Evet öfke, sinir… Kimimizin hayatının bir parçası, kimimizin çok farklı zamanlarda içindeki kötüyü ortaya çıkaran bir durum. Bazen incir çekirdeğini doldurmayan bir konuda kırıp döktüren, bazen kim olsa sinirlenir diye kendimizi savunduğumuz bir olgu. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlar da sığındığımız bir liman belki…

Evet ülke olarak öfkeliyiz, sinirliyiz, agresifiz… nereye baksam geleceğinden kaygılı, ülkenin halinden sıkıntılı mutsuz insanlar görüyorum. Dolar almış başını yürümüş diye düşünen, belki ülkelerinde resmi para birimi olarak kullandıkları dolarları bizim kadar umursamayan Amerikalılar varken bu kadar dolarla yatıp kalkmaya bir anlam veremiyorum. Gerçekten imal ettiği üründe gram döviz kullanmayan üreticinin bile ürünlerine %100’ e kadar yaptığı fahiş zammı sorduğunuzda dolar arttı bahanesinin bu kadar menfaatine kullanan insanların olduğu bir dönem de görmedik sanırım. Hal böyle olunca aldığınız maaş bir anda yarı yarıya düşünce ve ufukta zararınızı karşılayacak bir maaş zammı görülmeyince nasıl geçineceğiz sorusu daha da öfkeli insanların çoğalmasına sebep oluyor. Felaket tellallığı yapmıyorum. Ülkesini seven ve insanlarının mutlu olmasını isteyen bir olarak düşüncelerim bunlar. Maliyet artışlarını kaldıramayan işletmeler ya küçülmeye gidiyor, ya işyerlerini kapatmayı düşünüyor. Patronlar öfkelerini işçilerden çıkarıyor. Daha krizin gerisi gelmedi bence. İşletmeler yaşamak için şu anda alternatif yollar arıyorlar, buldular buldular, bulamazlarsa bu ekonomik duruma karşı işyeri kapanmaları artacak gibi görünüyor. İşçiler düşünceli, ne zaman işten çıkarırlar diye çalışamıyor bile stresten. İşverenler haklı, artan maliyetler tümünün belini büküyor. İşçi de haklı, yani herkes haklı… ama öfkeyle kalkmanın zarar oluşturduğu gerçeğiyle halk olarak hepimizin sakin olması gerekiyor. Başlıkta sordum ya hep öfke ile kalkan zararla mı oturur diye evet genel manada böyle olur o yüzden sakin olmamız ve birlik olmamız gerekiyor belki de her zamankinden daha fazla bir emek ve özveriyle…

İnsanlar; maddi manevi hayallerine ulaşabildikleri ölçüde mutlu olurlar. Ev almanın, araba almanın hayal olduğu, kredilerin tavan olduğu bir zaman diliminde hayallerin gittikçe uzaklaştığı bir gerçek. Bu şartların bir an önce düzelmesi gerekiyor. Devletimiz de bunu düzeltmeye muktedir. Hep birlikte daha güzel günler görmek ümidiyle…