Yağışların sona ermesiyle birlikte hava sıcaklarının her geçen gün arttığı hissedilirken, vatandaşlar başta klima yardımıyla olmak üzere yayla gibi serin yerlere giderek serinlemeye çalışıyor. Özellikle ofis çalışanları ise bu bunaltıcı hava sıcaklıklarından kurtulmak için en etkili yöntem olarak klimaya başvuruyor. Doğal olmayan bir soğuma şekli olan klimalar ise, doğru kullanılmadığı zaman çeşitli sağlık sorunları oluşturabiliyor. Artan klima kullanımı kış aylarında sıklıkla karşılaşılan gribal enfeksiyonların, yaz mevsiminde de görülmesine neden oluyor. Burun akıntısı, hapşırık, kas ağrısı ve ateş gibi belirtiler gösteren yaz gribinin geçme süresi birçok insanda uzarken, uzmanlar bir haftadan fazla devam eden şikayetlerde ise mutlaka bir hekime başvurulması gerektiğini belirtiyor. Yaz aylarında da soğuk algınlığı ortaya çıkabilir ve kendini grip, nezle, üşütme gibi belirtiler ile gösterebilir. Ancak halk arasında bilinen adı ile “yaz gribi” ifadesi kışın yakalanan gripten çok farklı bir anlam içeriyor. ‘Yaz gribinin gerçek adı ise ‘Lejyoner Hastalığı’ veya ‘Klima Hastalığı.

YAZ AYLARINDA ALERJİK HASTALIKLAR AKLA GELİYOR!

Yaz gribinden nasibini almak istemeyenlere önerilerde bulunan uzmanlar, “Yaz gribi burun akıntısı, hapşırık, kas ağrısı ve ateş gibi şikayetlerle seyreder ve yaklaşık dört veya beş günde iyileşme eğilimindedir. Ateş ve kas ağrısı olmaksızın burun akıntısı ve hapşırık varlığında ise özellikle yaz aylarında alerjik hastalıklar akla gelmelidir. Çünkü yaz ayları alerji hastalıklarının çok olduğu aylardandır. Özellikle çocuklar, kronik akciğer, karaciğer, böbrek, kalp hastalığı ve şeker hastalığı olan bireylerde hastalık daha ağır seyredebileceğinden hastalar çok daha dikkatli olmalıdır. Gribin, hafif burun akıntısı, kırgınlıktan çok, yüksek ateş, yoğun kas ağrısı, ciddi akciğer enfeksiyonlarına dahi yol açabilen bir hastalık olduğu unutulmamalıdır” şeklinde bilgi verdi.

KİŞİDEN KİŞİYE BULAŞMIYOR

Yaz gribi ya da yaygın olarak klima hastalığı olarak adlandırılan lejyoner hastalığı, ateş, halsizlik, kas ağrıları, daha sonraki süreçte de öksürük, balgam çıkarma, derin nefes alma isteği gibi belirtilerle ortaya çıkar. Grip ile benzer belirtiler gösterse de hastalığın sebep olduğu organizmalar gribe göre çok farklıdır. Öncelikle bu hastalık kişiden kişiye bulaşmaz. Hastalık mikrobu; su tesisatlarında, soğutma kulelerinde, havalandırma sistemlerinde çoğalarak bulaşır. Bu cihazların içinden geçen suların zerreciklerinin solunması veya istem dışı nefes yollarına kaçması ile ortaya çıkar. Günler içinde kişinin yavaş yavaş hastalanmasına neden olur.

KIŞ GRİBİ İLAÇLARINIZI KULLANMAYIN

Lejyoner Hastalığı tedavisinde kesinlikle daha önce kış gribi ve soğuk algınlığında kullanılan ya da çevreden tavsiye edilen ilaçlar dikkate alınmamalıdır. Mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına muayene olunarak, doktorun tavsiye ettiği ilaçlar kullanılmamalıdır. Bu hastalığa en başından yakalanmamak için şu önlemler alınabilir; “Klimaların ve havalandırma sistemlerinin genel bakım ve temizlikleri ile periyodik filtre değişikliklerinin zamanında yapılmalıdır. Havuzların bakım, ilaçlama, havalandırma işlemleri, su değişimi ve havuz suyu boşaltılarak yapılan detaylı zemin temizliğinin, zamanında ve özenle yapılmalıdır.”

KLİMAYI DOĞRU KULLANIN

Yazın klima kullanımı genel olarak minimum düzeyde olmalıdır. Ancak klima kullanılması gerekiyorsa, klimanın sık sık kapatılması bir süre bekledikten sonra tekrar açılması, hafif ama kesintisiz birkaç saat çalıştırılması, sıcaklık ayarının çok düşürülmemesi, ideal serinliği elde edecek şekilde kurulması, bakımlarının düzenli olarak yaptırılması ve filtrelerinin zamanında yenilenmesi çok önemlidir. Uyunacak olan odanın pencere yoluyla havalandırılması, klima ile serinletilmesinden daha sağlıklıdır.

BUNLARA DİKKAT EDİN!

Ancak çok sıcak günlerde klima kullanımı söz konusuysa ve klimalı ortamda uyunacaksa şunlara dikkat edilmesi gerekiyor. Gün boyu yaklaşık her saat başı bir bardak su içilmelidir. Klimanın yaklaşık 22 - 23 derece civarında bir sıcaklığa ayarlı olmalıdır. Soğuk hava çıkış hızı (üfleme) en düşük şiddette olmalıdır. Soğuk hava çıkış yönü odanın tavanına dönük olmalı, sabit kalmalıdır. Klima uyuyan kişilerin üzerine direkt yönlenmemelidir. Hem pencere hem klimanın açık olduğu bir odada uyumamalıdır. Kişi üşüme hissiyle uyanılırsa klimayı kapatmamalı, sıcaklık ayarını 3 - 4 derece artırmalıdır.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz