Bazen insanları anlamak oldukça zordur. Zaman gelir öyle bir hata yaparlar ki ortaya onarılması imkansız hasarlar çıkarırlar. Bu hataların da geri dönüşü yoktur.

Bir hırs uğruna feda edilmiş ömürlere ve toplumlara baktığımızda bunu çok daha iyi anlarız.

Şimdi bu sözler nereden çıktı diyeceksiniz?

Şöyle açıklayayım; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın gündeme bomba gibi düşen son açıklamalarını okuyunca, ben de bir şeyler yazma gereğini hissettim.

Her zaman derim: Makamlar- mevkiler emanettir; kimseye baki değildir. Önemli olan o makamın adamı olmak, o makamı doldurabilmek değil midir?

Bazılarımız nedense koltuğa kavuştu mu kraldan da kralcı oluyor.

Bu anlamda Akıncı'nın tutumunu anlamak gerçekten mümkün değil. Neler oluyor demekten kendimizi alamıyoruz, .

Akıncı'nın ara sıra sivri çıkışları oluyordu ama son beyanatlar bardağı oldukça taşırdı.

Konu vatan parçası, Türk milleti olunca akan sular durur. Şehit kanı ile sulanmış topraklar, hastalıklı hırslara feda edilemez.

Düşündüğümüzde yaşananlar aslında bize pek yabancı da gelmiyor. Türk milleti kendi kimliğinden uzaklaşıp, başkalarının ağzıyla konuşanları çok gördü.

Geçmiş tarihimize baktığımızda bunun sayısız örnekleriyle karşılaşırız.

Yanlış tribünlere oynayanlar da her zaman kaybetmişlerdir.

Bilindiği gibi 26 Nisan’da cumhurbaşkanlığı seçimleri var.

Karşımızda da kurgulanmış bir proje var.

Hem dışarıdan… Hem içeriden desteklenen bir proje…

Perde arkasında konuşturanları da çok iyi biliyoruz.

Tabi ki Rum ağzıyla şov yaptıranlar da bildik ülkeler… Amerika ve İngiltere…

Ama ne yaparlarsa yapsınlar; her zaman olduğu gibi masa başı oyunları, Kıbrıslı Türkler ve Türk milleti bozacaktır.