Kahramanmaraş'ın kültür ve turizm değerlerini geleceğe taşımak ve sürdürülebilir bir şekilde gelişimini sağlamak için Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'ın öncülüğünde Turizm Çalıştayı yapıldı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal memleketi Kahramanmaraş'ın sorunlarının çözümü için başlattığı çalışmalar devam ediyor. Bakan Ünal'ın öncülüğündegerçekleşen Turizm Çalıştayı’nda Kahramanmaraş'ın turizm potansiyelinde bilinen değerler tartışılıp öncelik sırasının tespiti ve turizm yol haritası oluşturuldu. Turizm Çalıştayı'nda masaya yatırılan ve Kahramanmaraş turizmi adına önemli rol oynayan projeler ve yatırımlar konuşuldu. Çalıştay'da kentin Valisi, Belediye başkanları Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri ve ileri gelenleri turizm projelerini masaya yatırdı.
Ramada Otel’de gerçekleşen Çalıştay’da Bakan Ünal turizm sektörüyle ilgili yeni müjdeler verdi.

EDEBİYAT ŞEHRİ OLACAK
Turizm sektörü ve sürdürülen kültürel çalışmalar hakkında Kahramanmaraş’tan müjdeler veren veren Bakan Ünal, turizm paketi kapsamında açıklanan yakıt desteğinin sezon sonuna kadar uzatıldığını söyledi. Türkiye’nin kültürel değerlerine ayrıca önem verdiklerini dile getiren Bakan Ünal, Kahramanmaraş turizm çalıştayında yaptığı konuşmada kadro müjdesi de verdi.
Yeni bir kültür sanat yönetiminin ve yeni bir kültür paradigmasının ortaya konulacağı bir bakış açısıyla bir kültür paketi hazırladıklarını kaydeden Bakan Ünal, arkeolog, sanat tarihçileri ve kütüphanecilerin merakla beklediği bu pakette yeni kadroların da yer aldığını kaydetti.
Kahramanmaraş’ı Dublin gibi bir edebiyat şehri yapacaklarını söyleyen Bakan Ünal, ilin turizm çeşitliliğini kendi içerisinde barındırdığını dile getirerek, çalışmalar hakkında bilgi verdi.

YAKIT DESTEĞİ UZATILDI
Bakan Ünal konuşmasının devamında şöyle dedi: “Angajman kurullarını ihlal eden ve milleyeti bilinmeyen bir uçağın angajman kurallarını ihlal etmesiyle birlikte turizmde bir süreç yaşamaya başladık. Özellikle Rusya’dan Türkiye’ye 4,5 milyon turist gelmesi ve bu turistlerin yüzde 75’inin de Antalya'yı tercih etmesinin turizm açısından bir sıkıntı doğuracağı ortaya çıktı. Bunun akabinde daha sonra Sultanahmet, daha sonra Ankara saldırısı ve Türkiye’nin -son derece haklı- devlet olarak bir egemenlik hakkı olarak kendi sınırları içerisindeki silahlı unsurlarla mücadelesinin de bir uluslararası algı operasyonuna dönüştürülmesiyle birlikte Türkiye’nin uluslararası algısına ve imajına yönelik çok ciddi bir kampanya başlatıldı. Turizm bir imaj ve algıdır. Dolayısıyla bizim ekonomimizin çok ciddi bir ayağını oluşturan, cari açığımızın yüzde 49’unu karşılayan ve 36 milyar dolarlık bir hacme sahip olan turizm alanında ortaya çıkabilecek herhangi bir sorunun hangi sonuçları doğuracağının da elbette farkındayız. Hızlı bir şekilde ülkemize yönelik bu karalama kampanyasına, propagandaya hem Dışişleri Bakanlığımız, hem AB Bakanlığımız, hem yurt dışı temsilciliklerimiz, hem Tanıtma Genel Müdürlüğümüz, Yunus Emre Enstitümüz bütün bunların üzerinden yürütülen bu karalama kampanyasına yönelik bir karşı çalışma başlattık.
Turizm sektörümüzün bu süreçten zarar görmemesi için de bir turizm destek paketi açıkladık. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız ile birlikte de gelecek hafta turizm sektörümüze yönelik küçük bir turizm istihdam paketi açıklayacağız. Bütün dünyadan Türkiye’ye gelen Alanya, Muğla, Antalya, İzmir ve Kütahya Zafer Havaalanına gelen bütün uçaklara 6 bin dolar yakıt desteği açıkladık. İzmir ve Kütahya Zafer Havaalanına gelen charter (tarifesiz) seferlere, Alanya, Antalya ve Muğla’ya gelecek olan bütün uçaklara 6 bin dolar yakıt desteği açıklamıştık Nisan-Mayıs ayları için ve şimdi buradan bir müjde olarak bu desteğin sezon sonuna kadar uzatıldığını ve Eylül ayına kadar bu desteğin sürdürüleceğini paylaşmak istiyorum.”
 
