Dulkadiroğlu İlçesi İsa Divanlı Mahallesi’nde bulunan tarihi Uyuz Pınarı Hamamı ve İsa Divanlı Camii bahçesinde bulunan Uyuz Pınarı Çeşmesi, başta uyuz olmak üzere cüzzam ve cilt hastalıklarını tedavi ettiğine inanılıyordu. Romalılar, Bizanslılar, Müslüman Araplar, Selçuklular, Dulkadirliler ve Osmanlılar tarafından kullanılan, Dulkadiroğlu Beyliği döneminde ise cüzzam hastalarının tedavi edildiği yer olan Uyuz Pınarı Hamamı ve Uyuz Pınarı Çeşmesi adeta şifa dağıtıyor. Roma döneminden bu yana Kahramanmaraş ve bölgesinde cilt hastalarının, özellikle cüzzam hastalarının yıkanarak burada şifa buldukları biliniyor. Ayrıca kanser hastalığına da iyi geldiği bilinen Uyuz Pınarı Hamamı ve Uyuz Pınarı Çeşmesi, başka Kahramanmaraş halkının olmak üzere çevre illerden de ziyaret alıyordu. Fakat İsa Divanlı Camii, 2017 yılında Hatay Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restoreye alındı. Kahramanmaraş’ta yapılan ilk Osmanlı camilerinden biri olma özelliğini de taşıyan caminin orijinalliği korunarak yapılan restorasyonu büyük oranda tamamlanırken, mahalle halkı caminin tekrar ibadete açılacağı günü sabırsızlıkla bekliyor. Vatandaşlara göre restorasyonla birlikte edata baştan yapıldığı görüntüsü oluşan camide, tek tepki ise Tarihi Uyuz Pınarı Çeşmesi’nin sayısının düşürülmesi. Uyuz Pınarı Hamamı’nın şifalı suyu, 200 metre ilerisinde bulunan İsa Divanlı Camii’ne de uzun yıllar üç lüleden kesintisiz şekilde akmaya devam ediyordu. Restorasyonla birlikte ise şifalı Uyuz Pınarı Çeşmesi’nin ikisi kapatıldı ve eskiden olduğu gibi abdest alınacak bir alan oluşturulmadı.

BİRÇOK HASTALIĞA ŞİFA VERİYOR!

Tarihi Uyuz Pınarı Çeşmesi’nin şifalı suyu ise caminin yaklaşık 200 metre yukarısında bulunan kaynaktan çıkıyordu. Tarihi Uyuz Pınarı Hamamı olarak bilinen bir oda büyüklüğündeki bu alan kapalı bir çeşme görüntüsü veriyor. Roma döneminden bu yana Kahramanmaraş’ta ve bölgede cilt hastalarının, özellikle cüzam hastalarının burada yıkanarak şifa buldukları biliniyordu. Vakfının yıkıldığı, mescid kısmının yola gittiği ve Selçuklu mimarisi ile yolun ortasında kalan Tarihi Uyuz Pınarı Çeşmesi harap vaziyette iken, Kahramanmaraş Belediyesi tarafından 2006 yıllında, içerisinde hastaların banyo yapabileceği şekilde yeniden ayağa kaldırılmıştı.

RESTORASYONDA ÇEŞMELERİN İKİSİ KAPATILDI!

Diğer sulardan farklı olduğu, üzerindeki yazılı ‘Tarihi Uyuz Pınarı Çeşmesi’ levhasından da anlaşılan çeşmede, içildiği zaman farklı bir lezzet olduğu fark ediliyor. 7 gün 24 saat akması nedeniyle vatandaşların yazın buz gibi abdest aldığı çeşmede şifalı su restorasyon öncesinde üç lüleden kesintisiz şekilde akmaya devam ediyordu. Restorasyon sonrasında ise cami modern bir görünüşe sahip olsa da iki çeşmenin kapatılması cami cemaatini üzdü. Çeşmelerin kapatılmasına tepki gösteren cemaat, caminin tekrar ibadete açılmasından önce eski halinde olduğu gibi üç çeşmenin de faal olmasını ve abdest alınacak seviyede oturacak konulmasını istiyor.

EVLİYA ÇELEBİ’NİN SEYAHATNAMESİ’NDE DE GEÇİYOR!

İsa Divanlı Camii, Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu İlçesi’nde bulunun İsa Divanlı Mahallesi’nde yer almaktadır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, İsa Divanlı Camii’nden “Ese Divane Camii” olarak bahsetmiştir. Cami hakkında iki ayrı görüş vardır. Birinci görüşe göre; II. Selim tarafından H.978 / M. 1570 yılında yaptırılmıştır. İkinci görüşe göre ise Osman Çelebi bin İsa Divan tarafından M.1550’de yaptırılmıştır. Caminin daha sonra iki defa H.1135 / M.1723 ve H.1238 / M. 1823 tarihlerinde tamirat geçirmiş olduğu kitabelerinde belirtilmektedir. İsa Divanlı Camii, Maraş’ta yapılan ilk Osmanlı camilerindendir. Caminin minaresi orijinalliğini koruyabilmiştir.

TARİHÇİ ÖZALP ŞİFALI SU HAKKINDA NELER SÖYLEMİŞTİ?

Kahramanmaraş’ın yetiştirdiği ve kent tarihi üzerinde çok sayıda araştırması bulunan Tarihçi-Yazar Doç. Dr. Yalçın Özalp, Uyuz Pınarı Hamamı ve İsa Dİvanlı Camii içinde bulunan Uyuz Pınarı Çeşmesi hakkında geçmiş yıllarda gazetemize önemli açıklamalarda bulunmuştu. Özalp, çeşmelerden akan suyun kimyevi raporuyla dünya hizmetine sunulması gerektiğini söylemişti.

CÜZZAM HASTALAĞININ ÇARESİ UYUZ PINARI SUYU”

Doç. Dr. Yalçın Özalp, “Bu suyun hastalara deva olduğu dünyaya duyurulursa Kahramanmaraş bir Kahramanmaraş daha olur” dedi. Özalp sözlerine şu şekilde devam etti; “Bu Mahalle’nin Özkars soyadında bir muhtarı vardı, rahmetli oldu. Yorum Gazetesinde aşağı yukarı 20’ye yakın makale yazdım. O gün yetkili müesseselere diyanet işleri başkanlığına, tanıdıklarıma mektup yazarak o pınarın yıkılmasına engel oldum. Bu arada da bu makale üzerinde çalıştım. Eski Maraşlılar bilirler, eski Gaziantep’e doğru giderken eski yolun üzerinde çeşitli mağaralar vardı. Onlar bu mağaralara cüzzam hastalığına yakalananları atarlardı. Onların orada çoluğa çocuğa karışırdı organları düşerdi. Güneş alan yerlerden faydalanırlardı. Cüzzam hastalığının çaresi olarak da Kahramanmaraş bölgesinde uyuz pınarı olduğunu biliyoruz. Buranın mütevellisi şuan da soyadları Bakdur olan kişilerdir. Kahramanmaraş’ın meşhur hocaları Salman Hoca soyadı kanunda mütevelli kelimesi Arapça olduğundan kabul etmemişler oda mütevelli kelimesini Bakdur olarak kullanmış. Bir tas vardır. Tasın üzerinde ayeti kelimeler yazılıdır. O üzerinde yazılı bulunan tas pınarda değil de caminin yanında bulunan Bakdurlar’ın evindedir. Bayanlar orada yıkanır. O tasla da yıkanmanın ayrı bir şifası olduğu bilinmektedir.”

ŞİFALI SUYUN KİMYEVİ RAPORU ÇIKARILMALI”

Şifalı suyun kimyevi raporunun yapılması gerektiğini anlatan Özalp, “Bakdur’lardan Ankara’da bir eczacı var. Onunla görüşmemde çeşmenin kaynağının bulunduğu yerde balıkların yaşadığını söyledi. Orada inceleme yapma imkânı bulamadık. Acaba o balıklar Balıkgöl gibi bir işlev görüyor muydu? Onun hakkında bir şey diyemeyeceğim ama incelenmesi gerekilen bir husustur. Cüzzam hastalığına bire bir ilacı olduğunu söylüyorlar. Ermeni tarihlerine göre Hz. İsa’nın 12 havadisinden biri olan St. Paul ki şuan da Türkiye’deki Ortadoğu mezhebinin kullandığı incili yazan kişidir. St. Paul buralarda cüzzam hastalığını tedavi edermiş. Geceleri de Pınarbaşı’nın orada yatarmış. Hristiyan tarihilerinin anlattığına göre zengin bir adamı soyalım diye Ermeniler saldırmışlar Hz. İsa gibi göğe yükseldiği kayıtlarda var. Ermeni tarihlerinin kayıtları böyle. İslam’ın hâkim olduğu her yer bence şifa kaynağıdır. Cami diye nitelendirip kısıtlamak istemem. Bu suyun yeni bir faydası olduğu kanısına makaleden vardım. Lepatle dediğimiz kanser hastalık. Dulkadiroğlularının bu kadar geniş olmasını o zaman anladım. Ben bu suyu aldım eşimin çalıştığı laboratuvara götürdüm içilebilir raporu verdiler ama kimyevi raporunu veremediler. Kimyevi raporu alınıp dünya kamuoyu hizmetine sunulması gerekir. Bu bölgelerin turizme açılmasının birebir ilacı olur” şeklinde konuştu.

DÜNYAYA DUYURSAK KAHRAMANMARAŞ İKİ OLUR”

Suyun şifalarının dünyaya duyurulması halinde Kahramanmaraş’ın bir Kahramanmaraş daha olacağını belirten Özalp, “Bu çeşmeden iki, üç abdest alınır. Bu ülke de 20’ye yakın medeniyet geçti. Bizanslı var, Hristiyan var. İnanç ayrı bir şeydir. Bizanslılar da inanıyordu hastalıkları iyi oluyordu? İsa Divanlı Camii bir Osmanlı Camisidir. İki, üç defa abdest aldın mı bir şeyin kalmaz. Bu suyun sahibi Bakdur’lar mütevellisi. Bu suya bakmakla o son imparatorluğunun fermanla görevlendirdiği kişi eczacıdır soyadı Bakdur’dur. Sokağın başında bir bakkal dükkânı vardı. O bakkal dükkânı bu suyun vakfıydı. Bu suyun çaresi olduğu dünyaya duyurulursa Kahramanmaraş bir Kahramanmaraş daha olur” ifadelerini kullandı.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz