Osmanlı döneminden günümüze kadar süt ve süt ürünleri ile tahıl ürünlerinin saklama kabı olarak kullanılan külekler, artık işlevini yitirdi.  Ahşaptan yapılan, hiçbir katkı maddesi ve kimyasal kullanılmayan külekler, geçmiş dönemlerde "buzdolabı" yerine geçiyordu. Elektriğin olmadığı dönemlerde vatandaşların saklama kabı ya da koruma dolabı olarak kullandığı küleklerin ustaları külekçiler de günümüzde pek çok meslekte olduğu gibi çırak sorunu yaşıyor. Külekçilik, çırak yetişmemesinin yanı sıra gelişen teknolojiye dayanamayarak unutulma tehlikesiyle karşı karşıya kalan meslekler arasında yer alıyor. Ayrıca tüm bunların yanında küleklere başta Amerika ve Avrupa’dan olmak üzere birçok dünya ülkesinden talep geliyor.

“BENDEN SONRA BURADA KİM SÜRDÜRÜR, NE YAPAR BİLEMEM”
Kahramanmaraş’ın Tarihi Kapalı Çarşısı’nda Şefer Serkuş, mesleğin kentteki son ustası olduğunu belirterek, külekçiliğin artık tarihe karışmak üzere olduğunu söyledi. Küleğin geçmişte saklama kabı olarak kullanıldığını, yoğurt, ayran ve tahıl ürünlerinin saklanabileceği, serin tutma özelliği bakımından metal bir kaba göre daha avantajlı olan ahşap kaplar olduğunu anımsatan Serkuş, küleklerin geçmişte şimdiki buzdolabı niyetine kullanıldığını, hem yiyeceklerin bozulmasını engellediğini hem de gıda ürünlerine lezzet kattığını belirtti. Yiyeceklerini saklayacakları kapların sağlıklı olmasına dikkat eden, hassasiyet gösteren kimi vatandaşların halen buzdolabı niyetine külek aldığını anlatan Serkuş, “Külekin büyüklerine tahıl, pirinç, bulgur gibi bakliyatlar da konur. Saklama kabı olarak dört mevsim özelliğini korur. Külekçilik mesleği sona gelmiştir. Bitecek bugün veya yarın. Son temsilcisi olarak bu işi sürdürmeye çalışıyoruz. Talebin az olması, endüstrileşmemiş el sanatıdır. Bundan sonra külekçilik diye meslek tarihe karışacak, yok olacak, unutulacak bir meslektir. Benden sonra burada kim sürdürür, ne yapar bilemem” şeklinde konuştu.

“18 YAŞINDA BİR ADAMI ÇIRAK GETİRSEN NE ÖĞRETECEKSİN?”
Bu şartlar altında ayakta kalmalarının mümkün olmadığını anlatan Serkuş, “Okulların 12 yıla çıkmasıyla çırak kesildi. 18 yaşında bir adamı çırak getirsen ne öğreteceksin? Hiç bir şey öğrenemez, öğrense bile masrafını kaldıramazsın. Bu sanatın bitmemesi için belediyenin veya Kültür ve Turizm Müdürlüğünün desteğiyle koruma altına alınması lazım yoksa yok olup gitmeye mahkûmdur. Bu işi bırakırım yine de gitmem, gitmek istemiyorum. Burada destek olmadıktan sonra ayakta kalmamız da mümkün değil” diye konuştu.

“YURTDIŞINDAN SİPARİŞ GELMESİ ÇOK GÜZEL BİR ŞEY”
“Tüm bu olumsuzlukların yanında küleklere yurt dışından Amerika ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok yerden sipariş geliyor” diyen Serkuş, son olarak sözlerine şunları ekledi: “Bizde elimizden geldiğince siparişler doğrultusunda yetiştirmeye çalışıyoruz. Yurt dışından sipariş almamız çok güzel bir şey ancak bu yine de bizim mesleğimizi yaşatmamıza yeterli olmaz.” Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz