“--Baba savaş olsa, çağırsalar sende gider misin?

--Giderim tabi oğlum. Vatan olmazsa biz olmuşuz neye yarar? Peki sen, sen de gidermişin? Başını kaldırdı, göğsünü gerdi. Gözleri parladı.

--Giderim baba, tabi giderim.”

Bir ülke sınırları dahilinde doğmak, o ülkenin vatandaşı olmak, o ülkede yaşıyor olmak yetmiyor millet olmak için. Millet olmak için başka şeyler de gerekli. Ortak bir tarih gerekli mesela. Ülkü birliği, gaye paydaşlığı, aynı acılar ile kederlenmek, aynı sevinçler ile sevinmek demek millet olmak.

Bir ülkenin vatandaşı olmuş, ancak millet olamamış, vatan kavramı oluşmamış iki örnek var önümüzde. Birisi Irak, birisi Suriye. İnsanlarının benlik duygusundan bizlik birlikteliğine ulaşamadığı iki ayrı devlet, iki ayrı halk.

Haritada kalem ile sınırları belirlenmiş toprak bütünlüğü içerisine sığdırılmış insanlar topluluğu. Ülkelerinin başı sıkışınca çil yavrusu gibi dağılan, kendi refah ve mutluluklarını ülke bütünlüğüne tercih eden insanlar. Bir ülkenin zenginliği olarak görülebilecek Kürt, Şii, Sünni, Türkmenler olarak onlarca parçaya bölünmesi, birbirlerine düşman kesilmeleri. Bu farklılıklarını kendi menfaatlerine kullanan emperyalist güçlerin halkı birbirine düşürmeleri, zenginliklerini sömürmeleri. Bugün Suriye’de ABD, Rusya, İran hatta İsrail kendi emellerinin peşinde, çeşitli bahaneler ile boy göstermekte. Hakimiyet sahaları belirlemekte, ülke parsel parsel bölüşülmekte. Irakın zengin petrol yataklarının paylaşılması gibi, şimdi de sıra Suriye toprakları talan edilmekte.

Farklılıklar Suriye ve Irak kadar bizim halkımızda da var. Belki daha fazlası. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Sünni, Alevi… Yıllardan beri çok kaşındı bu farklılıklarımız. Ancak biz Millet olmayı hep başardık. Hep başaracağız. Çünkü bizim damarlarımızda 600 yıllık birliktelik kanı dolaşmakta. Bizde mevzu vatan ise gerisi teferruat. Biz Millet olmayı her daim başarmışız. Osmanlı imparatorluğu ile 3 kıtaya hükmetmişiz. Kurtuluş Savaşında küllerimizden doğmuşuz. 15 Temmuz gecesi tanklara uçaklara bedenimizi siper etmişiz.

Bu asil milletin özünde sömürgecilik yoktur. Başkasının toprağında gözü yoktur. Başka bir ülkenin zenginliklerine göz dikmemiştir.

Apartman dairesi yada müstakil evinizin tam karşısına bir katil, bir hırsızın taşındığını bilseniz, ne kadar huzurlu olursunuz? Geleceğe ne kadar umutlu bakabilirsiniz? Kendinizi, ailenizi, çocuklarınızı ne kadar güvende hissedersiniz?

Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarına bir katil, bir eşkıya, bir hırsız PYD/YPG/PKK terör örgütü yerleşmiştir. Sınırlarımızı güven altına almamız, o katilleri oradan süpürüp atmak en doğal hakkımızdır. Bu konuda gücümüz var. Kararlılığımız var.

Çünkü biz Milletiz. Biz Türk Milletiyiz.