Bir şehrin kültürü yollarda ne kadar çok engel varsa bir o kadar azdır. Trafikte araçlar ve yayaların birbirine olan saygısı bitme raddesine gelmiş durumda. Kırmızı ışıkta duran araçların yayalara, yayaların da araçlara saygısı kalmamış. Üç saniye sonra geçse de beklese de kendinden ve zamanından çok fazla bir şey kaybetmeyeceklerini bildikleri halde sabırsızlıkla birbirlerine sözlü ve kornalı tacizlerde buluyorlar.

Kaldırımda ilerlerken görüyoruz, karşıdan gelen kişi/kişilere yol verme gibi bir eylemleri bulunmuyor. Yol verene de pek bir minnet gösterilmiyor açıkcası. Bu insanların acelesi, dikkatsizlikleri nedendir bilinmez ? Herkes birbirine saygı göstermek yerine neden kaba davranır ki ? Bunları aşmanın çözümü de çok zor değil aslında ; biraz güler yüz, biraz sabır, biraz da nezaket...

Araçla giderken de pek farklı değil bu durum. Işıklarda yeşil yandığında kornaya asılmak, etrafındakilere telaş vermek ve trafiği tehlikeye atmaktan başka bir şey değil. Herkes ehliyetiyle dolaşıyor trafiğe çıkıyor ama bir hata yaptığında “Ehliyeti kasaptan mı aldın ?” derken kendilerinin hatalarına dikkat etmiyorlar. Yayalar için yeşil yanan yerde, akıllı kavşaklarda herhangi bir ışığa uyarı levhasına dikkat etmiyorlar, can taşıdıklarını düşünmüyorlar ve karşı tarafında can taşıdığını direksiyon başında iken idrak edemiyorlar maalesef ki.

Bunların hepsini aşmak için uzun yıllar eğitim almak ya da üniversite bitirmekle alakası yok aslında. Herkesin kendi vaktinden 3-5 saniye feragat etmesi de yeterli veya saygı ve hoş görülü davranması bu sorunları tamamen kaldırmasa bile en aza indirgeyebilir. Bize yapılmasını istemediğimizi, biz de bir başkasına yapmamalıyız...