Ali Rıza Kısakürek, Piserro ve Orkis Termal, bu şehrin gerçeği. Bir kere bu gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmemiz gerekiyor.

Düşünen, üreten, düşündüklerini hayata geçiren, ürettiklerini pazarlayabilen, şehrimizin bir anlamda tanıtım elçisi rolünü çok iyi başarabilen tanınmış işadamı Ali Rıza Kısakürek, net ve düzgün yapısı yanında, son söyleyeceğini peşini söyleyebilme cesaret ve özgüvenine sahip bir insan.

Senelerdir tanırım.

Arasa cami civarında, seneler önce emanet ütü, emanet masa ve emanet dikiş makinası ile terziliğe başladığında, içindeki cevheri ve terzilik aşkını, heyecanını bastırmak için mesleğe daldığında, hedefi büyüktü.

Başarı hikâyesini kaç kez dinledim, kaç kez haberleştirildi, yorumlandı.

Mesele şu…

*

Sayın Ali Rıza Kısakürek, 1 Haziran günü bendenizi aradı, şehirde yayınlanan 2 günlük gazeteyi davet ederek, açıklama yapacağını söyledi. Bu davet üzerine, Manşet ve Bugün Gazetelerinin yazı işleri müdürü genç kardeşlerimle KAFUM karşısındaki satış mağazasına gittik.

Dedim ya, önce hayat hikâyesinden başladı. Bunu çok dinlediğimiz, haberleştirdiğimiz için, sohbeti baka mecralara çekmek istedim, seneler önce Maraş’tan nefret edip, tiksinip nüfusunu ve sahibi olduğu PİSERRO’yu komşu Gaziantep’e taşıma niyetini içeren haberi yaptığımı da hatırlatarak, SANKO HOLDİNG A.Ş. patronu, o dönemdi yönetim kurulu başkanı sayın Abdulkadir Konukoğlu ile olan buluşmamızı, sohbetimizi ve sayın Konukoğlu’nun kendisine yeşil ışık yakıp, kucak açıp Gaziantep’e davet ettiğini hatırlattım.

Çünkü beraber gitmiştik. Önce Serbest Bölgeyi gezdik, Genel Müdürü Mehmet Özmen ile yemek sonrası, soluğu Gaziantep iş dünyasının patronu, ağabeyi, babası sayın Konukoğlu’nun makamına çıktık.

Çünkü Serbest Bölge Genel Müdürü Mehmet Özmen, “Bizde son sözü patron söyler!” demişti. O patron da sayın Konukoğlu idi.

Gaziantep’in babacan iş adamı Konukoğlu, Serbest Bölge haritasını (pafta) açmış, “Bak Ali Rıza bey, madem gezdin, beğendiğin yeri seç beğen, al. Şartları da sen belirle!” diyerek PİSERRO’yu Gaziantep’e davet etmişti açıkçası.

Ben olayın canlı şahidiyim ki, bunu da o zaman gazetemde haber yapmıştım tam sayfa.

2 genç meslektaşım (Mahmut Beyaz ve İlker Yiyen) ile sohbet ederken, sayın Kısakürek bu olayı hatırlattı, Konukoğlu’nu alıp başına taç etti, Kahramanmaraş’ta Konukoğlu ayarında, kalitesinde bir işadamının bulunmadığını sitemle, kahırla dile getirdi. “Niye bir Konukoğlu’muz yok!” dedi resmen!

Tabi yorum kendisine aitti.

Oysa bu şehirde ihracat yapan, üreten, istihdam temin eden, vergi rekortmeni olan, şehre girdi sağlayan işadamlarımız vardı. Sayın Hanefi Öksüz, Abdulkadir Kurtul, Mehmet Balduk, Şahin Balcıoğlu, Ejder Balsuyu, Abdullah Çinkay, Sadi Erzurumluoğlu gibi, adını yazamadığım onlarca iş insanı vardı.

Hepsi de hatırı sayılır, saygın insanlardı oysa…

*

Sayın Kısakürek ile olan sohbetimizi daha derinleştirmek, habere zenginlik katmak düşüncesiyle, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odasındaki dönüşümlü değişikliği ve buna ilişkin düşüncesini sordum.

Bir dokundum, bin ah işittim, işittik! “Maraş’ta Sanayi Odası var mı ki?” demez mi.

Arkasını getirdi, başladı veryansına! Haberi okudunuz belki, dedim ya, yorumlar kendine ait ve kendini bağlar. Biz gazeteciyiz, konuştuğumuz kimse ne söylediyse, değiştirmeden, rakam ve kelimeler üzerinde oynamadan yayınlamak mecburiyetindeyiz. Gazetecilik ahlakı bunu gerektirir.

*

Tamam, biz iş adamı sayın Ali Rıza Kısakürek’e saygı duyuyoruz. İşletmelerine de.

Ama sayın Konukoğlu Gaziantep’te neyse, sayın Hanefi Öksüz ve Abdulkadir Kurtul, Mahmut Arıkan, Mehmet Arifioğlu, Mustafa Narlı, Alişan Arıkan, Kemal Karaküçük de odur.

Bütün çabaları üretmek, istihdam, ekonomik girdi ve kent insanlarının yaşam kalitesini artırmak…

Üreten, insanlara aş ve iş sağlayan herkese yürekten teşekkür ediyoruz!