Kahramanmaraş’ta eğitim başta olmak üzere birçok konuda düzenlediği ulusal ve uluslararası konferans ve panellerle hem vatandaşların hem akademisyenlerin hem de öğrencilerin bilgilenmesini sağlayan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ), geçtiğimiz günlerde depreme yönelik düzenlediği eğitim programlarıyla dikkat çekmişti. KSÜ, bu kez ise ortaya çıktığı günden bu yana dünya kamuoyunu kasıp kavuran koronavirüs (COVİD-19) enfeksiyonuna dikkat çekti. KSÜ Cahit Zarifoğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen programda KSÜ Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Nazik koronavirüsü ve alınması gereken önlemleri anlattı. Programa, Rektör Prof. Dr. Niyazi Can, rektör yardımcıları, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Koronavirüsü anlatan Nazik, koronavirüsün Türkiye’de görülmediğini belirterek, tamamen ölümcül bir hastalık olmadığını söyledi. Vatandaşların paniğe kapılmamalarını anlatan Nazik, “Doğrulanmış vaka 93 bin, total ölen sayısı ise 3 bin 198, iyileşenlerin sayısı ise 50 binden fazla. Şunu da bilelim ki bu hastaların hepsi ölmüyor, çoğu düzeliyor ve yüzde 80’i tedavisiz iyileşiyor. Bu hastalığın özellikle yaşlı popülasyonu etkilediği, kalp, şeker ve hipertansiyon gibi hastaları daha fazla etkilediği görülüyor” ifadelerini kullandı.

“ŞEHRİN HER MESELESİNE ÜNİVERSİTE OLARAK ULAŞIYORUZ”

Programın açılış konuşmasını KSÜ Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can yaptı. Türkiye’nin ve dünyanın gündeminde olan her konuyu KSÜ olarak gündemlerine aldıklarını belirten Rektör Can, “Türkiye’nin ya da dünyanın gündeminde olan her konuyu biz de Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi olarak gündemimize alıyoruz. Bundan yaklaşık 15 gün önce Elazığ depreminin ardından önce biz üniversite, akademisyenler, idari personeller ve öğrenciler olarak depremle ilgili sağlıklı bilgiye sahip olalım ve ondan sonra da şehrimizi bilgilendirelim amacıyla burada bir konferans gerçekleştirilmişti. Hocalarımız şehrimizin her noktasında depremle ilgili bilgilendirme, seminer ve konferanslarına devam ediyorlar. Yine dünyanın genelinde koronavirüs konusu herkesi meşgul ediyor. Bugüne kadar ülkemizde böyle bir hastalıkla ilgili sıçrama olmadı, İnşallah da sıçramayacaktır. Zaten havalar da ısınmaya başladı. Üniversite olarak sağlıklı bilgilenme gerçekleşsin diye bu konuda çalışan uzmanlarımız, doçentlerimiz ve akademisyenlerimiz var. Biz bilgilenelim, sonrasında da şehrin her meselesinde bilgilenme ihtiyacı olduğu takdirde ihtiyaç duyulduğunda zaten üniversite olarak ulaşıyoruz. Bunun için üniversite olarak varız. Bu amaçla Doç. Dr. Selçuk nazik hocamız koronavirüsü bizlere anlattı. Cenab-ı Allah bütün insanlığı ve ülkemizi her türlü afetten ve bu tür hastalıklardan muhafaza etsin” dedi.

“1965 YILINDA SOĞUK ALGINLIĞI OLAN BİR HASTADA GÖRÜLDÜ”

Rektör Can’ın ardından kürsüye KSÜ Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Nazik geldi. Virüs hakkında bilgiler veren Nazik, “Tüm dünyada adından sıkça söz ettiren koronavirüsü anlatacağız. Yapısı taça benzediği için korona adı verilmiştir. 29 Aralık 2019’da Çin’in Whan eyaletinde görüldü ilk kez. Çok güzel bir şehir, ismini son günlerde çok fazla duyuyoruz ama şimdi caddeler bomboş, kimseyi göremiyoruz. Yaklaşık 33 milyon insanın yaşadığı büyük bir eyalet. Wuhan’da da yaklaşık 10 milyon insan yaşıyor. Virüsün ilk başlangıcı burada oldu ama bizim hayatımıza girişi Wuhan değil. 1965 yılında Tyrrell ve Bynoe, soğuk algınlığı olan bir hastada doku kültürünü üretiyorlar ve yapısındaki çıkıntılar taça benzediği için korona adını veriyorlar. Bu bir RNA virüsü ve zarflı. Zarflı virüsler dışarıda çok fazla yaşayamazlar. Daha önce de koronavirüs ile karşılaştık ve biz kendi yaptığımız örneklemlerde nezle dediğimiz etkenin karşılığı korona aslında. Bunlar insanlarda görülen korona tipleri ama bunun alpha, beta, gama ve delta gibi alt tipleri var. Bu tiplerin her biri ayrı enfeksiyon yapıyor. Karşımıza başka zamanlarda başka virüsler de çıkabilir” dedi.

“İYİLEŞENLERİN SAYISI 50 BİNDEN FAZLA”

COVİD-19’un 6 kıtada 68 ülkeyi etkilediğini dile getiren Nazik, virüs bulaşan herkesin ölmediğinin altını çizerek, “Bizim karşımıza SARS çıktı, daha sonrasında MERS-CoV, 2019 yılında ise SARS-CoV 2 karşımıza çıktı. SARS’ı hepimiz yaşadık aslında. 2003 yılında Çin’de tespit ediliyor, 30 ülkeye yayılıyor ve etkilediği kişilerin yüzde 11’ini öldürüyor. Suçlanan hayvan ise misk kedisi denilen bir kedi. MERS ise 2012 yılında Suudi Arabistan’da aslında ilk defa karşımıza çıkıyor, bu da bir koronavirüs, bu da salgın yapmıştı. İlk vakasını Ürdün’den çıkmasına rağmen Suudi Arabistan’da kayıp olduğu için böyle diyoruz. Ortadoğu’da görünen koronavirüsün tipinde 2494 kişi etkilenmiş ama yüzde 35 ölüm oranıyla SARS’dan çok daha fazla. Şimdi ise karşımızda COVİD-19 var. COVİD, 6 kıtada 68 ülkeyi etkilemiş durumda olan bir hastalık. Hastalığın yayılımına baktığımızda Çin’de arttığı görülüyor ama biz şunu asla düşünmeyelim. Korona bulaşan ölüyor, dememeliyiz. Yüzde 2 ile başlamıştı, yüzde 3-4 arasında ölüm oranına sahip. Bizi endişelendiren Çin dışında artan vakalar. Bizim ülkemizde vaka yok, çok şükür de olmayacağını düşünüyoruz ama iyileşenler de var. Bunu da bilmek gerekiyor. Doğrulanmış vaka 93 bin, total ölen sayısı ise 3 bin 198, iyileşenlerin sayısı ise 50 binden fazla. İyileşenler de çok ciddi bir sayı” ifadelerini kullandı.

“EL HİJYENİ ÇOK ÖNEMLİ”

Virüsün bulaşma şeklini anlatan Nazik, yapılması gerekenleri dile getirerek, “Hem MERS-CoV’da hem SARS-CoV’da hem de COVİD’te, yani şuan karşımıza çıkan da yarasalar suçlanıyor. Bir ara yılanla ilgili söylentiler çıktı ama bu virüs özellikle memeli ve kanatlıları etkiliyor. Yarasalardan temel olarak geldiği, daha sonra vahşi hayvanlara, buradan insanlara, insanlardan da insanlara yayılması problem oluyor. Peki bu virüs nasıl bulaşıyor. Solunum damlalarıyla ya da temasla bulaşıyor. Aslında en önemli noktamız bu. Maskemizi takacağız, el hijyenimizi sağlayacağız. Maskeler karaborsa olunca tabi alternatif yönlere girildi ama öncelikle korunmak için cerrahi maskeler kullanmalıyız. Tek başına bu yetmez, bu el hijyeni çok önemli. Bu, mukozalardan bulaşıyor. Yani göz, burun ve ağız yoluyla insandan insana, yüzeylerden bulaşıyor. Onun için her yere temas etmemeye özen gösteriyoruz. Yurt dışına çıkan arkadaşlar daha fazla dikkat etmeli, her yere temas etmemeli. Damlacık yoluyla çıkıyor, damlacık yoluyla ise öksürük, hapşırıkla çıkıyor. Bunun için biz bir metre mesafe koyuyoruz, bakanlığın da uçakta özellikle iki ön, iki arka, iki yan demesinin sebebi bu. 1 metreden daha fazla yaklaşmamak lazım. Yaklaşacaksak da cerrahi maske kullanılması gerekli. Bizim bildiğimiz cansız yüzeylerde 2 ile 8 saat kalabiliyor” dedi.

“YAŞLI VE EK HASTALIĞI OLANLARDA ÖLÜM ORANI ARTIYOR”

Virüsten hangi insanların etkilendiğini de anlatan Nazik, sözlerinin devamında, “İnsanlar, ateş, yorgunluk, kur öksürük, halsizlik ve boğaz ağrısı gibi şikayetlerle geliyor. Bildiğimiz üst solunum yolu enfeksiyon semptonlarıyla geliyor ama bunlar çeşitlilik arz edebiliyor. Burun tıkanıklığından ishal, üşüme, titremeye kadar farklı tablolara bürünebilir. Hastaların bazıları ben kötü hissediyorum demiş Çin’deki son yayınlarda. Bazen iç belirti olmayabiliyor, temas sonrasında da karşımıza çıkabiliyor. Şunu da bilelim ki bu hastaların hepsi ölmüyor, çoğu düzeliyor ve yüzde 80’i tedavisiz iyileşiyor. Bu hastalığın özellikle yaşlı popülasyonu etkilediği, kalp, şeker ve hipertansiyon gibi hastaları daha fazla etkilediği görülüyor. Çocuk olgular hiç etkilenmiyor denilebilir, 20 yaş altında durum yüzde 2 ama ileriki yaşlarda tutulum daha fazla oluyor. Şiddetli vakalar öldürüyor ama bunu unutmayalım yaşlı ve ek hastalığı olanlarda ölüm oranı yüzde 49’a kadar çıkıyor. Ama tüm olgularda yüzde 2-3 arasında” ifadelerini kullandı.

Nazik, son olarak katılımcılara uyarılarda bulunarak, “Son olarak ellerimizi yıkayalım, maskemizi takalım, kalabalığa girmeyelim ve elimizi yıkamadan gözümüze, burnumuza ve ağzımıza elimizi vurmayalım. Ayrıca ben iyi beslenmeyi öneriyorum, protein ağırlıklı beslenmenin sağlıklı olacağını düşünüyorum” dedi.

Program, soru-cevap şeklinde tamamlandı.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz