Vatandaş soruyor, ne diyorsun? Tek bir şey söylüyorlar: Biz HAYIR diyoruz. Tamam da, niçin hayır diyorsun? Cevap veriyorlar: Biz, başkanlık sistemine hayır diyoruz.

Neye hayır diyorsunuz? Başkanlık sistemine. Vatandaş, öyle bir sistem var da benim mi haberim yok, diyor. Yoksa, siz referandumdan yani Cumhurbaşkanlığı sisteminden mi bahsediyorsunuz. Mecburen de olsa EVET diyor hayır cephesi. EVET tam da ondan bahsediyoruz. Vatandaş tamam işte, biz getirilen anayasa değişiklik paketini biliyoruz, demokratik hakkımızı da sandıkta kullanacağız diyor.

Ancak HAYIR cephesi vatandaşı ikna etmeye kararlı!. Referandumda EVET derseniz ‘tek adamlık rejimi’ gelecek diyor, ‘parlamenter rejim ortadan kalkacak’ diyor, ‘Türkiye federasyona gidecek, bölünecek, yok olacak’ diyor, yetmiyor ‘rejim değişecek, cumhuriyet yıkılacak, saltanat gelecek’ diyor. Vatandaş bu mesnetsiz salvoların hiç birisine itibar etmiyor.

Bu salvolar bize sadece bir zamanlar “Halk plaja hücum etti, vatandaş denize giremiyor” aforizmasının yeniden hortladığını düşündürüyor.

“Siz hiç bir sarrafın bağırdığını duydunuz mu? Kıymetli malı olanlar bağırmaz. Domatesçi, zerzevatçı bağırır ama kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz. Düşünen bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez. Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir” der Hazreti Mevlana…

Milletimiz bu gürültüye itibar etmeyecektir. Milletimiz sarraftır!. Altını çerçiden almayacak kadar feraset sahibidir. Devleti, ülkesi, kendisi için en isabetli kararı verecektir. Bu karar hepimizin baş tacıdır, saygıya layıktır.

Bunun ötesinde meseleyi kişiselleştirmenin gereği yoktur. Küçük kafalar daima ‘kişileri’ konuşmuştur. Bize ‘olayları’ ve ‘fikirleri’ konuşan kafalar lazımdır. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti içeride ve dışarıda devasa sorunlarla mücadele etmektedir. Bu mücadeleyi yürütenlere destek olmak gerekir. Anayasa değişiklik paketine bu yönüyle de EVET denmelidir.

Devletimiz, milletimiz, ülkemiz, bayrağımız söz konusu olduğunda kişisel hesabımız olamaz. Velev ki fikir ayrılıklarımız var, eleştirilerimiz var ancak bu gün ‘pire için yorgan yakma’ zamanı değildir. Biz bu sebepten EVET diyoruz.

Dam yanma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dama bir zevale uğrarsa hepimiz açıkta kalırız. Bu ülke Sayın Cumhurbaşkanın ‘tapulu mülkü’ değildir. Bu ülke Türk Milletinindir. Sayın Cumhurbaşkanının yetkilerinin fazlalığını gerekçe göstererek, damı yakmaya çalışanlar art niyetlidir. MHP art niyetlilerin amacına ulaşamaması için 16 Nisan’da EVET diyecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi referandum dolayısıyla siyasi fikrini ve tutumunu değiştirmiş değildir. Biz yaklaşık 50 yıldır aynı çizgideyiz. Bizim önceliğimiz Ülkemiz ve Milletimizdir. Partimiz ve şahsımız her zaman ikinci plandadır. Nitekim Mesut BARZANİ’nin Türkiye ziyareti sırasında Genel Başkanımız gerekli ikaz ve eleştirileri alenen ifade etmiştir.

MHP her zaman ve her şartta doğruya doğru, eğriye eğri demiştir, demeye de devam edecektir. Darbecilere, bölücülere, Türkiye’yi kapana kıstırmak isteyenlere karşı 16 Nisan’da EVET diyeceğiz. Çünkü Türkiye herkesten, her şeyden daha önemlidir.

Son Söz: “EVET. Çünkü Ben değil TÜRKİYE diyoruz”