İstanbul, 5.8...

Yok yıkmadı. Yakmadı. Öldürmedi. Ancak 17Agustos 1999 tarihini hatırlayanlar için tüyler ürpertici bir hafıza testiydi yaşanan. 17 Ağustos’ da neler olmuştu. Yüzlerce bina çökmüştü. On binlerce insan o yıkılan binaların enkazı altında kalmıştı. Günlerce süren arama çalışmaları, depremi fiili olarak yaşasın yaşamasın tüm halkta meydana gelen psikolojik çöküntü, korku, endişe... Her gün televizyonlarda radyolarda gazetelerde enkaz altından çıkarılan cesetler, yaralılar, başında bekleyen analar, babalar, ya da analarını babalarını bekleyen çocuklar... Yardıma gelen sivil toplum kuruluşları, dalında uzman kişiler. Yıkık çökük binalar üstünde kulağımıza aşina olmuş o içli, umutsuz, iç acıtan, ne olursa olsun vazgeçmeyen umut serzenişi;

Sesimi duyan var mıııı?

Hatırladık. Yine yeniden tüm benliğimize kadar depremi hissettik. İstanbul depremi geliyor. Artık uzmanlarda karamsar olma kaygısı çekmiyor. Açık açık alenen söylüyor. Bu son iki deprem, beklenen büyük İstanbul depremini daha da beriye çekti. Deyim yerindeyse eli kulağında.

İstanbul neden bu kadar önemli? Hani yani biz Kahramanmaraş’ta yaşıyoruz. Bizi neden bu kadar etkilesin? Öyle değil maalesef. Medyanın İstanbul’a bu kadar güzelleme yapmasını bende çok eleştirdim. Ancak görüldü ki İstanbul’da olacak deprem en başta iletişim olmak üzere tüm Türkiye’yi etkileyecek. Daha önemlileri de var.

Karamsar tahminlere göre 100 bine yakın insan ölecek. İki katı insan yaralanacak. Bir kısmı sakat kalacak. Ekonomiye etkisi 50 milyar doları bulacak.

Şu an pek çok harcamamızda ödediğimiz ÖTV vergisinin ne zaman ne amaçla çıktığını hatırlayanımız var mıdır acaba? 17Agustos depreminden sonra depremzedelerin acılarını dindirmek, yeni konutlar inşa etmek üzere ÖTV vergisi hayatımıza girmişti.

Olabilecek hatta olacak İstanbul depremi ekonomimize de büyük bir darbe vuracaktır.

Deprem dedik İstanbul dedik. Peki ilimiz Kahramanmaraş?

Aslında İstanbul ne kadar riskli ise Kahramanmaraş da o kadar riskli. İstanbul kadar ayrıntılı deprem analizleri, tespit ve değer çalışmaları yapılmıyor. Öngörülen depremin tarih ve şiddeti hakkında yeterli bilgi yok. İlimiz Kahramanmaraş da birinci derece de deprem kuşağında.

İyi güzel de biz ne yapabiliriz. İstanbul halkının ne yapması gerekiyorsa onu yapmalıyız. Oturduğumuz yapının durumunu araştırmak, imkanı varsa daha güvenli eve çıkmak, deprem konusunda bilinçlenmek, deprem sigortası yaptırmak, deprem anında hareket edip zarar verebilecek eşyaları sabitlemek, hatta deprem çantası hazırlamak.

Saka değil. Ha İstanbul, ha Kahramanmaraş… Deprem gerçekten geliyor.