Medeni. Medeniyet. Modern. Post modern…

Geçen hafta yaptığım Mersin ziyaretinde bu kavramlar dilimizde fazlası ile yer buldu. Bilahare genel yayın yönetmenliğini yaptığım Vesselam Dergimizin bu sayıdaki teması medeniyet. Üstüne üstlük birkaç gündür magazin sayfalarını aşıp, pek çok haber sitesinde, gazetelerde kendine yer edinen malum Mustafa CECELİ, eski Sinem GEDİK ve İntizar üçlüsü arasında yaşananlar yine bu kavram üzerine cuk diye oturdu.

Medeni, modern… ve hatta post modern…

Olayın içeriğini çok fazla açmaya gerek yok. Bilenler biliyor. Bilmeyenlerde o anlı şanlı Google ye bu üçlüden herhangi birisinin ismini yazması halinde olayın tüm detayları ve hatta görüntülülerine kadar ulaşabilir.

Mustafa CECELİ, halk tarafından benimsenmiş, halk tarafından hak ettiği uç noktalara kadar taşınmış bir isim. Eşsiz ses yapısı ve yorumları ile gerçekten büyük bir ses sanatçısı. Ancak, onu halkın bu kadar benimsemesi sadece mükemmel şarkılar söylemesinden değil. Yıldız olduktan sonra dahi, halkan kendini soyutlamaması, halkın genel örf ve adetlerine paralel çizgide hayat sürmesi. Türkiye’nin her tarafını dolaşarak halk konserleri vermesi, yaptığı sanatta, ulaştığı çizgide daha fazla para kazanma amacı gütmeyip, halka ulaşma, kendisini halka indirgeme çabası onu bize hep yakın tuttu.

Söylediği ilahiler, dini değerlerimiz ile ne kadar barışık yaşadığının ispatıydı.

Bu çizgideki Mustafa CECELİ’nin iki yıl önce aniden eşi Sinem GEDİK’den boşanmasını, hemen ardından başka bir kadın ile evlenmesini yadırgamıştık. Olayın gizemli perdesini bugünlerde bu üçlü, Mustafa CECELİ, Sinem GEDİK ve İntizar arasında yaşanan olaylar aralıyor.

Bu günlerde magazin dünyasından, pek çok ünlüden, aydın geçinen kesimlerden ve daha pek çok kişiden Mustafa CECELİ’ye kınama mesajları geliyor. Tabiri yerinde ise bir linç kampanyası başlatıldı. En büyük suçlu Mustafa CECELİ. Çarpık ilişki yaşayanlar masum.

Bir ayıbı işleyen iki kişinin gizli görüntülerini çekip basına vermek, ayıbı ayıp ile temizlemeye çalışmak tabi ki suç. Belki daha da ayıp. Eğer iddia edildiği gibi Mustafa CECELİ, eşi Sinem GEDİK ve İntizar’ın odasına gizli kamera koyup, bu görüntüleri basına verdiyse, velayet davasında kullandıysa ayıp etmiştir. Ancak bu ayıp, evli ve çocuklu bir kadının, başka bir kadınla aşk yaşamasının ayıbını örtebilecek büyüklükte değildir.

Mustafa CECELİ, değer yargıları ile senden, benden, bizden birisi. Eski eşinin velayetinde bir evladı varken, evladının toplumumuzca reddedilen böyle bir lezbiyen birliktelik içinde büyümesine göz yumamazdı.

Yok, hala bizler insanlığın ilk çağını yaşamaya devam etmekteyiz. Bu kadar modernlik, Mustafa CECELİ’ye de, bize de fazla gelir.