BAKANDAN KADRO MÜJDESİ
Kültür alanını da elbette ihmal etmemeliyiz. Biz bir kültür paketi hazırladık. Kültürle ilgili ayrı bir reform paketi açıklayacağız demişti Sayın Başbakan’ımız. Yeni bir kültür-sanat yönetiminin ve yeni bir kültür paradigmasının ortaya konacağı bir bakış açısıyla bir paket hazırladık. Bu paketi duyuracağımızı iki kez ilan ettik ama maalesef programdan kaynaklanan ya da Türkiye’nin zaman zaman gündeminin değişmesinden kaynaklı olarak bu paketimizin açıklanması biraz ertelendi. Bu paketli ilgili haber bekleyen özellikle arkeolog, sanat tarihçi ve kütüphanecilikle ilgili kadro bekleyenlerde haklı olarak bu paketin ne zaman açıklanacağını ve kendileriyle ilgili kadroların ne zaman açıklacağını hep merak ettiler. Buradan ben arkeolog, kütüphaneci ve sanat tarihçi kardeşlerimize de inşallah önümüzdeki süreçte, en kısa sürede bunun da açıklanacağını Kahramanmaraş’ımızdan paylaşmak istedim.”
 
ŞEHRİN KİMLİĞİ ÖNEMLİDİR
Duygusal olmakla duyarlı olmak arasında çok ince çizgi vardır. Duygusal olmak sizi yanıltır, ama duyarlı olmak insanı yüceltir. Kültür ve sanat insanın duyarlılığını ortaya çıkarır. Kültür ve sanat insanın kendini ifade etme biçimidir. Sanat görsel sanatlarda ayrı bir şekilde ortaya çıkar, sahne sanatlarında ayrı bir şekilde kendisini ortaya koyar, geleneksel sanatlarda ayrı bir şekilde ortaya çıkar. Tiyatronun ayrı, kalemin ayrı, şiirin ayrı bir dili vardır. Kişi bu dili öğrendiği zaman üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi, ‘Sıkıntısını sade bir şekilde anlatana dertli diyoruz ama insan sıkıntısını şiirle anlattığında ona şair diyoruz.’ o acıyı hangi dille ifade ettiği önemli. Abdurrahim Karakoç Mihriban’da bir duyguyu anlatırken, ‘Lambada titreyen alev üşüyor.’ diyebiliyorsa bu duygu ancak bu şekilde ifade edilebilir diyorsunuz. Bir tarafta kalbindeki aşkın kendisini yakmasıyla birlikte ama yalnızlığında verdiği üşümeyi ancak 'lambada titreyen alev üşüyor' diye anlatabilirsiniz. Sanat ve sanatın getirdiği duyarlılıktır bu. Kültürsüz topluluk yoktur. Kültür en basit tanımıyla bir toplumun yaşam biçimini tamamını ifade eder. O kültürün niteliği, kalitesi, sanat üretme kapasitesidir önemli olan. Bizim şehirlerimiz kültür-sanat üreten ve üretirken aynı zamanda o kültür-sanatın yetiştirdiği şairlerle, sanatçılarla, mimaride ortaya çıkan insan kaynağı ile ortaya çıkıyor. Şehrin hafızası ve o hafızanın inşa ettiği kimlik önemlidir.”
 
