Orhan Veli Kanık, en sevdiğim şairlerdendir. Şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eserleri de vardır.

13 Nisan ünlü şairin doğum günüydü. Ünlü arama motoru Google, Orhan Veli ‘yi unutmadı. 104. Yaş Gününe özel ana sayfa görselinde, ‘Garip’ vardı...

Garip akımının öncüsü Orhan Veli, dizelerinde yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırmıştı. Orhan Veli'nin şiirlerini eleştirmen Nurullah Ataç çok güzel anlatır: ‘Orhan Veli, şiirlerinin hemen hepsinde birer hikaye anlatır, hem de uzun bir hikaye, sanki birer hayat. Ancak bu hikayeleri bütün fazlalıklardan temizler, bize birkaç satırda özü söyleyiverir. O koca hikayeyi şiir üslubuna koyuverir.’

Sokaktaki adamın söyleyişini mısralara taşıyan ozanımızı daha 36 yaşında iken kaybetmştik.Arkasından unutulmaz şiirler bıraktı.Anlatamıyorum... İstanbul’u Dinliyorum... Bir Garip Orhan Veli... Güzel Havalar... Gün Olur, bunlardan sadece birkaçı...

Ölümü de bir garip oldu.

Orhan Veli,1950’de Ankara’da bir kaza geçirdi. Belediyece açtırılan ama çevresine hiçbir işaret ve lamba konulmayan bir çukura düştü. Beyninde damar çatlaması doktorlar tarafından fark edilemedi.Alkol zehirlenmesine karşı tedavi edildi.Sonradan komaya girerek yaşama veda etti.

Aynı kaderi paylaşan bir usta kalem daha var... Ömer Seyfettin... Türk Edebiyatı'nın ilk gerçek öykücüsü...İki edebiyatçımızın ortak özelliklerinden biri;eserlerinde sade ve halk dilini seçmeleriydi.Bir ortak özellikleri daha var ki hüzün verici... İkisi de 36 yaşında, yanlış tedavi kurbanı olarak yaşama veda ettiler.

Ömer Seyfetin şeker hastası olmuştu. Fakat o yıllarda tıp dünyası diyabet kavramını bilmiyordu. Doktorlar şekerin yaptığı eklem ağrıları için bol bol portakal,mandalina ve üzüm hoşafı tavsiye ediyorlardı. Ve Ömer Seyfettin 6 Mart'ta Haydarpaşa Hastanesi'nde "Ah Selanik!" diye inleye inleye son nefesini verdi.

İki ustayı da genç yaşta,en verimli çağlarında kaybettik. Ama arkalarından uzun yıllar konuşulacak eserler bırakarak gittiler.