Şiir kitapları zamana direnir alıp bir köşeye koyduğunuz kitabın bir okunma vakti vardır bir gün bakarsınız  o demler gelmiş siz de o kitabın sayfaları arasına sessizce girersiniz.

2016 yılında yayınlanan  De Facto Ölümler kitabını okudum ,beklentilerim  vardı. Mehmet Özgerin yeni yayınlanan şiirlerini biliyor,  imgelerini tanıyor  yazarın geçen yıllar içinde Yedi İklim de çıkan şiirlerinden mısraları da bir yere not ediyordum.Şairin şiir yazma biçimi,anlatım,buluş ,imge ve ses zenginliğin nerele gidebileceğini tahmin edebiliyordum.Günümüz melankolosinden etkilenerek ölüm,öksüzlük,hırçınlık,kan ,katil gibi zor kelimelerle şiirler yazan Mehmet Özger in işi biraz zor görülüyor.Kaygı ve korkunun hakim olduğu günümüz şiiri şairi hayli etkilemiş o da bu kaotik yapı içinde kendi şiir yolunu bulmaya çalışıyor.

Şaire düşen görev ne?

Kelimeler arasında dolaşıp duran şair kendi hikmet dünyasında bulduğu can suyunu imgelere vermek için gayretle çalışacak ve şiirini inşa edecek.Mehmet Özger in iyi başladığı ama arkasını getiremediği şiirleri dikkatimi çekti.Kayıp Zamanın Kalbinde şiirinin girişini okuyalım:

“Bir ışık ırmağıydım

Yağmurun notalarından doğdum

Koptuğum sonsuzluk

Demirdim gökten indim sığmadım denizlere de

Bir damlaya biriktim” (sh.16) şiirin iki mısrası daha var ama onun bu girişle hiç mi hiç alakası yok.Naif başlayan satırların birden bire acıya dönüştürülmesi gereksiz ,işte o iki mısra:

“kanı gördüm katilim ben

Kan kırmızı akıyordu kalbimde nil” (sh.16)

Şair buluş peşinde olacak ama bulduğu imge şiiri alıp hiçliğin gayya kuyularına atmayacak.

Mehmet Özger in şiir da başarısı hikaye etme tarzına dönmesine bağlı.”Aslanlı Yakı” şiirin de bunun güzel bir örneği var.İsmi Azam ,mushaf,ihlas,mesnevi,sultan gibi kelimelerle yazılan bu şiir yaşı elliye ulaşanlar Aslanlı Yakı ile neyin kast edildiğini bilir.Acıdan yola çıkan Mehmet Özger kelimeler arası ahengi somut,soyut anlatımlar,tanık gösterme,içten ve özgünlükle birleştirip öyküleme tekniği de kullanarak  yazdığı  Aslanlı Yakı da tezatları da şiire katarak beğenilecek bir şiir yazmış.Şiirin şu bölümlerini okuyalım:

“ Yüzüme yağmur  vuruyormuş

 Kalmamış geçer akçe uyandığımda

 Çok zaman olmuş ıskalamıştım hayatı

Bir dipnot gibi köşeye sıkışıp

Sonsuz bakışlarla doldurmuşum

Bıraktığın boşluğu” (sh.59)

Şair hikaye yi şiirine katarsa güzel imgeleri bulacağa benziyor anlatılacak bir öz şiire girmeli şair onunla kendi şiirini yazmanın çabalarını göstermeli.

Metafizikle alay eden günümüz şiirine verilecek bir cevabı olmalı şairin. Hayattan çıkartılan yer yer ironiyle alay edilen kutsal kavramlar şair tarafından aslı yapılarına büründürülmeli ki şair varlığı daha iyi  kavrayabilsin.Deli saçması zırvalarla şiir yazdığını düşünen insanlara iyi şiirin nasıl olması gerektiği anlatılmalı bunun örnekleri de muhakkak verilmeli.Mehmet Özger bu yolda ilerliyor o yazdıklarını ince eleyip sıkı dokuyarak şiire devam ettiğinde hikmet dünyası yeniliklerle şiirine hayat verecek biz de güzel şiirler okuyabileceğiz.

De Facto Ölümler,Mehmet Özger,Yedi İklim Yayınları,2016 ,İstanbul.