Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesi Tarihi Demirciler Çarşısı’nda ki iş yerinde hizmet veren Cahit Altıgöz, bünyesinde yaklaşık 10 bin adet nostaljik ürün bulunduruyor. Geçmişte insanlar tarafından kullanılan telefon, bozuk ve madeni para ile radyo ve gramofon gibi birçok ürünü sergileyen Altıgöz, sosyal sorumluluk projelerinden dizi ve film setlerine kadar ürünlerinden faydalandırıyor. Altıgöz, sergilediği binlerce antikaların yanında geçim sıkıntısının fazla olduğu zamanlarda imkânlar dahilinde yapılan toprak evlere yağmur veya kar yağdığı zaman evin içerisine su girmemesi, damda ki toprağın sıklaştırılması için kullanılan bir baskı türü olan loğ taşlarını satın alarak işyerinde sergiliyor. Cahit Altıgöz’ün elinde bulunan loğ taşları şimdiki neslin ne işe yaradığını bilmemesiyle beraber yaşlı insanlara geçmiş yılları hatırlatarak duygulanmasına sebep oluyor. Altıgöz, sergilediği loğ taşlarına ilişkin gazetemize yaptığı açıklamada, “Bu taşların eski insanların hayatında çok önemli yeri vardır. Nesilden nesile bunları aktarıyoruz. Bu taşların her birinin hikâyesi vardır. Bu kültürü anlatmaya çalışıyoruz” dedi.

“MUTLAKA BİR SABAH BİR AKŞAM LOĞLANMASI GEREKİRDİ”

Koleksiyoncu Cahit Altıgöz, taşlarla ilgili yaptığı konuşmada, “Eskiden Kahramanmaraş’ta şimdikiler bilmez toprak damlar kalmadı. Toprak damlar eskiden yağmur yağdığı, kar yağdığı zaman büyüklerimiz, dedelerimiz, ninelerimiz apar topar bir sıkıntı yaşardı. Çünkü damın akmaması için bu taşlarla damlar loğlanırdı. Damın suyunu alıp sızdırmak için her gün mutlaka bir sabah bir akşam loğlanması gerekirdi. Koleksiyonunu yaptığım bir diğer taş ise değirmen taşları mutlaka evlerde değirmen taşları olurdu. Herkes kendi zahrasını kendisi yapardı. İnsanlar mercimeğini, bulgurunu taşlarla kendisi çeker, öğütürler hatta un yaparlardı. Önceki insanların her zaman için sahra geleneğini, zahra kültürü yaşatmak için emekleri vardı. Burada bir de direk taşları var. Bu direk taşları evler yapılırken kullanılırdı.

“BU TAŞLARIN ESKİ İNSANLARIN HAYATINDA ÇOK ÖNEMLİ YERİ VARDIR”

Dam loğları bu tür malzemeleri bu şehrin artık yapılaşmasından dolayı sökülen evlerden çıkan taşların kaybolmasın, yeni nesillerde bunları tanısın diye bunları satın aldık muhafaza ettik. Bu taşların eski insanların hayatında çok önemli yeri vardır. Nesilden nesile bunları aktarıyoruz. Bu taşların hikayesi vardır. Bu kültürü anlatmaya çalışıyoruz. Eski insanlar bunu görünce duygulanıyorlar. Bizlere bunlarla ilgili anılarını anlatıyorlar. Taşlar damdan aşağı düşermiş, bazen komşularının bahçelerine düşermiş. Onu aşağıdan almak dışarıdan komşudan çıkartmak çok zor ve önemliymiş. O zamanlar yokluk, darlık, zorluk günlerini akıllarına getiriyorlar duygulanıyorlar. O günler yoktu, zordu ama mutlu olduklarını söylüyorlar. İnsanların şimdi her şeyi var mutlu değiller, samimi değiller, doğal değiller, hep bir mutsuzluk hep bir karamsarlık içindeler. Buraya geliyorlar mutlu terapi görevi görüyor.

GELECEK NESİLLERE KÖPRÜ VAZİFESİNDE OLUYORUZ”

Bu benim Kahramanmaraş’ta kendi koleksiyonum dam loğları koleksiyonum. Burada yaklaşık 100’ün üzerinde loğla 100 ayrı evin damlarından çıkma onun için bende çok anlamı vardır. Bunları mutlulukla sergiliyorum. Gelecek nesillere köprü vazifesinde oluyoruz. Gençlere çok garip ve enteresan geliyor ama yeni nesillere anlatmaya çalışıyoruz. Şimdi apartmanda oturuyorlar müstakil evde de değil. Bu taşlar önceden çok önemli bir gereçti dam loğu, loğ ağacı, loğ demiri derlerdi. Bu bir sektördü, taşı silindir bir hale getirerek işlerlerdi. Biz burada bunu sergiliyoruz gelecek nesillere köprü oluşturuyoruz” dedi.


(Haber: Abdulsamet İspir)

Editör: Mahmut Beyaz