BİR TOPLUMUN HAFIZASINI SİLERSENİZ...
Bir insan hafızasını kaybettiğinde onun hafızasından bahsedilemez. Bir insanın hafızasını silerseniz onu yok etmiş olursunuz. Eğer bir toplumun hafızası ile oynarsanız ve o hafızayı yok ederseniz o toplumun kimliğini, kültürünü, sanatını yok edersiniz. Dolayısıyla kültürel miras, bizim kim olduğumuz, düşünce dünyamızın nereden beslendiği çok önemlidir. Zihin dünyamızın yapı taşları kelimeler ve kavramlardır. Bunların içini de işte o var olan tefekkür dolduruyor. Biz güzel adamlar tanıdık bu adamlar ümmiydi ve çoğu okuma yazma bilmezdi ama bu insanlar feraset, hikmet, irfan ehliydi. Bu toprakların bir özelliği var; hangi inançtan olursa olsun sözünde mutlaka bir hikmet bulursunuz. Bu topraklarda büyük bir irfan geleneği vardır. Aşık geleneğini bugüne taşıyan temel pınar, akış, mecra alevi geleneğidir. Hikmetin irfanın, Hacı Bektaş’ın deyişlerine baktığınızda, Nesimi’yi dinlediğinizde ayrı bir yere sizi götürür. Son yüzyılda hafızamızın zarar görmesiyle çok kültürlülüğün, çok inançlılığın birbirine düşmesiyle birlikte oluşmuş sıkıntılar yumağı var. İnsan korkmaya başladığında kendine benzeyenleri çoğaltmaya başlar. Korkmaya başladığında güven sorunu yaşar ve güven sorunu yaşadığında ise kendine benzeyenlerle olmak ister. Kültür ve sanat çok yönlülüğü gerektirir. Bu coğrafya binlerce yıl Süryanisinden Alevisine, yüzlerce yıl Alevisinden Sünnisine birlikte yaşam kültürüne ev sahipliği yaptı. Ama ne zaman ki hafızamız zarar gördü, ne zaman ki bu topraklarda kaygı, korku ve endişe arttı işte o zaman düşmanlıklar ve nefret artmaya başladı. Birbirimizle konuşacak kadar cesur olmak zorundayız. İletişim ve diyalog farklılıklar arasında yürütülen bir etkinliktir. Bugün dünya da bu temel sorunla karşı karşıyadır. Bizim kendi farklılıklarımıza, kimliğimize sahip çıkmamız gerekiyor. Ancak o kimlik bir etknik kimlik değildir. O kimliği bir etnik kimliğin içine hapsederseniz yazık edersiniz.
Bugün Kürt kimliğini alıp, Marksist-Leninist ve terörü, şiddeti, silahı çözüm yolu olarak gören, peygamber sevgisini bilmeyen, Diyarbakır’ın sırlarına vakıf olmayan bir anlayış o büyük kimliği bir etknik kimlik haline getirmeye çalışıyor. Bir ulus kimliği haline getirmeye çalışıyor. Bu 50-60 yıl önce denendi ve bu tek tipleşme projesinin acısını dünya yaşadı ve yaşıyor. Bizim bu topraklarda inşa ettiğimiz bir birliktelik, kardeşlik var.”
 
DENİZİ TURİZM OLARAK GÖRMEK DOĞRU OLMAZ
Kültürel yapıyı insana ait olanı ihya ve inşa etmemiz gerekiyor ki duyarlılığımızı yeniden inşa edelim. Bizim misafirlerimiz olduğunda o efsanevi misafirperverliğimizi gösterelim. Turizm insanın yeni yerler, yeni duygular keşfetme arzusudur. Bizim ‘Tedbili mekanda ferahlık vardır.’ sözümüzde olduğu gibi o mekan değiştirme arzusunun bir sonucudur turizm. İşte o zaman misafirlerimiz geldiğinde o büyük medeniyetin zenginliğini sunabiliriz. O zaman bir kültür ekonomisi ortaya çıkar o zaman gerçek anlamda bir turizm faaliyetinden bahsedebiliriz. Sadece güneş, kum, denizi turizm olarak görmemiz doğru olmaz.”
 
