çalışmayı olabildiğince her yere yaymaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

YEDEĞİ OLMAYAN BİR TEK ŞEY VAR O DA TÜRKİYE CUMHURİYETİ’DİR’
“Önümüzde ki süreç kritik bir süreç bu ülkede her koltuğun her kişinin, her yapının yedeği olabilir. Ama yedeği olmayan bir tek şey var o da Türkiye Cumhuriyeti’dir” şeklinde konuşan Salıcı, son olarak sözlerine şunları ekledi: “Gerginlik olmadan, kutuplaşma olmadan, kimsenin birbirine kem gözle bakmadığı bir ortamda, bir süreçte referanduma gitmek istiyoruz ama açıkçası zorlanıyoruz. Herhangi bir gerginliğin tarafı olmuyor, olmamıza rağmen güvenlik güçleri tarafından, siyasi iktidar tarafından baskı altında tutulan bir süreci hep beraber yaşıyoruz. 2006-2007 yıllarında söylenen şey; Türkiye güçlü bir ülke, Türkiye model ülke, Türkiye başlarının örnek aldığı bir ülke deniyordu. Bugün ise Türkiye’nin beka problemi var deniyor. Türkiye uçurumun eşiğine geldi deniyor. Eğer bu referandum evet ile sonuçlanmazsa Türkiye bölünme sürecine girebilir deniyor. Önümüzde ki süreç kritik bir süreç bu ülkede her koltuğun her kişinin, her yapının yedeği olabilir. Ama yedeği olmayan bir tek şey var o da Türkiye Cumhuriyeti’dir.”

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz