Türkiye her dönemde olduğu gibi bugün de çok etkili bir şekilde kullanılan psikolojik savaş ve algı operasyonlarıyla karşı karşıya. Belli güçler bilgi kirliliği ve dezenformasyonlarla kitlelere olguyu farklı bir şekilde algılatılabiliyor. Böylece hak batıl, batılda hak olarak gösterilmeye çalışılıyor.

En büyük algı operasyonları da Sosyal medya üzerinden yani facebook ve Twiter üzerinden yapılmaktadır. Ülkemizde bir iç karışıklık, etnik çatışma çıkarmak isteyenler, Eskişehir’de ‘bir Kürt vatandaş sırf Kürt olduğu için linç edilmeye çalışıldı’ diyerek kan revan içinde paylaşılan bir resmin Filistin’de İsrail’in zulmüne maruz kalan bir Filistinliye ait olduğunun ortaya çıkması, yine Cizre’de ölen çocuklarının cenazesini kaldıramayan ailenin çocuklarının cenazesinin ‘buzdolabında saklama görüntüleri’ diye paylaşılan görüntülerin Türkiye’yle hiç bir ilgisinin olmaması, hangi boyutlarda algı operasyonlarının yapıldığının en açık göstergesidir.

Bir televizyon kanalında 7 Haziran seçimlerinden sonra başlayan terör eylemlerine sebep olarak gösterilenlere bakıyorum, PKK ve HDP o kadar masumlaştırılıyor ki hayretler içinde kalmamak mümkün değil. Sanki yolları kesen, Askerimizi, Polisimizi şehit eden, ambulansları tarayan, sivilleri öldüren, şantiyeleri basıp iş makinelerini, yollarda tırları yakan onlar değil.        

Çözüm sürecinde güvenlik güçlerimiz teröristlere müdahale etmedi’ diye şikâyet edenler, son zamanlarda Cizre’de ve ülke genelinde teröristlere karşı başarılı operasyonlar yapan Devleti, güvenlik güçlerini suçluyorlar. Ak Parti ve Tayyip Erdoğan düşmanlığından, gözleri hiç bir şey görmüyor. Ülkenin ne kaybedeceği umurlarında bile değil.

Cizre’deki operasyonu devlet sivil katliamı yapıyormuş. İnsanlar açmış, temel ihtiyaç malzemelerini bile karşılayamıyormuş. İnsanlar cenazelerini gömemedikleri için buzdolabında bekletiliyor diye sunmaları da tam bir dezenformasyon ve vatana ihanettir.

Peki, Cizre’de olan nedir?

Cizre\'de PKK öz yönetim kurmak için deneme yapmıştır. Burada başarılı olurlarsa Yüksekova ve başka yerleşim birimlerinde de bunu yapacaklardı. Asker ve Polisi ilçe içerisine sokmayacaklar Teröristler günler öncesinden evlere yerleştirilerek, belediyenin iş makineleri ile sokaklara hendekler kazmışlar, barikatlar kurmuşlar, mayınlı tuzaklar hazırlamışlar.   Bunun üzerine güvenlik güçleri sivillerin zarar görmemesi için sokağa çıkma yasağı koyuyor ve ilçe teröristlerden temizleniyor. Bu arada insanların temel ihtiyaçları karşılanıyor. Bir Fırında ekmek çıkarıyor. Operasyonda Güvenlik güçleri 800 ton patlayıcı, çok sayıda ağır silah yakalıyor. Çok sayıda teröristi etkisiz hale getiriyor.

‘Cizre’de bir terörist uydu üzerinde bağlandığı PKK yanlısı bir televizyon Kanalı\'nda Ağlayarak sıkıştık, 100–200 kişi kaldık yardım edin’ diye yalvarıyor.

HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş bunun üzerine Cizre’ye yürüyüş için çağrı yapıyor ama karşılık bulmuyor, destek görmüyor. Çok az sayıda partiliyle yürümek zorunda kalıyor. Buna da güvenlik güçleri müsaade etmedi. Bir genel başkan böyle bir çağrı yaptığı halde katılımın az olması, halkın destek vermediğinin en büyük göstergesidir.

Devlet vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlamak zorundadır. Cizre’de sokağa çıkma yasağı koyup sivillerin zarar görmesini en aza indirerek, ilçenin kararlı bir şekilde teröristlerden temizlemesi son derece iyi olmuştur. Vatandaşın beklentisi bu yöndedir. Örgüt böyle bir şeye teşebbüs ettiğinde başına gelecekleri gördüğü için tekraren başka bir yerde teşebbüsü zordur. Ederse bedelini yine öder. Hiç bir devlet böyle bir saçmalığa müsaade etmez, etmemelidir de.

Birde şunu hatırlatmakta fayda var; 120 bin nüfuslu ilçenin Belediye Başkanı HDP’li, demokrasi içinde mücadele ederek bunu elde etmiş. Kimsede buna itiraz etmemiş. Ama demokrasi dışı yollara hele teröre başvurarak elde edeceği hiçbir şey olmadığını son bu özyönetim denemesinden sonra görmesi iyi olmuştur,umarım. HDP ye de PKK ya da ders olmuştur.

Yapılan operasyonlar, çok etkili olmuştur. Asker ve Sivil kayıplarıyla geleceğinden endişe eden halk devletin bu kararlı tutumundan dolayı memnun olmuştur.

AK Parti’nin 5 olağan kongresi birlik ve beraberlik içinde tamamlanmıştır. Kongre öncesi yapılan provakasyonlar da algı operasyonları da boşa çıkmıştır. Eski il başkanımız Av. Metin Doğan\'ın MKYK ya girmesi, Veysi Kaynak\'ın görev alması K.Maraş açısından bir kazançtır. Hayırlı olsun diyoruz.