Yıllardan bu yana, eğitim ve öğretim bağlamında vatandaşın zihninde yer eden bir takım şüpheler olduğunu yadsımak mümkün değildir.

Özellikle okulların açılması sürecinde bu yaklaşım, epeyce süre devam edip gider.

Ne zaman minik öğrenciler öğretmenleri ve sınıflarına alışır.

Bir yerde yeni hayata intibak ederler.

Yavaş yavaş korkuları ve şüphelerden kurtulurlar.

Böylelikle kendileriyle birlikte ebeveynlerin endişeleri de ortadan kalkar.

Değilse zaman alacağı kaçınılmazdır.

O nedenle minik öğrencilerin okula intibaklarında öğretmen, okul ve ailenin rolü yadsınamaz.

Peki, aynı süreçte velilerin beklentileri nelerdi?

Tereddütleri var mıydı?

Aslında iki temel ayrıntı vardı.

Yeni bir döneme giren çocuklar, okul hayatına kısa sürede intibak ederler mi?

Yoksa epeyce zaman alır mı?

Kaldı ki tereddütler, birkaç ayrıntıyla sınırlı kalmaz.

Dolayısıyla önceliği öğretmen alır.

Çocuk, kısa süre içerisinde öğretmenini benimser mi?

Yanı sıra, öğretmenin yaklaşımları doğrultusunda okulunu ve arkadaşlarını sevmeye başlar mı?

Tersi bir durum mu ortaya çıkar?

Dolayısıyla aynı süreçte öncelik alan ve çözüm gerektiren ayrıntılar bunlardır.