Günümüzde gelişen ve gün geçtikçe biraz daha büyüyen teknoloji, hayatın her alanına girmesiyle birlikte el emeği ile yapılan birçok meslekte kaybolmaya yüz tutuyor. Ancak zamana ve teknolojiye yenilenlerin tam aksine günden güne gelişimini sürdürmeye devam eden mesleklerde bulunuyor. İşte bu gelişimini devam ettiren mesleklerden biri olan ahşap oymacılık, Selçuklu zamanından bu yana insanların ilgisini çekiyor. İnsanlar tarafından ilgiyle karşılanan ahşap oymacılık mesleğini sürdüren Gülaçtı Ahşap Oymacılık, her geçen gün işini biraz daha ileriye taşıyor. Minber, mihrap, vaiz kürsüsü, müezzin mahvelleri, balkon korkulukları, ahşap kapılar, kubbe süslemeleri, tavan göbekleri, paravanlar gibi birçok yeri ahşap oyma camii işleriyle vatandaşların ibadet yeri olan camilere daha da güzellik katan Gülaçtı Ahşap Oymacılık, sadece Türkiye’de sınırlı kalmayıp Almanya, Avusturalya, Azerbaycan, Belçika, Dubai gibi birçok ülkeye de ahşap oymaları ihraç ediyor.


GEÇMİŞTEN GELECEĞE TAŞIYORUZ”

Konuyla ilgili gazetemize özel açıklamalarda bulunan Gülaçtı Ahşap Oyma İş yeri sahibi Ali Gülaçtı, Selçuklardan bu yana ahşap oyma sanatı devam ettirdiklerini söyleyerek, Kahramanmaraş’ta da geçmişten geleceğe taşıdıklarını kaydetti. Gülaçtı, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Türk sanatının en güzel örneklerinden biri olan ağaç-oyma sanatını, bugün de Anadolu’muzun güzel bir köşesinde Kahramanmaraş’ta geçmişten geleceğe taşımaya devam ediyoruz. Genellikle Camii Dekorasyonu üzerinde çalışıyoruz. Minber, mihrap, vaiz kürsüsü, müezzin mahvelleri, kapı, ahşap kubbe gibi her türlü ahşap oyma işleri yapıyoruz. Yaklaşık 3 kuşaktır bu mesleği devam ettiriyoruz. Dedemin ahşap ev ustası olarak başladığı bu mesleği babam bavul, mücevher kutusu, sandık aksesuar işleri olarak devam ettirdi, aynı meslek ve farklı alanlarda kendimizi sürekli geliştirerek bu mesleği devam ettirdik şuanda ben üçüncü kuşak olarak Camii Dekorasyonu işleri yapıyorum. Mesleğimizin sınırı olmadığı için sürekli geliştirmeye devam ediyoruz. Benden sonra dördüncü kuşak olarak oğlum Muhammed Gülaçtı mesleği devam ettirmek üzere yetiştiriyoruz. Yeni projelerimiz var devam ediyor. Dünya’nın neresinde bir Müslüman varsa oraya bir iş yapmak istiyoruz”

KAHRAMANMARAŞ İŞİ OLARAK BİLİNİYOR”

Şehrin ekonomisinde son derece önemli bir yere sahip bu oymacılık sanatını daha farklı bir alana taşımaya çalıştıklarını ifade eden Gülaçtı, “O klasik eşya sandık, kutu, cemakan gibi ürünler yerine maun ağacından Camiler için gerekli olan mihrap, minber, vaiz kürsüsü, kapı, balkon bölümleri, müezzin mahfeli, gibi ürünler üretiyoruz. Geçmişten günümüze yaklaşık 450 Cami’de eserlerimiz vardır. Tabi ki bu eserler yaygınlaştıkça Kahramanmaraş işi olarak bilinmeye ve tıpkı Kahramanmaraş’ın dondurması, biberi gibi meşhurlarmış durumda” diye konuştu.


MÜSLÜMAN OLAN HER YERE BU ESERLERİ ÜRETMEK”

Dünya’nın ve Türkiye’nin her bölgesine iş yaptıklarını söyleyen Gülaçtı, “Türkiye’de hemen hemen her bölgeden işimiz bulunmaktadır. Yurt Dışında ise ihracat yaptığımız ülkeler Almanya, Avusturalya, Azerbaycan, Belçika, Dubai, Danimarka, Fransa, Hollanda, Karadağ, Kıbrıs, Beyrut, Suudi Arabistan, Norveç, Rusya, Bulgaristan olup hedefimiz inşallah Müslüman olan her yere bu eserleri üretmek” dedi.

TAKIM ÇALIŞMASI YAPIYORUZ”

Eskiden kağıt üzerinde emek harcanan motifleri şimdi ise bilgisayar üzerinden yapıldığını dile getiren Gülaçtı, “Ülkemizde de üretilmeye başlanan Bilgisayarlı Sayısal Kontrol Sistemi'ni (cnc) kullanmaya başladık. Şu anda bu makineyi işlerimiz geliştirmek ve simetriyi sağlamak için kullanıyoruz. Eskiden kağıt üzerinde günlerce emek edip kullandığımız motifleri şuanda Bilgisayarda Autocad programıyla hazırlayıp kısa sürede daha simetri ve daha düzgün bir şekilde de cnc den yardım alarak yapıyoruz. Tabii bu bize kolaylık sağlıyor. Şöyle ki makinede 8 bıçak var. Motiflerinin hatlarını düzgün bir şekilde kesiyor. Aslında yine ustalara burada büyük iş düşüyor. Zaman olarak da çok avantajımız yok ancak ortaya düzgün bir iş çıkmış oluyor. Buradaki yaptıklarımız bir takım çalışması. Bir ürünü 3,5 günde biter temini veremiyoruz. Çünkü biran 4, 5 camiinin işleri de beraberinde yapılıyor. Ama orta ölçekli bir camide 1 ayda 3 takım yapabiliyoruz. Buda bizim 50 kişilik ekiple oluyor. 50 kişilik ekip içerisinde bir şoförün, muhasebecinin bile katkısı var” şeklinde konuştu.

Haber: Meliha Şeyda Akçakale

Editör: Mahmut Beyaz