Yaşadığımız dünyanın en  büyük sportif yarışmamalarından en büyüğü olan Olimpiyat oyunları her 4 yılda bir yapılagelmektedir. Oyunlarda kalite artımı ve çekişmeli müsabakaların olması hesabı ile de olimpiyatlara katılabilmek için kota uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra kıtalar arası olimpiyat elemeleri düzenlenmektedir. Bütün dünya ülkeleri çok büyük bir hazırlık ile bu yarışmalara kendilerini hazırlamaktalar. Bilindiği üzere yeryüzünde 3-4 milyar insana seyir olarak ulaşan olimpiyatlar  ülke tanıtımı açısından çok büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle yarışmacı ülkeler varını yoğunu ortaya koyarak oradan altın madalya çıkarmaya çalışmaktadırlar. Bir teknik adam olarak katılmış olduğum, Avrupa şampiyonaları, Dünya şampiyonaları ve olimpiyat oyunlarını kıyasladığımızda olimpiyatlarda çok büyük bir çekişmenin olduğunu görmekteyiz. Nedeni kıtalar arası seçim ve her sıklette dünyanın en iyilerinin bir arada yarışması ve bunun yanı sıra verilen kotaya doldurmak için yapılan müthiş seçmeler sonucu olimpiyatlarda müsabakalar bir ateş çemberinin içi gibi olmaktadır. Olaya sporcu psikolojisi açısından baktığımızda sporcu: Dünyanın en büyük yarışmasında şampiyon olduğunda isminin uluslararası literatürde yer alacağını, bir yarışmacı için bundan büyük bir hedef olmadığını da göz önüne alarak varını yoğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenlerden dolayı sporcu açısından olmazsa olmaz olan olimpiyatlar sporcunun  hep ömür boyu hayalini süslemektedir. Bilhassa güreş gibi zor mücadeleli bir spor branşında 20 yaşında a milli takımı terfi eden bir sporcu çok büyük performans sürdürebilirse: 24-28 olmak üzere   2 olimpiyat oyunu görebilir. Bunun yanı sıra üst sıkletlerde ise bu hadise 3 olimpiyat oyunlarına gidebilme şansı getirebilir. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük güreşçisi ve tap 100 ün bir numarası olan Rus, Aleksandre Karelin 4 kez olimpiyatlara katılmış ve 3 altın ve bir gümüş ile sportif kariyerini noktalamıştı. Türk güreş tarihinde ise: Mustafa Dağıstanlı, rahmetli Mithat Bayrak ve Hamza Yerlikaya ise 2 şer kez olimpiyat şampiyonluğu ile Türk spor tarihinde yer alan rekortmenlerimiz. Son söz olarak: Şimdi önümüzde 20 gün kadar az bir süre  kalan  Rio olimpiyat oyunlarına  Dünya’da Rusya’dan sonra güreşte en fazla kontenjanla katılan Türkiye’miz inşallah hayırlı sonuçlarla altın madalyalar kazanır. Temennimiz sporcularımızın başarılı olmasıdır.