Merakla ve severek başladığı işine 64 yıldır aynı heyecanla devam eden ve tutkunu olduğu antikaya adeta ömrünü adayan Aslan, 7 yaşından bu yana yaptığı onlarca antika koleksiyonuyla tarihin bilinmeyen dünyasını gözler önüne seriyor. Antikacılığa Bakırcılar Çarşısı’nın arkasındaki Semerciler Sokağı’nda açtığı küçük bir işyeriyle devam eden Aslan, öve öve bitiremediği mesleğinde bugünlere nasıl geldiğini Manşet Gazetesi’ne anlattı.

“TARİHİ ÜRÜNLERİ ÇOK SEVİYORUM”
Henüz 7 yaşındayken arkadaşlarının sokaklarda oyun oynadığını ancak kendisinin daha o zamanlarda antika eşya toplamak için cadde cadde, sokak sokak gezdiğini belirten Aslan, bu işi inanılmaz derecede çok sevdiğini vurguladı. Aslan, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi: “Burada işyerimde antika eşyalarının alım satımını yapıyorum. Bu işe çocukluktan beri merakım vardı. Eski tarihi ürünleri çok seviyorum. Tarihi yaşatmayı çok seviyorum. Bu işten para kazanmasam bile ben işi yapmaya devam ederim. Çünkü bu iş benim için bir hobi oldu. 30 yıldan beri ticaretini yaptığım antika işinde onlarca koleksiyon yaptım. 7 yaşında koleksiyon yapmaya başladım. Düşünün henüz 7 yaşındaydım ve arkadaşlarım sokakta oyun oynarken ben oradan, buradan antika eşyası toplardım. 1986 yılında ticaretini yapmaya başladığım bu işte gerçekten çok mutluyum ve gerçekten severek yapıyorum. Bir insanın işinde başarılı olması için ilk önce o işi benimsemesi ve o işi sevmesi gerekiyor. Bunun en iyi örneklerinden bir tanesi de benim. Bu işi inanılmaz derecede çok seviyorum. Hala içimde antika koleksiyonu yapma isteğim var ama malum yaşım 70 olunca bu tür şeylerde biraz zor oluyor. Bu yüzden bende işte bu işyerimde duruyorum. Az öncede dediğim gibi böyle değişik ilgi çeken antika ürünleri satın alıyorum. İnsanların ilgisini çeken güzel antika eşyaları da satıyorum.”

“PARA KAZANINCA DAHA PAHALI ANTİKALARI ALMAYA BAŞLADIM”
Antikacılığı yapmadan durmadığını anlatan Aslan, işyerini açmadan önce seyyar satıcılık da yaptığını ifade etti. Aslan, “İşe ilk başladığım zamanlar kibrit kutusu, gazoz kapağı gibi çok ama çok küçük şeyleri topluyordum. O dönemde bu gibi küçük eşyaları toplamaktan bugünkü dükkânı açacak kadar büyüdüm. Dükkânı açmadan önce seyyar satıcılık yapardım. Hafta sonları çarşı da pazarda sürekli gezerdim. Ben memurdum. 1986 yılında memurluktan emekli olur olmaz işte bu dükkânı açmaya karar verdim. Bu işi yapmadan duramıyorum. Şu anda bende dünyanın birçok ülkesinden antika eserler var. Bunlara; Amerika-İngiltere-Fransa-Almanya-İsveç gibi ülkelerde dâhil. Mesela eski Yugoslavya yıkıldı. O eski Yugoslavya’ya ait bende birçok antika eser var. Önceleri ben maddi imkânlarım ölçüsünde gücümün yettiği antikaları alıyordum. Sonradan ise biraz para kazanınca daha pahalı antikaları almaya başladım” ifadelerini kullandı.

HABER: EMRE AKKIŞ

Editör: Mahmut Beyaz