Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Döğüş, Anadolu ve Orta Asya Türk halklarında Göktürklerin Ergenekon'dan çıkışı ve baharın gelişi olarak kutlanılan Nevruz Bayramı’nın anlam ve önemini gazetemize anlattı. Nevruz Bayramı’nın Orta Asya ve Doğu toplumlarında özellikle kırsalda yaşayan, tabiatla iç içe yaşayan topluluklarda baharın başlangıcı olarak ifade edildiğinden dolayı çok önemli olduğunu söyleyen Döğüş, Nevruz’un hem insanların hem hayvanların hem de bitkilerin bir bütün olarak adeta yeniden ihyası anlamına geldiğini belirtti. Nevruz’un Farsça kökenli bir kelime olduğunu ve yeni gün anlamını taşıdığını kaydeden Döğüş, Nevruz’un Türk tarihinde ki önemini anlattı. “Nevruz, Türklerin esaret altındayken Ergenekon’dan çıkış destanını ifade eder. Nevruz Türk tarihinde bir doğuştur. Yine eski 12 hayvanlı Türk toplumuna göre de 21 Mart yılın başlangıcıdır. Selçuklular zamanında da Melik Şah tarafından kurulan takvime göre de yılbaşı 21 Mart’tır ve gece ile gündüzün o gün eşit olduğuna inanılır” diyen Döğüş, Nevruz’un eski gelenek ve görenekleri yansıttığı için Osmanlı Devleti’nde de resmi bayram olarak kutladığının da bilgisini verdi.

NEVRUZ İNSAN, HAYVAN VE BİTKİNİN YENİDEN İHYASINI İFADE EDER’
Nevruz Bayramı’nın hem insan hem hayvan hem de bitkilerin yeniden ihyası anlamına geldiğini söyleyen Döğüş, Nevruz’un kırsal hayatı sürdüren tarım ve ziraat toplumları içinde çok önemli olduğuna vurgu yaptı. Döğüş, “Nevruz bütün Orta Asya ve Doğu toplumlarında özellikle kırsalda yaşayan, tabiatla iç içe yaşayan topluluklarda baharın başlangıcını ifade ettiği için çok önemlidir. Çünkü baharın başlangıcı demek tabiatın yeniden doğuşu, yeniden canlanışı hem bitkilerin hem hayvanların hem de insanların bir arada bir bütün olarak adeta yeniden ihyasıdır. Çünkü Nevruz hem hayvanlar için çok önemlidir hem de insanlar için çok önemlidir. Özellikle hayvancılığa dayanan toplumlar için tabiatın yeniden canlanması, bitkilerin yeşertmesi, meraların yeşermesi, ağaçların tomurcuklar ve yapraklar vermesi hayvancılıkla geçinen daha sonra da yerleşik hayata geçip te, kırsal hayatı sürdüren tarım ve ziraat toplumları içinde çok önemlidir. Bu anlamda insanlar bugünü bayram olarak kutlamışlarıdır” şeklinde konuştu.

NEVRUZ YENİGÜN ANLAMINA GELİYOR’
Nevruz’un Yenigün anlamına geldiğini dile getiren Döğüş, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Nevruz aslında İran’da resmi bir bayramdır. Bugün Türki Cumhuriyetler dediğimiz Orta Asya’da ki Türk Cumhuriyetlerinde de resmi bayramdır. Türkiye’de ise 1995 yılından sonra resmi olmasa da bir bayram haline gelmiştir. Nevruz farsça kökenli bir kelimedir. Nev Farsça’da yeni, Ruz ise gün demektir. Nevruz Yenigün anlamına geliyor. Yani yılın ilk gününü ifade ediyor. Türkler için Nevruz bütün Doğu toplumlarında olduğu gibi anlamı ve önemli bir bayramdır. Nevruz’un ana yeri Orta Asya’dır ama bu gün Çin’de de önemlidir, Moğollarda da önemlidir, Türklerde de önemlidir. Türkler bunu Ergenekon’dan çıkış bayramıyla da birleştirmiştir.”

TÜRKİYE’DE 1995 YILINDAN SONRA BİR BAYRAM OLARAK KUTLANMAYA BAŞKLADI’
Türkiye’de Nevruz Bayramı’nın 1995 yılından sonra resmi olmasa dahi bir bayram olarak kutlanmaya başladığına dikkat çeken Döğüş, sözlerinin devamında şöyle konuştu: “Bizim kendi milli değerlerimizi ülke olarak biz bunu unutursak buna bazıları sahip çıkar ki zaten çıktılarda. Nevruz Bayramı’nı sanki bir Kürt bayramıymış gibi lanse ettiler. Halbuki Nevruz bir Türk bayramıdır ve içerisinde Kürtlerinde olduğu bütün Orta Asya ve Doğu toplumlarının kutladığı bir bayramdır. Ama bu bölücü unsurlar 21 Mart’ta ortaya çıkıp ateş yakıp üzerinden atlamalar yaptı. Bu kez de devletimiz 1995 yılından sonra bu olanları görerek bayram olarak kutlamaya başladı ve Nevruz’a sahip çıktı. Çünkü Nevruz kimsenin tek elinde olan bir bayram değildi. Bu milli bir bayramdır, bir etnik unsurunun tekelinde değildir.”

DİNİ BİR BOYUTU DA VAR’
Bayramın halk bayramının yanında dini boyutunun da olduğuna vurgu yapan Döğüş, son olarak sözlerine şunları ekledi: “Türkiye’de ki Alevi vatandaşlarımız da Nevruz’u dini bir bayram olarak kutlarlar. Aleviler Nevruz’a Sultan Nevruz adını verirler ve Hz. Ali’nin doğum gününü bu güne istinat ederler. Böylece aynı zamanda kutsalda bir gündür ve bu günde Aleviler de çocukların ellerinde torbayla ev ev gezip, yiyecek toplarlar. Büyüklerde bütün toplanan yiyecekleri belli bir ailenin evinde toplayıp, topluca pişirir ve yerler. Bu anlamda Nevruz’un dini bir boyutu da vardır.”

HABER: EMRE AKKIŞ

Editör: Mahmut Beyaz