Mehmet Bağlar, Kahramanmaraş’ın tarihini, kültürünü, değerlerini, insanlarını ve bugüne kadar gelmiş geçmiş sanatçılarını anlatan arşivini sadece Manşet Gazetesi ile paylaştı. Bağlar, Arşivinde 7’den 70’e Maraş ile ilgili bilgiler olduğunu söyleyerek, bu özel arşivini sadece bizimle paylaştı. Kahramanmaraş’ın tarihi dokusunu ve kültürünü ele aldığımız bu özel arşivde, şehrin geçmişten bu güne gelen ozanlarını, bestekârlarını ve sanatçılarını ele alıp bu özel kişilikleri tek tek sayfa sütunlarımıza taşımaya devam ediyoruz. Her hafta Pazartesi günü gazetemizde siz değerli okuyucularımız için yazılar yazan ve arşivinde ki tarih kokan notları bizimle paylaşan Bağlar, bu hafta sesi ile yürekleri yakan, türküleri ile gönülleri şenlendiren Kahramanmaraş’ın yetiştirdiği ender insanlardan biri olan Cemile Sönmez’i kaleme aldı.

Volkan Müzik Galerisi Yöneticisi, araştırmacı ve bağlama üstadı Mehmet Bağlar ’ın kaleminden Cemile Sönmez;

HENÜZ 8 YAŞINDA KEŞFEDİLDİ
Yüzüne pek çok kişinin aşina olmadığı ancak sesiyle binlerce kişinin hafızasına yer edinen ses sanatçısı Cemile Sönmez, sesiyle tek başına harikalar yaratıyor. Binlerce kişi tarafından sürekli dinlenen ve sözleri ile gönüllere hitap eden ‘Pazarcık Yazısı’ türküsüyle de akıllara kazınan Sönmez, medyadan uzak kalması nedeniyle türkülerin gizli kahramanı oldu. Henüz 8 yaşındayken sesi keşfedilen ve katıldığı müzik yarışmasında bölge birincisi olan Sönmez, ses başarısı ile Orhan Gencebay tarafından da keşfedilerek, birlikte albüm çıkardı. Sesindeki ustalıkla hiçbir eğitim almadan albümler çıkaran Sönmez, konservatuara girme arzusunda da başarılı oldu.

VEFA BORCU
Sık sık Kahramanmaraş’ı ziyaret eden Sönmez, hocası Mehmet Bağlar’a vefa borcundan dolayı sürekli ziyaret eden ve hatta Volkan Müzik Galerisi stüdyosunda halen müzik çalışmalarına devam eden Sönmez, ustası Mehmet Bağlar ile bağını bir an bile koparmadı.

MEHMET BAĞLAR AYRICALIĞI
Başarısında Kahramanmaraşlı müzik adamı, araştırmacı ve Bağlama Üstadı Mehmet Bağlar’dan da büyük destek gördüğünü söyleyen Sönmez, “Gençlik yıllarımda Mehmet Bağlar olmadan sahne almazdım” diyerek Bağlar’a olan bağlılığını gösterdi.

8 YAŞINDA MÜZİĞE BAŞLADI

Cemile Sönmez’i bize anlatabilir misiniz?

Konservatuara başladığım zaman 5 tane albümüm vardı ve konservatuarda Zara ile sınıf arkadaşıydım. Müziğe 8 yaşımda başlamıştım. Ben bu işi akademik yönünü öğrenmek, kendimi yönlendirmek, kendime bir şeyler katabilmek açısından konservatuar okumayı istemiştim. Konservatuara başladım ve bebek beklediğim için okulu dondurmak zorunda kaldım ve okulu bıraktım. Daha sonra oğlum 7 yaşayınca aftan yararlanarak tekrar konservatuara başladım.

BİRLİKTE KONSERLER VERİRDİK’

Mehmet Bağlar ile nasıl tanıştınız?

Mehmet abi ile daha ortaokul yıllarımda tanıştım. O zamanlarda Musiki Derneği, Edeler Dershanesine kaydoldum ve orayı da Mehmet Bağlar yönetiyordu. Mehmet abim müziği tam anlamıyla yapan ve yaptığının hakkını veren biridir. Sonra Mehmet abi ile konserler vermeye başladık ve çok yakın bir dostluğumuz oldu. Dostluğumuz halende devam ediyor.

