Yeşil Kundura... Hotiç... Beta... Ayakkabı sektörünün üç devinden arka arkaya konkordato talepleri, medyanın gündemine bomba gibi düştü.

Firma yetkilileri, sıkıntılarının nedenlerini son dönemde piyasalarda yaşanan döviz kurundaki artıştan dolayı TL'deki değer kaybına, nakit akışı sıkışıklığı ve AVM'lerde kiralamaların döviz üzerinden yapılmasına bağlıyorlar.

Yeri gelmişken bir konuya değinmeden geçmeyeceğim. Konkordato başvurusu genellikle toplumumuzda yanlış algılanır. Bu sorunları yaşayan insanlar ve kurumlar üzerinden battı, bitti, iflas etti dedikoduları çoğu zaman ayyuka çıkarılır. Eğer art niyet yoksa bu girişim, dürüst bir tüccarın çözüm üretmek yaklaşımıdır.

Konkordato iyi niyetli borçlunun alacaklılarıyla yaptığı, ticaret mahkemesinin onayıyla geçerlilik kazanan anlaşmadır. Bu yolla borçlu haciz ve iflas takibinden kurtulur. Konkordato ile borçlu, alacaklılarının çoğunluğuyla bir anlaşma yapar. Bu anlaşma ile alacaklılar bir oranda alacaklarından vazgeçerler. Borçlu da elindeki tüm mal varlığıyla borçlarını kabul edilen oranda öder ve geri kalan borçlarından kurtulur.

Son günlerde bir ekonomik kriz yaşadığımız gerçeğini asla yok sayamayız. Ama ayakkabı sektörünün devlerinin yanlış politikalarını da görmemezlikten gelemeyiz.

Bu konuda detaylı bir araştırma yaptım... Ülkemiz 500 milyon çift üretim kapasitesi ile üretimde dünyanın beşinci ülkesi... Büyüklüğü 5 milyar doları bulan sektörde son yıllarda artan ihracat ise 1 milyar dolara yakın.

Yeşil Kundura, Hotiç ve Beta bu duruma nasıl geldi? Bunun sebebini ekonomistler şöyle değerlendiriyor: Az çeşit üretim, ülke şartlarına ve konseptine uygun ayakkabı üretememe ve yanlış pazar araştırmaları...

Ve markalarına güvenmeyip, fason üretime yönelmeleri...

Zincir mağazalarına baktığımızda da kendi ürünlerinden çok ithal, dünyaca ünlü markaları satma telaşındaydılar. Maalesef bu yanlışlar sonlarını getirdi.

Ayakkabı sektöründe idolumuz her zaman İtalya olmuştur. Ama uluslararası marka rüyalarımızı, yanlış politikalar sonucu bir türlü gerçekleştiremedik.

Öz eleştiri için geç kalmış sayılmayız. Uluslararası anlamda tek markamız THY... Üzülerek söylüyorum farklı sektörler de dahil küresel bir markamız yok!..

Yeşil kundura... Hotiç... Beta... Vitrinlerinde ve reyonlarında dünyaca ünlü markaların ürünlerini pazarlamaya çalışırken, kendi değerlerini yitirdiler. Yaşadığımız süreçte de marka olamamanın ağır bedellerini ödüyorlar.