Çocukluğumuzda mahallede ve köylerde komşuluk ilişleri vardı, ama şimdilerde o kültür kaybolmuş durumda.

Komşuluk, günlük hayatın vazgeçilmez bir toplumsal yaşam alanı ve olgusudur.

Komşuluğun önemi, birçok atasözüyle desteklenmektedir.

 Örneğin “Ev alma, komşu al.” atasözü bir evin ev olabilmesi için çevredeki komşuların en az ev kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır.

Göçün hızlanması ve kentleşmenin hız kazanması ile birlikte mahalle yapılarının değiştiği, mahalledeki komşuluk ilişkilerinin olumsuz bir biçimde etkilendiği tartışılmaktadır.

İçinde yaşanılan zamanda komşuluk ilişkilerinde hissedilir bir değişimin meydana geldiği düşüncesi genel olarak kabul edilmektedir.

Bu değişim, insanlar arasında şikâyetlere neden olmakta ve bu nedenle hep geçmişle özlem duyulmaktadır.

Maalesef apartman kültürünün yerleşmesiyle geçmişteki komşuluk ilişkileri yok denecek vaziyette.

Tekil apartmanlar yine de bir nebze olsa eski tadı veriyor.

Siteler ve ardından gelen, şehirden uzak, cansız, soğuk, kocaman ve de pahalı ve de ruhsuz yaşam alanları adı altındakiler tam bir facia.

O mahalle kültürünün yeniden yaşatılması için çok katlı apartmanlar yerine az katlı ve o eski mahalle köy kültürü oluşturulmalı.