Bahar aylarının yaklaşmasıyla birlikte bahar alerjileri de ilk belirtilerini göstermeye başladı. Uzmanlar, ilkbahar aylarında sıkça rastlanan polen alerjisine karşı tedbirinizi alın çağrısında bulunuyorlar. İlkbahar ve alerji dendiğinde ilk akla gelen “polen alerjisi” özellikle Mart, Nisan ve Mayıs aylarında sıkça rastlanıyor. Polen alerjisi konusunda uyarılarda bulunan uzmanlar, alerjisi olanların bu aylarda çok dikkatli olmalarını gerektiğini belirtiyorlar. Konuyla alakalı gazetemize özel açıklamalarda bulunan Kahramanmaraş Halk Sağlığı Müdürü Dr. Ahmet Yener, “Bahar aylarının gelmesiyle birlikte Türkiye’mizde ve ilimiz Kahramanmaraş’ımızda her yerde artık ağaçlarda polen mevsimi başladı. Bahar alerjisi dediğimiz olay bu polenlere bağlıdır. Polen, bitkilerdeki üreme hücreleridir. Polenler rüzgârlarla alınır başka yerlere dağılarak bu şekilde bitkilerde döllenme meydana gelir. Bu polenler 500 kilometre uzağa da gidebilir. Hava da uçuşan üreme hücreleri güzel bir ekolojik sistem. Ama bazı insanlar da ne yazık ki bu polenler alerji oluşturmaktadır. Alerji ise, aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Bazı insanlarda genellikle bu durum ırsi olur. Irsı olmasından dolayı bu polenlere karşı hassastır. Burun akıntısı, hapşırma, ciltte kızarıklık, gözlerde kızarma, akıntı gibi değişik şekillerde reaksiyon veren alerjik reaksiyonlar oluşur” şeklinde konuştu.

ALERJİ YAPAN NEDENLERE PERDE ÇEKMELİYİZ”

Bahar alerjisini önlemenin tam anlamıyla bir çaresi olmadığını, alınacak tedbirlerin alerjisi olanlar için önemli olduğunu söyleyen Dr. Yener, “Bahar alerjisini direk önlemenin tam bir çaresi yok. Ama alınacak tedbirleri var. Bu polenler sabah 5’ten itibaren yayılmaya başlar. O saatlerde dışarıya çıkmamaya özen göstermeye çalışmak lazım. Sabahtan öğleye doğru yayılır ve öğlen vakti daha çok polenler olur. Eğer çıkma mecburiyeti var ise koruyucu maskeler takılması gerekiyor. Arabanın içerisinde veya evdeysek camları açmamamız gerekiyor. Öğlen daha çok dikkat etmemiz gerekiyor. Pikniğe gidileceği zaman öğleden sonraları tercih edilmesi gerek ve aynı şekilde koruyucu maske kullanılması gerek. Burada ki amaç alerji yapan maddeleri vücuda temasını önlemektir. Yazları klimalar çoğunlukla tercih edildiği için polen filtreli klimalar kullanılması birey için daha faydalı olacaktır. Dışarıda giydiğimiz giysileri özellikle yatak odasında çıkarmamaya özel gösterilmesi gerekiyor. Elbiseye bulaşan polenlerin eve dağılmaması için ve yattığımız odada teneffüs edip alerjik reaksiyonu tetiklememesi için böyle bir metot seçilebilir. Mantık tamamen araya alerji yapan nedenlere bir perde çekmek. Ekolojik denge için polenler gereklidir” ifadelerini kullandı.

TEŞHİS KONMASI İÇİN TAMDA MEVSİMİNDEYİZ”

Osmanlı döneminden bu yana alerjik reaksiyonlar için önlemler alındığına değinen Dr. Yener, şunları kaydetti: “Eskiden Osmanlı döneminde kavak, selvi gibi ağaçlar bu mevsimde polen yaydığı için bu ağaçların yerleşim yerlerine dikilmesine yasaklanmış. Kırsal alanlara dikildiği zaman bu ağaçlar merkezdekiler daha az etkilenecektir. O zamandan bu yana alerjinin ne demek olduğunu biliyorlar ve ona göre tedbir alıyorlar. Burada ki mantıkta aynıdır. Yine teması önlemek, araya bir perde çekmektir. Bununla alakalı teşhis konması için tamda mevsimidir. İlkbahar aylarında alerji testi yapılır ise hekim arkadaşlarımız hangi maddeye duyarlı olduğunu daha iyi anlar. O yüzden alerji testlerini yaptırmanın tam zamanı. Şubat ayından sonra yapılmaya başlanır. Bu mevsimde tedavi metodu ona göre şekillenir. Biz daha çok koruyucu hekimlik manasında olaya yaklaşıyoruz. Bu saydığım tedbirler bayağı etkili oluyor.”

KÖKLÜ TEDAVİ AŞIDIR”

Alerji yapan maddeler ile ilgili aşıların vücudu duyarsızlaştığını ifade eden Dr. Yener, köklü tedavinin bu yöntem ile olduğuna vurgu yaptı. Dr. Yener, “Alerjinin köklü bir tedavisi yok. Alerji yapan madde neyse onunla ilgili aşılar hazırlanır. Bu aşı insanlara küçük dozlar halinde verilerek vücut duyarsızlaştırılmaya başlanır. Az az bünyeyi alıştırılıyor. Esas köklü tedavi odur. Alerji olunduğu zaman kullanılan bazı ilaçlarda vardır. Bu mevsimlerde tatil için daha çok yüksek dağları ve deniz kenarları tercih edilmesi lazım. Polenler bu tür yerlerde daha az olur. Daha aşağılarda olur ve deniz kenarlarında da pek olmaz. Polen alerji ve diğer alerjiler çok rahatsız edicidir. Ama hayati tehlike oluşturan durumlar çok nadir de olsa vardır. En büyük oranı aksırma, hapşırma, kızarıklık gibi rahatsız edici olmasıdır. Bahar yorgunluğu dediğimiz hastalık var. İlkbaharda sıcakların artmasıyla alakalıdır. Bunlarda da yine alerji rol oynar. Bununda araştırılması lazım” diye konuştu.

Haber: Meliha Şeyda Akçakale

Editör: Mahmut Beyaz