Dünya gündeminde şu günlerde büyük bir oyunun ilk adımlarından Katar var. Dünya’ya her türlü hükmeden, gücü bazen azalan bazen artan bir ABD oyunu sahneleniyor şu günlerde. Eski Başkan Obama’nın dünyaya vurdumduymaz halleri nedeniyle,  kendi tabirleriyle yıllarca duraksayan planlar bir bir gün yüzüne çıkıyor Trump’ın Başkan olmasıyla.  Yıllardır teröre destek veren hatta nerdeyse bütün terör örgütlerini kendi kuran ABD, petrol ve doğalgaz zengini Katar’ı teröre destekle suçluyor.  Ve özellikle arap ülkelerinin desteğini alarak önce diplomatik, sonrasında da büyük ihtimal ekonomik yaptırımlarla Katar’a “sen bir dur” deniliyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri de Katar’ın Barcelona futbol kulübünden tutunda İngiltere ve Türkiye’ye yaptığı milyarlarca dolarlık yatırımları, Trump alenen istese de Amerika’ya yapmaması. Yine her zamanki gibi tek neden güç ve para.

                  ABD’nin Katar hamlesi dikkat ederseniz Trump’ın Suudi Arabistan, Vatikan, İsrail ziyaretinden hemen sonra oldu. Bu seyahatte önce araplarla milyar dolarlık anlaşma bağlayan Başkan, Vatikan ve İsrail ziyaretleriyle de büyük ihtimal yapacağı hamle için icazet aldı. Dünya da terörü en iyi kullanan ülke tıpkı bir zamanlar Irak’a girmek için nasıl nükleer bomba var yalanı attıysa şimdi de terörü, terörle alakası olmayan ülkelere müdahale bahanesi olarak kullanıyor.

                  Ama  satranç oyununda yapılan bu hamle sadece Katar’la ilgili değil.  Yaklaşık 67 ülkeyi kapsayan bir planın parçası. Tarihi İpek yolu projesinin yeniden canlandırılmasını öngören projeye ABD’nin  çok sert bir tepkisi. İngiltere, Çin ,İran, Türkiye gibi dev ülkelerin ipek yolunu canlandırma projesine, oyunun dışında kalma riskini hiçbir zaman göze almayan yine güçlü bir ülkenin tepkisi. Başlığımız kanlı satranç ya hani. Neden kanlı. ABD Çin haricinde, bu saydığım büyük ülkelere çok derin izler bırakacak terör saldırıları yaptırıyor uzun zamandır. DAEŞ’i kuran ve başarıyla kullanan ABD, düşünün ki Birleşik Krallık ’ta seçimi açık ara kazanır denilen May’la muhalefet arasındaki oy farkını yaptırdığı terör eylemleriyle neredeyse başa başlara getirdi.  İran’ın kalbine saldırılar dünyada  yankılandı.  Benim korkum bugünlerde Türkiye içinde bir terör saldırısı olması. Umarım olmaz. Ama oyun büyük bunu anlamak gerekiyor.

                  İçimi ferahlatan “evet işte dünya siyaseti böyle yapılır” dedirten bir hükümetin başta olması. Olaylara ne içerde ne dışarda seyirci kalmaması. Tarafını menfaatleri ve dostlukları çerçevesinde seçerek anında kararlar alıp uygulayarak, dünya siyasetinde ben de varım diyebilmesi. Keşke muhalefetimizde, muhalefet etmeyi karşı taraf ne söylerse söylesin kabul etmemek olmadığını anlasa. Katar’da askeri üs kurma anlaşmaları imzalandığında bunun ne gereği var diyen muhalefet, aynı yaklaşımı biz Somaliye yaklaştığımızda da yapmıştı ve halen yapmaya devam ediyor. Artık muhalefetin devletin menfaatine olan konularda destek olması gerekiyor. Evet 2015 yılında anlaşılan Katar Doha’ya üs kurma anlaşması dahilinde Kara Birliği şeklinde dizayn edilen üssümüzde 3000 kişilik personel bulunabiliyor. Hava ve denizden lojistik olarak desteklenebilen üste şu anda 94 askerimiz görev yapsa da, meclisten jet hızıyla geçen teskereyle bu sayının kısa zamanda artması bekleniyor.

                  Evet sevgili dostlar, ABD istediğini alana kadar durmayacak.  Ama bu kez istediği gibi at koşturacağı bir dünya olmadığını, artık Türkiye’nin de bölge ve dünya siyasetinde söz sahibi olduğunu anladı ve anlamaya devam edecek. Tek dileğim kanlı başlayan bu satranç oyununun daha fazla kan ve gözyaşı dökülmeden uzlaşıyla sonlanması.

Not: Türkiye Dünya Siyaset sahnesinde emin adımlarla ilerlerken, bir Tv kanalını açtığımda Başbakan Yardımcısı Sayın Veysi Kaynak’ın mecliste açıklamalarına rastlamak, aynı anda başka bir kanalda konuk olan Sayın Mahi Ünal’ı dinlemek, Kahramanmaraş siyasetçilerinin de Türkiye Siyasetinde bu kadar etkin olduğunu görmek beni fazlasıyla gururlandırıyor.