GENCEBAY’DAN ALBÜM TEKLİFİ

Orhan Gencebay sizi nasıl keşfetti?

Orhan Gencebay ile 1985 yılında ben lisedeyken konservatuara beni kaydetmesi için Arif Sağ’ın yanına gelmiştim. Tesadüf Ragıp Akdeniz’in saz evinde oturup beklerken Orhan Gencebay geldi. Orada benim konservatuara gitmek istediğimi kendisine söylediler. Daha sonra Orhan Gencebay sazını çalmaya başladı bende ayak vurarak ritim tutmaya başladım. Kim bu çocuk diye beni sordu. Yanımda bulunanlar durumu anlattı. Daha sonra bir tane okusun dedi. Bende bölge birincisi olduğum şarkıyı okudum. Nida Tüfekçi ayağa kalktı ve hemen konservatuarı arayarak okula kaç yaşında alındığını sordu. Sonucu öğrendikten sonra bana yönelerek, “Kızım git liseyi bitir gel, ben seni elimle konservatuara alacağım” dedi. Konservatuarında olmayacağını Orhan Gencebay duyunca bana kartını verdi ve albüm çıkarmak istersen ben sana yardımcı olurum dedi. Sonra Orhan Gencebay ile 5 albüm yaptık. Daha sonra 2 albümde konservatuardayken DEKA Müzik ile albüm yaptım.

DEDEM TÜRKÜ OKUSA KARŞI KÖY DUYARDI’

Ailenizde müzisyen olan var mı?

Benim ailem ortada olmayan müzisyenlerden. Dedem köyden türkü okuduğu zaman karşı köyden duyulurmuş. Babamın sesi de güzeldi ılık ılık okurdu ama benim sesim dedeme çekmiş.

BEN TÜRKÜYÜM’

Türkülerinizi okurken neler hissediyorsunuz?

Ben türkü severim sanatseverim anlamında değil de ben kendimi artık türkü gibi görmeye başladım. Türküyü hiçbir zaman türkü gibi değil içine girerek okudum.

ORGANİK MÜZİK

Memleketten çıkıp tekrar yıllar sonra memlekete döndüğünüzde müzikle uğraşan kişilerde duyduğunuz güzel seslerde ne hissediyorsunuz?

Memlekete gidip doğal yani organik sesleri duyduğum zaman çok etkileniyorum ki zaten bende de bir kısım organiklik duruyor. Okurken ki heyecanımda belki budur. Amatörlük ile profesyonelliği bir arada tutabilen bir insanım çünkü o ruh bende var diye düşünüyorum.

HARİKA İNSANIN İNSANLIK İLKESi

İnsan olmayı bize anlatabilir misiniz?

İnsan, insan olmayı kendi hareketleri ve yaşam biçim ile anlatır. Ben şöyleyim, böyleyim diye değil de, toplum içerisinde nasıl biri olduğunu göstererek anlatır. Ego olayı bir kenara bırakıldığı zaman her şey yolunda gider. Zalime boyun eğilmemelidir. Bu dünyadan götürebileceğimiz hiç bir şey yoktur. Önemli olan güzel bir gönül, helal kazanç, barış sevgi olmalıdır kişinin hayatında. Benim insanlık ilkem bunlardır.

SÖNMEZ’DEN DOSTLARINA SİTEM

Yurt dışı konserleriniz yurt içinden daha fazla bunun nedeni nedir?

Ben daha çok büyük organizasyonlarda, anmalarda hiç ismim geçmedi. Beni daha çok dernekler, festivaller, yardım geceleri anlamında daha çok çağıran oldu. İlk olarak TRT’de Zara’nın Sonsuz Şarkı programına konuk oldum. 30 yıldır bu işin içerisindeyim insanların beni çok iyi bildiklerini de biliyorum. Kötü düşünmüyorum ama davet beklerdim beni tanıyan insanlardan.

Haber: Kübra Şimşir

Editör: Mahmut Beyaz