Osmanlı döneminden günümüze kadar ulaşmayı başaran, geçmiş yıllarda özellikle hayvancılık alanında at ve eşek sırtında kullanılan, döneminin temel ihtiyaç malzemesi sayılan semerler, günümüz de yok olma durumuyla karşı karşıya. Yüzlerce yıllardan bu yana hayvancılık alanında kullanılan semerler, daha çok geçmişte insanların binek aracı olarak kullandıkları atların ve eşeklerin üzerine koyuluyordu. Hayvanların taşıyacakları yükün sırtına zarar vermemesi için ağaç iskelet üzerine deri ile keçe arası kamış otlarıyla doldurulup sarılarak dikilen semercilik çok özen isteyen bir zanaat olsa da günümüzde git gide yok oluyor. Motorlu araçların kırsal kesimde bile fazla olmasıyla hayvanların artık yük veya binek olarak kullanılmaması semerciliği bitme noktasına getirdi. Semercilik de tıpkı tarakçılık, kaşıkçılık gibi unutulmaya yüz tutmuş, artık çırak alamayan meslekler halini aldı. Kahramanmaraş’ın Kapalı Çarşısında ise semercilik mesleğini sürdüren ustalar, mesleğin çağa yenik düştüğünü belirterek, semer yapımının bittiğini ifade ettiler.

Kahramanmaraş’ın son semer ustaları, semerciliği şu şekilde anlattı;

“MOTORLU ARAÇLAR MESLEĞİMİZİ BİTİRDİ”

Önceden kentin çoğu yerinde semer yapan ustaların olduğunu ama teknolojinin gelişmesiyle semercilik yapan kişi sayısının bir elin parmaklarını geçemeyeceğini belirten Semerci ustası Ali Özen, “Çağın getirdiği olumsuz koşullar ve teknolojinin gelişmesi, bu mesleği bitirdi” dedi.

52 yıldır semer yaparak geçimini sağladığını kaydeden Özen, “Geçmiş zamanlarda tercih edilen bir meslekti semercilik. Çırakken başladım işe o günden bugüne kadar geldik ve usta olduk. Artık o eski günler de kalmadı mesleğimizle ilgili. Geçmiş dönemler de ben bu işe başlarken babam çok istemişti bu işi yapmamı, babamın sayesinde başladım ve bu yaşa kadar da devam ettirdim. Ama artık Kahramanmaraş’ta da bu işi yapan kalmadı. Mesela eskiden 20-30 yıl önce 150’ye yakın esnaf vardı bu işle uğraşan ama artık motorlu araçların en kırsalda bile olmasıyla birlikte bu mesleğe ihtiyaç kalmadı. Yaptığımız, ürettiğimiz semerleri satamıyoruz. Bizim Kapalı Çarşı’mız da bu bölümde ki herkes semercilikle uğraşıyordu o yıllarda. Eskisi gibi değil, hem işimiz bitti hem de hayvancılık bitti yani. Önceden her evde hayvancılıkla uğraşan bulunurdu. Şimdi ise vatandaşın hayvancılıkla bir işi kalmadı. Semerleri yapıyoruz ama öylece duruyor dükkânlar da bomboş. Bizim de yaşımızın gereği yıllardan beri bu işle uğraştığımız için başka bir yerde çalışmamız çok zor oluyor. Devletimiz bir çare bulsa bizim işimize gerçekten çok iyi olur” ifadelerini kullandı.

“GEÇMİŞTE SEMER TEMEL İHTİYAÇ GİBİYDİ”

Bir diğer Semer Ustası Orhan Çanakcı ise semerciliğin geçmişinin çok eskilere dayandığını fakat günümüzde çırak yetiştiremediğini ve giderek kaybolduğunu söyledi. Semerin yapılışını anlatan Çanakcı, “Kahramanmaraş’ta bu işle uğraşan birkaç dükkân kalmıştır. Semercilikte keçe, deri, ot, çivi, çınar veya meşe ağacı kerestesi, telis, çivi, raptiye gibi malzemeler ile çuvaldız, çeşitli iğneler, biz, bıçkı bıçağı, makas, pense, el demiri, ot demiri gibi araçlar kullanılır. Keçeler yine Maraş’ta bulunan keçecilerden temin edilmektedir. Semer yapımına iç telisinin biçilip dikilmesiyle başlanılır, sonra o telisin içine berdi yani ot yerleştirilir. Suda ıslatılıp yumuşatılan deri, dikilir ve hazırlanan ağaç aksam da derinin üzerine yerleştirilir. Son olarak keçe semerin alt kısmına dikilir ve süslenir. Bir semerin yapımı 1,5 ya da 2 gün kadar sürmekte, kalite ve büyüklüğüne göre çeşitli fiyatlarda alıcı bulurdu eskiden. Geçmişte ürettiğimiz semerler temel ihtiyaç olarak görüldüğü için daha yüksek kar ile satılabiliyordu ama günümüzde köylülerden geçmişteki kadar rağbet görmüyoruz ve bu nedenle semerleri ucuza satmak zorunda kalıyoruz” dedi.

“BU İŞ EN FAZLA 2-3 YIL DAHA GİDER”

Semerci ustası Ömer Mankır ise semerciliği 2-3 yıl içinde yapan kimsenin kalmayacağını belirterek, Kahramanmaraş’ta semercilik mesleğini icra eden 3-4 kişinin kaldığını söyledi. Mankır, “Yaklaşık 43 yıldır bu işi yapıyorum. Baba mesleğimdi bu meslek, ilkokuldan bu yana bu meslekte çalışıyorum. O yıllarda aslında popüler mesleklerden biriydi bu meslek, çünkü geçmiş zamanlar da hayvan işiyle uğraşan çoktu. Bağını bahçesini süren ata, eşeğe binen insan çoktu. Artık günümüzde öyle değil teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayvana çok bir ihtiyaç kalmadı. Sadece hobi olarak ata, eşeğe biniyorlar. Eskisi gibi at ya da eşekle tarla işinde çalışan da kalmadı. Dolayısıyla bu işinde sonu geldi. Kaç yıl oldu işlerimiz yok satış yapamıyoruz. Yaptığımız semerler boşa gidiyor öylece bekliyor alıcısını. Yani çağın gerisinde kaldı meslek teknolojiye yenik düştü. Bizler bu mesleğin son nesilleriyiz. En fazla yapacağımız 2 ya da 3 yıl ondan sonra kimsenin bu işi yapacağını zannetmiyorum çünkü talep olmuyor. Kahramanmaraş’ta biz 3-4 kişi varız bu mesleği yapan eskisi gibi kimse kalmadı yani. Biz babamızdan gördüğümüz için yöneldik bu mesleğe o dönemlerde ama şimdi bilseydik teknolojinin bizleri bu duruma getireceğine hiç başlamazdık. Yaşımız da geçti artık, bu yaştan sonra başka ne yapabiliriz. Benim tek temennim işlerimizin bir an önce eskisi gibi olması” şeklinde konuştu.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz