Türk milletinin istikbal sürecinde dimdik ayağa kalkarak düzenli bir birliği olmamasına rağmen kendini kurtarmayı başaran Kahramanmaraş, 100 yıl önce 12 Şubat’ta adeta Türk’ün gücünü dünyaya haykırdı. Tek yürek olarak; vatan, namus ve bayrak için işgalci güçlere karşı koyan Maraş, Milli mücadelede gösterdiği kahramanlıkla Anadolu’daki kurtuluş meşalesini ateşleyerek dört bir yanına cesaret verdi. Düşmanı bağrından silip atmanın gururunun 100’üncü yıl dönümünü kutlayan kahraman şehir, düzenlenen etkinliklerle hem ecdadını anıyor hem de kahramanlığını yaşatıyor. Kentin birçok noktası Maraş Milli Mücadelesi’nde yaşanan destansı direnişe tanıklık ederken, bu noktaların başında ise Şıh olarak da bilinen Şeyh Camii geliyor.

PATLAMAMIŞ TOP MERMİSİ SAVAŞIN ŞAHİDİ!

29 Ekim 1919’da Maraş’ı işgal eden Fransız kuvvetleri Ermenilerle birlik olup halka zulm ederken,  bir yandan da şehre hâkim tepe ve kiliselere yerleştirdikleri ağır silahlarla halkı ve cami gibi ibadethaneleri hedef aldı. Çatışmaların en yoğun olduğu eski adıyla Şıh, şimdiki adıyla Turan Mahallesi’nde bulunan Şeyh Camii de bu hedeflerin başında geldi. Katolik Kilisesi, Protestan Kilisesi ve Bahtiyar Yokuşu başındaki düşman evleri arasında kalan Şıh Mahallesi çok zor anlar yaşadı. Buradaki çatışmalarda çeteler Protestan Kilisesi’ni yakmayı başarırken, Şıh Camii, kışladan atılan top mermileriyle delik deşik oldu. Minaresine saplanan top mermisi ise Allah’ın yardımının bir göstergesi olarak ibretlik bir şekilde patlamadı. Savaşın canlı görgü şahidi ve gazisi olarak günümüze kadar gelen Şeyh Camii, özellikle bu günlerde yoğun ziyaretçi akınına uğruyor. Şeyh Camii’nin bulunduğu noktada 100 yıl önce yaşanan çatışmaları Tarihçi İbrahim Kanadıkırık ve Şeyh Camii İmam Hatibi Mustafa Nar anlattı.

“İSTİKLAL HARBİ’NİN EN STRATEJİK NOKTASI”

Şeyh Camii’nin Maraş İstiklal Harbi’nin en stratejik noktalarından birisi olduğunu kaydeden Tarihçi İbrahim Kanadıkırık, “22 gün geceli gündüzlü devam eden Maraş Harbi’nde burası şehrin doğu cephesini teşkil ediyor. Burada çok şiddetli çarpışmalar yaşanmıştır. Sebebi ise burası Kanlıdere Köprüsü’nün oradaki Katolik Kilisesi, hemen yukardaki Kümbet Alman Yetimhanesi ve Kümbet Kilisesi, yine çarşı taraflarındaki Bedesten, Taş Han gibi çeşitli hanlar ile kuzeyimize düşen bugünkü kışlanın bulunduğu yerde konumlanan Fransız karargahı ile kışla arasında çok önemli bir kilit noktası. Ermeniler burayı düşürmeye çalışıyorlar çünkü bura düştüğü zaman doğu cephesindeki bütün düşman kuvvetlerinin muvasalatı sağlanmış olacak. Bu sebeple burada çok yoğun çarpışmalar var” dedi.

“CAMİNİN KUBBESİ DELİK-DEŞİK OLDU”

Şeyh Camii’nin çatışmaların merkezinde bulunduğunu ve özellikle hedef alındığını kaydeden Kanadıkırık, “Hemen yanı başımızda yine Protestan Kilisesi var. Bu kilit noktayı açmaya çalışıyorlar, açtıkları takdirde bahsettiğimiz yerlerdeki yani Kümbet, Divanlı, Kuyucak, Kışla, Abarabaşı Kilisesi ve Katolik Kilisesi ile çarşı arasındaki bütün bağlantı sağlanmış olacak ki bu da Allah muhafaza Doğu Cephesi için çok büyük bir tehdidin oluşmasına, Maraş İstiklal Harbi için de belki öngörülemeyen çok olumsuz sonuçlara sebep olacaktır. Bu sebeple Şeyh Camii merkezli olarak, burada Maraş İstiklal Harbi’nde çok ciddi anlamda çetelerin direncini görüyoruz. Bu süreç içerisinde de camii doğal olarak çok ciddi tahribat geçiriyor. Özellikle kurşun yaraları her tarafında var, en çok tahribatı gördüğü nokta ise kışla istikameti. Çünkü bölgedeki gerek Protestan Kilisesi üzerinden olsun, gerekse hemen arkamıza düşen bulgurcunun evinden olsun saldırılar oluyor. Ayrıca yukarı Kışla’daki Fransız kuvvetlerine Şeyh Camii’nin bulunmuş olduğu koordinatlar bir şekilde iletiliyor. Fransız kuvvetleri Şeyh Camii’ne top atışı yapıyorlar defalarca, bu top atışları sırasında kaynaklar caminin kubbesinin delik deşik olduğunu bildiriyor” şeklinde konuştu.

“CAMİNİN ve MİNARESİNİN GAZİ ÜNVANI ALMASI GEREKİYOR”

Üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen caminin İstiklal Savaşı’nın en canlı tanığı olduğunu anlatan Kanadıkırık, “Bugün Maraş’ta İstiklal Harbi’nin üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen en canlı tanığı diyeceğimiz çok önemli bir Fransız top mermisi, caminin minaresindeki şerefenin alt tarafına saplanıyor. Allah bir yardımı ve lütfuyla bu top mermisi patlamıyor. Yaklaşık 75 milimetrelik bir top mermisi caminin minaresine saplanmıştır. Maraş İstiklal Harbi, bütün Maraş’ın yakılıp yıkıldığı bir iç savaş. Burada birçok camimizde olduğu gibi Şeyh Camii de çok ağır tahribat gören camilerden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu sebeple burası Gazi bir camii, Kahramanmaraş’taki birçok kurumda olduğu gibi. İnşallah zaman içerisinde ilgili kurumların yazışmalarıyla bir karar alınarak bu camimizin ve minaresinin, Gazi Şeyh Camii ve minaresi olarak düzeltilmesi Maraş’ın bir çocuğu olarak 100 yıl sonra bu hatıranın daha canlı tutulması ve tanıtılması açısından olumlu bir karar olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“NE ZAMAN SAPLANDIĞI BELLİ DEĞİL”

Minareye saplanan top mermisinin hangi gün saplandığına dair kaynaklarda kesin bir tarih olmadığını da belirten Kanadıkırık, “Kışladan camiye atılan top mermisinin ne zaman minareye saplandığıyla ilgili kaynaklarda herhangi bir tarih yok ama bildiğimiz 21 Ocak günü başlıyor Maraş İstiklal Harbi, 11 Şubat 1920 gecesine kadar devam ediyor. Bu saydığımız tarihler arasındaki herhangi bir günde mutlak surette saplanmıştır. Özellikle Ocak ayının sonundan itibaren bu bölgedeki tazyik artıyor, bunu düşünürsek de muhtemelen Ocak ayının sonu, Şubat ayının başı gibi bir tarihi vermemiz daha mantıklı olacaktır” dedi.

“SAVAŞA TANIKLIK ETMİŞ, YARALANMIŞ BİR CAMİİ”

Şeyh Camii İmam Hatibi Mustafa Nar ise cami hakkında bilgiler verirken, caminin şavaşa tanıklık etmesi sebebiyle gazi sayılması gerektiğini belirterek, “İçerisinde bulunmuş olduğumuz Şeyh Camii, tarihçilerimiz nezdinde 300-400’lü yıllar arasında 17’inci yüzyılda yapıldığı tahmin edilmekle birlikte kitabesi yoktur, sadece minaresinin altında Hicri 1211 yılında Osmanlı tarafından restore edilmiş bir camidir. Aslında ilk yapılışı minaresinden de baktığımızda medrese usulü yapılmış, daha sonra minare kendisine eklenmiştir. Selçuklu mimarisi şeklinde ama Osmanlı döneminde yapılmıştır. Aynı zamanda camimiz gazi bir camidir, bir savaşa tanıklık etmiş, savaşta yaralanmış ve günümüze kadar dimdik ayakta duran bir camidir. Kurtuluş Savaşı sırasında minaresinden top mermisi almış. Fransızlar tarafından ikindi vaktinde ezan okunurken atılmış ve günümüze dek bir nişane olarak, canlı bir tanık olarak gelmiştir. Camimizin ismi Şeyh Turan Camii’ymiş daha sonra Şeyh Camii adıyla günümüze gelmiştir. Daha sonra 2011 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir” şeklinde konuştu.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz