Her insanın yaşamında vakit ayıracağı, gündelik yaşamın stresini atacağı hobileri olabiliyor. Bu hobilerin başında ise hayvanlar geliyor. Kimisi bir köpekle, kimisi bir kediyle, kimisi balıkla, kimisi de kuşlarla vakit geçirerek stres atıyor. Kuşlarla vakit geçirenler ise özellikle Kahramanmaraş’ta güvercin türleriyle dostluk kuruyor. Aslında güvercinlerle insanoğlunun dostluğu yüzyıllara dayanıyor. Köklü bir geçmişe sahip olan güvercin yetiştiriciliği, geçmişte hatta bazı yerlerde şimdi bile iletişim kurma amacıyla kullanıyor. Güvercin yetiştiriciliğinin Türkiye’de merkezi konumunda bulunan Kahramanmaraş’ta ise güvercinler sahipleri için hobi olmaktan çok, adeta bir tutku haline geliyor. Kahramanmaraş’ta ‘mırtıkçılar’ olarak bilinen güvercin yetiştiricileri, Tarihi Kapalı Çarşı’nın üstünde bulunan dar sokağı uzun yıllardır mesken tutmuş halde. Tarihi konaklara çıkan dar sokak güvercin tutkunlarının merkezi olurken, ‘mırtıkçılar’ çocukluk günlerine dayanan güvercin tutkusunu adeta yaşam biçimi haline getirdi. Dar sokağa kümes kuran güvercin yetiştiricileri, günlerinin büyük bir bölümünü güvercinleriyle geçiriyor.

“GÜVERCİN KANIMIZA İŞLEMİŞ DİYEBİLİRİZ”

Çocukluktan bu yana güvercinlerle uğraştığını dile getiren Yaşar Çağlarsu, güvercinlerini hayat yoldaşı olarak gördüğünü söyledi. Güvercinlerin hem bir tutku hem de ekmek parası olduğunu anlatan Çağlarsu, “70 yaşındayım, çocukluğumdan bu yana güvercinlerim var, onlarla uğraşıyorum. Onlar benim hayat yoldaşım gibi. Çok büyük bir tutkudur güvercin beslemek. Öğrenen ya da başlayan bir daha bırakamaz. Aynı sigara tiryakileri nasıl sigarayı bırakamıyorsa biz de güvercini bırakamıyoruz. Buna alışan bir daha bırakamaz. Sülaleden gelen bir durum bu ayrıca. Biz babamızdan, babamız da dedesinden görmüş. Kanımıza işlemiş diyebiliriz. Bakımları çok kolay değil ama severek yaptığımız için kolaylaşıyor. Her gün bir sabah bir de akşam yem veriyoruz. Dişi alıyoruz, erkek alıyoruz çiftleştiriyoruz ve türetiyoruz. Günde birkaç defa uçuruyoruz, keyif gibi bir şey bu. Aslında bir sabah bir de akşam uçmasında fayda var ama bazı insanlar hiç indirmiyor havadan. Bu bir alışkanlık haline gelmiş. Başka bir iş de yapamıyorum, rahatım yok, astım hastasıyım. Güvercinler hastalığımı artırsa da bırakamıyorum. Bir bakıma mecburiyet gibi bir şey bu. Hem tutkum var güvercinleri seviyorum hem de ekmek kapım bu kuşlar. Evde uçurmuyorum zaten, böylelikle ekmeğimi çıkarıyorum. Güvercinlerin fiyatları cinsine göre değişiyor, 15-20 liradan başlar 150-200 liraya kadar çıkar” ifadelerini kullandı.  

“GÜVERCİN BİR TUTKU GİBİ OLDU”

Bir diğer güvercin yetiştiricisi Metin Alkışcı ise 50 yıllık ömrünün 40 yılını güvercinlerle geçirdiğini belirterek, “Ben 50 yaşındayım 40 yılı aşkın süredir güvercinlerle uğraşıyorum. Çocukluğumdan beri, ilkokula gittiğim dönemde başlamıştım. Çocukların canlı hayvanlara karşı ilgisi çok olur, hem merak hem de ailemden gördüğüm için güvercin bir tutku gibi oldu. 20 yıldır da Kapalı Çarşı’nın üstündeki bu sokakta küçük bir yerim var, güvercinlerime burada bakıyorum. Güvercin beslemek bize göre zevktir, bizim toplumumuzda önceden her ailede vardı, her aileden en az bir kişi yapardı. Kahramanmaraş’ta mırtık ya da mırtıkçı kelimesi çok fazla kullanılır. Türkiye’nin en fazla güvercin olan ili Kahramanmaraş’tır” dedi.

“KUŞUN HAVADA KALMASI BİR HEYECANDIR, TUTKUYLA İZLENİR”

Güvercinlerin havada süzülüşünü tutkuyla izlediklerini belirten Alkışçı, “Nasıl bir insan sigara içiyorsa, bağımlıysa kuş ya da güvercin de onun gibi bir bağımlılıktır. Tutku da denebilir, tiryakilik de denebilir. Güvercinleri biz günde iki defa uçururuz. Kuş uçurmaya barışma denir. Güvercinler barışmaya gider, bir buçuk saat havada kalır. Bir nevi yarış gibi diyebiliriz, bir mücadele var. Zait bir sistem vardır, kimse kimsenin kuşuna bakmaz, zait olunur. Kuşun saatlerce havada kalması bir heyecandır, tutkuyla izlenir. Bakımı zor ama biz sevdiğimiz için bize kolay. Günde iki kere yem veririz, suyuna dikkat ederiz. Hasta olursa ilaç veririz, veteriner ilaçları ya da özel ilaçlar var. Kuşlar bizim tutkumuz ama ekmeğimizi de çıkartmamızı sağlıyor. Çok fazla karı yok, zararı da yok. Besleyen vatandaş için zarardır evinde, biz kar amaçlı yaptığımız için tavuk pazarı gibi düşünebilirsiniz. Biz hem seviyoruz ama komisyoncu gibi çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“MIRTIKÇILIK BİZDE BABADAN GELMEDİR”

Aynı sokakta güvercin yetiştiren Metin Gül ise, “yani kendimi bildim bileli güvercinlerle uğraşıyorum” dedi. Mırtıkçılığın babadan geldiğini dile getiren Gül, “Ben 56 yaşındayım, 56 yıldır yani kendimi bildim bileli güvercinlerle uğraşıyorum. Kuşçuluk ya da bizim tabirimizle mırtıkçılık babadan gelmedir, biz babamızdan gördüğümüzü yapıyoruz. Babam yavrulatıyordu evde, biz de bakıyorduk. Sonradan bir tutku oldu ve biz de bırakmadık devam ettirdik. Güvercin bir hastalıktır. Buna bir defa başlayan geri zor bırakır, bunun zevki çok ayrıdır. Uçurmanın zevki ayrı, yavrulatmanın zevki ayrıdır. Hepsi çeşit çeşit. İsteyen yavrulatıp çoğaltıyor, üretiyor ama satmıyor bu zevk için yapanlar. Ama bunu ticari amaçlı yapanlar da var. Bizimki tutku, 56 yıldır yaptığımıza göre tutkudur. Ben ticari kazanımı çok düşünmüyorum ama tabi ki her sene bir şeyleri değiştiriyorsun, ırkını değiştiriyorsun mesela” dedi.

“Gelmeyen kuştan hak iddia edemezsin”

Uçtuktan sonra geri gelmeyen kuştan hak iddia edilmeyeceğini anlatan Gül, “Bizde her türlü güvercin olur, kuşun şuan da en çok para edeni fitilli, şam, meverdi, aynalı ala kuyruklular, sarı ala kuyruklu gibi. Güvercin baktığınız ortam ne kadar temiz olursa bakımı da o kadar kolay olur. Sağlık açısından da iyi olur. Sabahleyin biraz uçuruyoruz, yemini atar kapatırız. Bir de akşam karışma saatleri olur. Kış günü 4,5-5 gibi herkes kuşunu bırakır, havada binlerce kuş olur. Geri gelen kuş senindir, gelmeyen senin değildir mesela. Gelmeyen kuştan hak iddia edemezsin, havaya bıraktığın kuş senin değildir zaten. Geri gelen kuş senindir. Güvercin fiyatları 20 liradan başlar, 10-15 bin liraya kadar gider” ifadelerini kullandı.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz