13.03.2016- 17.02.2016- 10.10.2015, son beş ayda üçüncü kez Ankara; Halk düşmanlarının saldırısına hedef oluyor. Geçen yıl 10 Ekim’de Ankara Garı’nı hedef alan saldırıdan sonra, bu yıl 17 Şubat’ta Merasim Sokak’taki servis araçlarına saldırı düzenlenmişti. Son bombalı saldırıda Merasim Sokak’a yürüme mesafesindeki Güvenpark yakınlarında yaşandı.
Pazar günü ulusal bir gazetenin manşet haberinde’ Barut dumanı gitti, ciğer dumanı geldi’ başlığıyla, Diyarbakır -Sur halkının yeniden yüzlerinin gülmesi; Sokakların- caddelerin renklenmesi, milletçe hasret kaldığımız tablolardı. Bu mutluluğu bize çok gördüler. Ankara saldırısıyla yeniden yıkıldık…
Katliamın yaşandığı saatlerde, İstanbul’da oynanan Fenerbahçe-Kayseri spor maçında ;Ülker arenada tek bir ses, tek bir yürek halinde sadece tribünler değil, tüm insanlık ayağa kalktı. Stadyumdaki futbolseverler birlikteliğimize, kardeşliğimize yapılmış bombalı saldırıyı protesto ediyorlardı. ‘Kalbimiz kapkara seninleyiz Ankara’ sesleri ile teröre karşı dik durarak; Tüm dünyaya ‘Barış ve Kardeşlik’ mesajı veriyorlardı.
Yüreğimiz yanıyor, canımız acıyor… Ankara'da yaşayan müzisyen James Taylor'ın, Facebook hesabından paylaştığı "Charlie oldunuz, Paris oldunuz, peki Ankara olacak mısınız?" sorusu ile biten yazı ise dünya kamuoyunu empati yapmaya çağırıyor.
Facebook hesabından paylaştığı yazıyı paylaşıyorum:
Türkiye'yi bilmeyenlere ya da bu patlamaların kendilerine çok uzak olduğunu düşünenlere belki bu gözlerinizi açar.
Akşam saatlerinde yaşanan patlama, şehrin en kalabalık bölgesinde, birçok otobüsün yer aldığı insanların evlerine gitmeyi beklediği bir durakta ve insanların çay içmek ve dinlenmek için oturduğu bir parkın hemen yanında gerçekleşti.
Orada olmayı hiç düşündünüz mü? Her gün geçtiğiniz yol, her gün bindiğiniz otobüsün durağı...
Hiç kurbanları düşündünüz mü? Otobüse yetişmeye çalışan gençler, şehirde dolaşan yaşlılar, taksi bekleyen insanlar ve güneşin altında sosyalleşmek isteyenler.
Şimdi bu insanların İngiliz olduklarını düşünün ve saldırının da İngiltere'de olduğunu. Bu insanlar sizin her gün gördüğünüz, karşılaştığınız normal, mutlu insanlar. Belki arkadaşlarınız. Bu insanlar farklı değil. Sadece Türkler.
Birçok insanın düşüncesinin aksine, Türkiye Orta Doğu değil. Ankara bir savaş alanı değil. Normal, modern bir şehir, diğer Avrupa başkentleri gibi ve Kızılay tam bir meydan, orta nokta, kalp...
Londra'da, Paris'te, New York'taki terör saldırılarına bakmak, kurbanlara üzülmek çok basit fakat neden aynısı Ankara için geçerli değil? Bunun sebebi, Türkiye'yi ağırlıklı olarak Müslümanların yaşadığı Suriye, Irak gibi bir ülke olarak mı görmeniz? İç savaşın yaşandığı ülkeler gibi mi görmeniz?
Türkiye mükemmel bir ülke, birçok güzel insanıyla birlikte… Hayatımda hiç bu kadar hoş karşılanmamış, mutlu ve güvende hissetmemiştim burada olduğum kadar… 
Ankara'daki saldırılar bizi etkilemez diye düşünüyorsanız ya da Paris ve Londra'daki saldırılarla aynı şeyleri hissetmiyorum diyorsanız belki de neden, neden böyle hissettiğinizi sorgulamalısınız. 
Ankara 18 aydır benim evim ve evim olarak kalmaya da devam edecek.

Charlie oldunuz, Paris oldunuz, peki Ankara olacak mısınız?