Yaklaşık 2 yıl önce Kahramanmaraş'ın toplu taşıma araçlarını ve bu araçların gerek sahipleri, gerekse çalışanlarını gözünüzün önüne getirmenizi rica ediyorum. Tarih yakın olduğu için hatırlamak da çok kolay olacaktır. Ancak yine de sizin için bir özet geçeyim.

Hem halk otobüsleri, hem dolmuşlar hem de belediye otobüsleri vardı. Belediye otobüslerini dışarıda tutarsak toplu taşıma araçları içinde büyük bir rekabet vardı. Öyle ki sırf daha fazla yolcu alıp kazancını arttırmak için birbirleriyle yarışıyorlar, zaman zaman kural ihlalleri gerçekleştiriyorlar ve hatta sinir katsayıları çok yükseldiği zamanlarda birbirleriyle kavga bile ediyorlardı. Söz konusu kavga yalnızca dolmuşçu-otobüsçü kavgası olarak değil, otobüsçülerin ve dolmuşçuların kendi aralarında kavgaları olarak bile karşımıza çıkıyordu. Yıllardır bir çözüm bulunmaya çalışılan bu sorun en sonunda köklü bir değişimle giderilmeye çalışıldı. 

Bu haftaki yazımda hem bu değişimi anlatacak, hem de yaraya merhem olup olmadığını ele alacağım.

Büyükşehir belediyemiz devrim niteliğinde bir karar alıp tüm dolmuşları iptal etti. Bazı hatlar için 2 dolmuş yerine 1 otobüs, bazı hatlar için 4 dolmuş yerine 3 otobüs gibi düzenlemelerle küçük ve konforsuz dolmuşlar yerine son model otobüsler geldi. Tüm otobüslerin kazançları bir havuzda toplandı ve eşit olarak paylaştırıldı. Aradan biraz zaman geçtikten sonra da artık aktarma sistemine geçileceğini duyurdu belediye. Sloganı da şuydu: "Bir yerden bir yere değil, her yerden her yere ulaşım". Ancak aktarma sistemi ilk çıktığı zamandaki gibi kaldı, yalnızca birkaç hat aktarma sistemine geçti. Peki bu düzenlemeler bize ve otobüsçülere neler kazandırdı veya kaybettirdi?

Araçların son model olması hem yolculara hem de çalışanlarına büyük bir konfor getirdi. En basitinden artık tüm toplu taşıma araçları klimalı. Aracın içinin serin olması için kapısının açık şekilde yol alınması gibi tehlikeli ve ilkel bir alışkanlık ortadan kalktı. Toplu taşıma esnafının da kapı açıklığından ötürü trafik cezası yeme korkusu da tarihe karıştı. Aynı zamanda bu yeni araçlarda engelliler için de seyahat kolaylığı olduğu için onların sosyal hayatın içine daha çok girmesinin yolu açıldı. Yani her yönüyle olumlu bir gelişme...

Dolmuşların ortadan kalkıp hepsinin otobüs olarak çalışması sayesinde trafikte araç sayısı azaldı. Böylece eski düzende gördüğümüz duraklarda uzayıp giden araç yoğunluğu sona erdi. Olumlu gelişme...

Tüm kazançlar bir havuzda birikip eşit şekilde dağıtılarak rekabetin önüne geçildi. Artık ne birbiriyle yarışma kaldı, ne de kural ihlali. Yerine güvenlik geldi. Olumlu gelişme... Peki her şey iyi ve güzel mi oldu? Hiç eksik yanı yok mu bu sistemin? Maalesef var!

Geçenlerde aracımın arızası nedeniyle evime dönerken otobüs kullandım. Durakta beklerken gelip geçen otobüslerin levhalarında yazılı olan yerlere baktım. 1-2 dakika gibi çok kısa bir zaman dilimi içinde önümden gelip geçen 5 otobüsün 4'ünde yazan yazı şu: "Tekerek Yolu". Bu arada bir tanesinde de ayrıca "ek sefer" yazıyordu. Otobüsçüler buna kendi aralarında "takviye" diyorlar. Acaba denk mi geldi deyip sık sık toplu taşıma aracı kullanan dostlarıma sorduğumda benzer şikayetleri işittim. "Aynı güzergahtaki otobüsler aynı anda gelip aynı anda gidiyor. Onlardan birini kaçırdığın zaman en az 10 dakika beklemek zorunda kalıyorsun." şeklindeki şikayetler uzayıp gitti. Demek ki bir tesadüf değil!

Hiç otobüsçülük veya dolmuşçuluk yapmayan biri ya da hiç toplu taşıma aracı kullanmayan biri yaşadığım bu olay karşısında aynı güzergahı yol alacak olan otobüslerin belirli ve sabit aralıklarla çalışmasının herkes açısından doğru olacağını söyler. Herkesin aklına gelen bu basit çözüm yöntemi belediyede otobüslerin saatlerini ayarlayan kişilerin de aklına geliyordur elbette. Peki neden bir ilerleme kaydedilmiyor? İşte burada devreye geçen yıl hayatımıza gireceği söylenen ama çok az yol katedilen düzenleme geliyor: aktarma sistemi..!

Aynı güzergahı kullanan fakat hat numarası farklı olan otobüslerin aynı anda gidip gelmesinin elbette bir sebebi var. Hepsinin son durak diye tabir edebileceğimiz yeri, dolayısıyla gidip gelme mesafeleri ve süreleri farklı! Hal böyle olunca birbirleriyle bir yerde karşılaşıyorlar. Bu da yolcular açısından aracı kaçırma durumunda bekleme sorunu ortaya çıkardığı gibi, otobüs esnafı tarafından da fazladan yakıt kullanıp maliyetlerinin artmasına dolayısıyla kazançlarının azalmasına sebep oluyor. Yani her yönüyle olumsuz bir gelişme...

Çözüm için nacizane önerim şu: aktarma sistemine bir an önce geçilsin. Aktarma yapılan yer elbette çarşı olmalı. Bunun için illa ki bir yerde yolcunun tamamını indirip sonra dönüş yaparken yolcuyu toplamasına gerek yok. Otobüsler aktarma sistemi içinde yolcuları bir yandan indirirken bir yandan bindirebilirler. İniş için belirlenen son durak olması yaşanacak ufak problemleri ortadan kaldıracaktır.

Bir çözümüm de son durak olması... Eğer son durak olursa araçlar belirli ve sabit aralıklarla yola çıkacak, böylece şuan yaşanan sorunlar da çözülmüş olacaktır.

Saygılarımla...