 
KAHRAMANMARAŞ DUBLİN GİBİ OLACAK
 
Türkiye büyük bir hazinenin üzerinde oturuyor. Türkiye dünyanın en büyük açık hava müzesidir. Sağlık, inanç, yayla, spor turizmi gibi birçok alanda şu anda ürün çeşitliliğine gidiyoruz. Kahramanmaraş da bu ürün çeşitliliğini kendi içinde barındırıyor. Kahramanmaraş’ımız kültür sanat ve turizm açısından son derece avantajlıdır. Türkiye’nin tamamını dolaşarak yeni bir çerçeve oluşturuyoruz. Krizler her zaman yeni fırsatlar oluşturur kendi içinde. Bu süreci biz yeniden yapılanma süreci olarak görüyor ve bunları gerçekleştireceğimize inanıyoruz.
Bu şehrin güzelliklerini öne çıkartalım. 13 milyar yatırım yapıldı bu şehre ve 8 milyar dolar yatırım da şu anda devam ediyor. Kahramanmaraş’ta. 2020 de bu şehri bölgenin önemli bir cazibe merkezi haline getirmeyi planlıyoruz. Dört dörtlük bir şehir yapmayı hayal ediyoruz. UNESCO yaratıcı şehirleri arasında Kahramanmaraş’ımızı Dublin gibi edebiyat şehri yapmaya çalışıyoruz.
Roma gibi bu şehri dondurmasıyla öne çıkarmak için büyük bir festival yapacağız. Bu şehir sağlık alanında iyi bir alt yapıya sahip olduğu için sağlık turizminde de gelişecek. Bu şehre değer verelim, sevelim, ihtiyacı olan eksiklikleri de hep birlikte giderelim. Bu şehre aşık, dertli insanları var bu şehrin. Biz bu şehrin dertleri ile dertleneceğiz, kendi nefsimizin dertlerine düşmeyeceğiz.”

DOĞAL GÜZELLİKLER KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR
Kürsüye gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç ise geçmişte bir çok medeniyetlere ev sahipliği yapan Kahramanmaraş’ın turizmde de hak ettiği yeri alacağına inandıklarını söyledi. Başkan Erkoç yaptığı konuşmada: “Konuşmama, her fırsatta yanımızda olan, projelerimizi, faaliyetlerimizi yakından takip ederek bize yol gösteren, ufkumuzu açan, Kahramanmaraş’ın yepyeni atılımlar yapması için her zaman bizi teşvik eden ve destekleyen, performansıyla hizmet yarışında bize güç ve güven veren, şu anda yine aramızda bulunarak bizleri onurlandıran Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mahir Ünal beye huzurlarınızda teşekkür ederek başlamak istiyorum. Kahramanmaraş’ımız bir sanayi şehri olmasının yanında aynı zamanda, tarihî dokusu ve doğal güzellikleriyle keşfedilmeyi bekleyen turistik bir şehirdir. Hepimiz muazzam bir tarihî mirası taşımanın, birçok uygarlığa kucak açmış olmanın görkemini ve vakarını yansıtan Kahramanmaraş’ın bir turizm merkezi olmasını istiyorduk. Fakat buna karşılık, turizm potansiyelimiz harekete geçirilememişti. Oysa bugün Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mahir Ünal’ın öncülüğünde şehrin dört bir yanında turizm konuşuluyor, turizm eksenli çalışmalar yürütülüyor. İnşallah Sayın bakanımız Mahir Ünal’ın katkılarıyla, İstiklal ve İstikbal Mücadelesinde gösterilen bu birlik ve dayanışmayı kültür ve turizm alanlarında da göstererek kadim medeniyetimizin bu güzel şehrini hak ettiği yere getirip, turizmin en gözde merkezlerinden biri yaparak zirveye taşıyacağız.
 
