Çarşamba, benim için özel ve güzel bir gün oldu. MuhsinYazıcıoğlu Parkı'nda kültürlerin ve gönüllerin buluşmasına tanıklık yaptım..AFAD-UNICEF Suriye okulu öğretmenleri ve öğrencileri ile birlikte samimiyetin ve insanlığın tadını çıkardım.

Suriye,savaş öncesi bizim gözümüzde misafirper bir Arap devletiydi.Halep,Şam bize yabancı değildi.Arabı,Kürdü,Türkmeni ile kapı komşumuzdu.Şimdi üç milyon misafirimiz var. Asırlardır aramızda akrabalık ve kan bağı bulunan kardeş bir halka toplum olarak kucak açtık.Bu birlikteliğimiz bütün dünyayı şaşırtıyor. Bunun sırrı kültürümüzde , inanç sistemimizde yatıyor.

Kahramanmaraş kutsal bir görev üstleniyor...

Kamplarında,evlerinde,okullarında misafirleri var.Edeler gönüllerini,kucaklarını Suriyeli kardeşlerine açtılar.Örnek bir tabloda Muhsin Yazıcıoğlu Parkı'nda yaşandı.Mesire alanı güzel bir birlikteliğe ev sahipliği yaptı. AFAD-UNICEF Suriye okulu'nun Suriyeli ve Türk öğretmenleri , öğrencileri ile piknikte buluştular.

Güzel anları bazen anlatmaya kelimeler yeterli olmuyor,yaşamak ise bir başka keyifli oluyor... Bir aile gibi aynı sofrayı paylaşmak üstüne semaverden tavşan kanı çay içmenin hazzını ancak o havayı teneffüs edenler bilir.

Öğretmenlerin,öğrencileriyle birlikte oynadıkları halı saha maçı görülmeye değerdi.Elli yaşındaki öğretmenler sahada gençlere taş çıkardılar.Türk ve Suriyeli öğretmenlerin voleybol maçında ise bir başka neşe vardı. Üstüne birde Arap ve Türk müzikleri eşliğinde halaylar savaşa ve mültecilere sırtını dönen batı dünyasına bir ders verir gibiydi.İşte Türk ve Suriyeli öğretmenlerin kardeşlik dakikaları..Her dakikası her saniyesi içten ve sımsıcak...

Bazen insan kaderinin esiri olur..Vatanından ,evinden uzak ;bir başka ülkede mülteci olmanın dayanılmaz yalnızlığını ancak yaşayanlar bilir.Savaş mağduru insanları ne kadar tanıyabiliriz veya anlayabiliriz ; ara sıra empati yaparsak ancak o zaman anlayabiliriz.