Bize biçilen ömrü maalesef ki bilenimiz yok…

Bu yüzden Güneşin doğuşunu gördüğüm her güne şükrüm sonsuz,

Biliyorum ki her doğan Güneşin aydınlığı ile öğreneceğimiz çok şey varken,

Batışıyla da, acıları kapatacağımız çok yürek sızısı olacak.

İnanın bana! Yaralı yürekleri; batan Güneşten, ağaran Güneş’e taşıyan “ dik” duruşlarıdır…

Bu dik duruşun nedeni de; gönül kafesinde yaşatılmaya çalışılan küçük çocuğun masum gülüşüne sakladığı, okyanus kadar sınırsız düşlerinde gizli…

Dik duruşunu yitiren yüreklere teker teker dağıtmak isterdim o küçük çocuğun sınırsız düşlerinden.

Ama maalesef hayat çizgisine baktığımızda hedefe ulaşmak için yürüdüğümüz yollarda her yer asfalt değil..!

İşe önce kendi gönlümden başlıyorum.

Her yaşadığım şeyde hayata yeniden tutunacak parçalar buluyorum,

Umutlarımla o parçaları birleştirip dikiyorum.

Ayağıma batan cam parçalarını tek tek ellerimle topluyor, bir kaçını da ağzıma atıp kapatıyorum.

Ola ki Canımın yanmasıyla dudaklarımdan dökülen kelimeler birilerini incitip kırmasın diye…

Şimdi tuz basıyorum kanayan yaralarıma, daha fazla kanamaması için,

Sonra mı?

Annemin sevgisiyle yoğurduğu, dudaklarından dökülen kelimeleri toplayıp

Merhem niyetine yaralarımın üzerine sürüyorum 7/24…

Ve merhemi sürmek için yaralarıma her dokunduğumda aklıma Jacob Riis’ in söylemi geliyor…

“ Çaresiz kaldığım zamanlarda gider bir taş ustası bulur onu seyrederim.

Adam belki yüz kere vurur taşa ama değil kırmak küçücük bir çatlak bile oluşturamaz onda.

Sonra birden yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir işte o zaman anlarım ki taşı ikiye bölen o son vuruş değil ondan öncekilerdir...”

 

Ben de “ O ” an anlıyorum ki aslında bu yaralar tüm yaşananların son vuruşuydu aslında.

Canım Annem!!!

Sevginle yoğurduğun, gül dudaklarından dökülen kelimelerinle bütün yaralarımı kapattığın için sana müteşekkirim…

Bütün dualarım “ Yüce Yaradan’a…

Ceylan gözlümüm ömrüne ömür katması için.

Ben artık hazırım!!!

Yüreğimde ki tarlada “ Yasemin Çiçeği ” ni kendim yetiştirmeye,

Aklımdan geçen ise Hz Mevla’nın sözleri…

“ Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme,

Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime,

   Dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme...”