MEDENİYETLERE EV SAHİPLİĞİ YAPTI
İpek ve Baharat yolları üzerinde kurulan, Mezopotamya’yı Anadolu ve Kapadokya’ya bağlayan, Akdeniz Bölgesi’nde İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin kesiştiği yerde olan Kahramanmaraş, ekonomisiyle, turizm potansiyeli ile tarih boyunca önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Hititilerden kalan Markasi olarak bilinen, Gurgum adıyla Hitit devletine başkentlik yapan, daha sonra Romalılar devrinde adı Germenicia olarak değiştirilen, Bizans devrinde de Marasion ismi verilen, Osmanlı İmparatorlğu’ndan önce Dulkadiroğlu Beyliği’ne de başkentlik yapan kadim medeniyetimizin önemli şehirlerinden olan Kahramanmaraş, Germenica Antik Kenti, Eshabı Kehf’i, kaleleri, höyükleri, mağaraları, dünyanın en zengin su kaynakları, yaylaları ve doğal güzellikleri ile bir açık hava müzesi konumunda çok önemli tarihi bir şehirdir. Kahramanmaraş; Tüm ilahi dinlerde önemli bir yer tutan Eshabı Kehf’le inanç turizmi,
600 endemik olmak üzere 3 bine yakın bitki çeşidi ve Başkonuş, Yavşan, Uludaz gibi yaylalarıyla yayla turizmi, Şehre özgü meşhur dondurması, biberi, tarhanası başta olmak zengin mutfak kültürü ile Gastronomi turizmi, Şifalı içme suları ve kaplıcaları ile termal ve sağlık turizmi,
Germenicia Antik Kenti, Domuztepe Höyüğü, kaleleri ve tarihi yapıları ve askeri destek almadan kendi kendini kurtarıp İstiklal Madalyası ve Kahramanlık ile ödüllendirilmesi ile tarih turizmi,
Altın işlemeciliği, sim sırma, bakırcılık gibi tarihi el sanatları ile Necip Fazıl’dan Aşık Mahzuni’ye yazarlar ve şairler şehri olması hasebiyle Kültür Turizmi gibi Ortadoğu’dan Avrupa ve Uzakdoğu’ya kadar birçok turistin ilgisini çekebilecek geniş ve köklü bir alternatif turizm zenginliğine sahiptir.
Dünyada dondurma denilince Roma’yla birlikte ilk akla gelen Kahramanmaraş’ın zengin mutfak kültürü ile birlikte Gastronomi turizmi açısından da ilgi çekecek bir zenginliğe sahiptir.
Süleymanlı Zeytun Ilıcası ve Döngel’de bulunan kaplıcalar, ile şifalı sular bakımından önemli bir potansiyele sahip olan ilimizde, Ekinözü ilçesindeki içmeler termal ve sağlık turizmi açısından çok önemlidir. Germenicia Antik Şehri ve mozaiklerinin şehir merkezinde ve kendi yerleşim alanında sergilenecek olması dünyanın en ünlü mozaikleri olan Hatay ve Tunus’ta müzelerde sergilenen mozaiklere göre şehrimizi öne çıkarmakta ve uluslar arası ölçekte tanıtılması için önemli bir avantaj sağlamaktadır.
 
CAZİBE MERKEZİ OLACAK
Büyükşehir Belediyesi olarak tarihi, doğal ve kültürel zenginliklerimizi ortaya çıkararak şehrimizi ülkemizin ve dünyanın cazibe merkezi yapmanın gayreti içerisindeyiz. Sayın Mahir Ünal beyin Kültür ve Turizm Bakanı olmasını Kahramanmaraş’ımızın turizm alanında hak ettiği konuma ulaşabilmesi için fırsat bilip, bu fırsatı da verimli, güzel, hepimizin övüneceği işlere, güzelliklere dönüştürmek adına Kültür Bakanlığımız ile ortak projeler geliştirerek daha güzel bir Kahramanmaraş için gayret ediyoruz. Gastronomi Turizmi açısından büyük önem taşıyan, şehrimize özgün yiyecek ve içeceklerimizin tanıtımı için bu ay içerisinde İstanbul’da Türkiye Aşçılar Derneği ile beraber 121 çeşit yiyecek ve içeceğimizi çok geniş katılımlı bir programla tüm Türkiye’ye tanıttık. Kahramanmaraş Kültür ve Turizm Çalıştayı’nın şehrimiz için hayırlara vesile olsun diyor, Kahramanmaraş’ımızın yepyeni atılımlar yapması için her zaman bizi teşvik eden ve destekleyen, her fırsatta yanımızda olan Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mahir Ünal’a huzurlarınızda tekrar bir kez daha teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum” dedi.
Başkan Erkoç’un konuşmasının ardından kürsüye gelen Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Kahramanmaraş’ın tarihi ve kültürel varlıkları ile görülmeye değer illerden birisi olduğuna işaret ederek, doğa yapısı ile de muhteşem bir yayla turizmine sahip olduğunu dile getirdi.
Açılış konuşmalarının ardından Tanıtma Genel Müdürü İrfan Önal, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü Adnan Arslan ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Abdullah Kocapınar birer sunum yaparak katılımcıları bilgilendirdiler. Çalıştayın ikinci oturumda ise Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, Tanıtma Genel Müdürü İrfan Önal, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü Adnan Arslan ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Abdullah Kocapınar görüşlerini ifade ederek katılımcılardan gelen soruları yanıtladılar.
Haber: Mahmut Beyaz- Emre Akkış – Ahmet Özkars

Editör: Mahmut Beyaz