Yarın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Atatürk’ün doğum günü.

Bilindiği gibi Gazi Paşa,Milli Mücadelenin başladığı 19 Mayıs. gününü doğum günü olarak kabul eder;bu kutlu günü de gençlere armağan etmişti.

19 Mayıs, spor, sporcular ve gençlikle bütünleşmiş bir bayramdır.

Bugünkü yazımın konusu geleceğimizin mimarı gençler...Gençlik Bayramı etkinliklerini sürdürdüğümüz bu günlerde, acaba gençliği yeterince anlıyor muyuz?

Sokrates 2400 yıl öncesinden’Şimdiki gençleri anlamak zor’demiş.

Gençlik bir ülkenin geleceğidir ve en büyük zenginliğidir. Gençliği olmayan bir toplumun geleceği de olmaz .

Gençlerini ihmal etmiş, değersizleştirmiş, onlarla iletişimi kesmiş toplumlar, ne kadar büyük ve güçlü bir uygarlığa sahip olsalar da, ne kadar bilim ve sanatta ileri gitseler de, bir gün yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadırlar

Türkiye'de geçen yıl itibarıyla 12 milyon 989 bin 42 genç bulunuyor. Genç nüfus, toplam nüfusun yüzde 16,3'üne karşılık geliyor.Bu rakam birçok Avrupa Devleti’nin nüfusundan fazla..Aynı zamanda da Avrupa'nın en genç nüfuslu ülkesiyiz.

Ama büyük bir tehlike kapıda... Madde bağımlılığı kapsamında bulunan alkol ve uyuşturucu gibi maddelerin kullanımı tehlikeli boyutlara ulaşmaya başladı. Türkiye'de madde bağımlılığı, 2011 yılından beri, 6 yılda 17 kat artmış.

Son verilere göre sentetik uyuşturucu kullanımı sonucunda yaşanan ölümlerde Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer aldı.Özellikle Bonzai ölümleri... Bu uyuşturucunun ucuz ve kolay temin edilebilir olması, ölümlerin artmasındaki en büyük etken oluyor.

Bu tehlike karşısında ülkemizde özellikle son yıllarda yaygınlaşan uyuşturucu madde bağımlılığıyla mücadele noktasında çalışmalar yoğunlaşıyor.

Geçen hafta Toki Duran Karabuğaş Anadolu Lisesi’nde Okul Güvenliği ve Uyuşturucu İle Mücadele Toplantısına katılmıştım.Dulkadiroğlı İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Yunus Haskılıç ve emniyet yetkilileri bölgemizde artan madde bağımlısı vakalarına dikkat çektiler.Önce ebeveynleri sonra eğitimcileri uyardılar.

Bu milletin bir ferdi olarak hepimize görev düşüyor. Gençlerimizi ve çocuklarımızı bu tür kötü alışkanlıklardan korumalıyız.Bu konuda gerekli bilgilendirmeler yaparak farkındalık oluşturmalıyız.

Güzel bir söz vardır:’ Gençlik, doru ata benzer! Bakımını ve terbiyesini yapmadığınız at hem kendine, hem de binicisine zarar verir. Fakat eğitimlisi ve terbiyelisi sizi başarılara taşır.’