Çarşamba günü gazetelere bomba gibi bir haber düştü: ‘Sosis, pastırma, sucuk, benzeri işlenmiş etler kansere yol açıyor’.Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayımlanan raporda; günde 50 gram işlenmiş et yenilmesi kalın bağırsak kanserine yakalanma olasılığını yüzde 18 oranında arttırdığını açıklıyor. İşlenmiş et denince; kırmızı etin ömrünü uzatmak veya tadını değiştirmek amacıyla tütsülenerek, kurutarak ya da tuz ve koruyucu maddeler ekleyerek niteliğinin değiştirilmesi anlamına geliyor. Kanser tehlikesini artıran unsurların da bu eklenen maddeler olduğuna dikkat çekiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü, eldeki en iyi bilimsel verileri değerlendiren Uluslararası Kanser Araştırmaları Dairesinin tavsiyesi üzerine bu sonuca varıldığını vurguladı. Böylece işlenmiş et, sigara ve alkol ile aynı kategoriye (kansere yol açan maddeler) konulmuş oldu.

Dünya Sağlık Örgütü, salam, sucuk, pastırma, sosis gibi işlenmiş et ürünlerini sigara  ve alkol kadar kanserojen ilan edince Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunu acil toplama kararı aldı. Önümüzdeki günlerde Türkiye’de üretilen bu ürünlerin kansere etkisi araştırılacak

Ülkemizdeki uzmanlar ise et ve et ürünleri tüketiminin ülkemizde sanıldığı kadar yüksek olmadığını belirtiyorlar. Ülkemizde kişi başına düşen toplam kırmızı et tüketimi yaklaşık 35 gram, işlenmiş et tüketimi miktarı günlük 10 gram olduğunu, bu miktarın, gelişmiş ülkelerin gerisinde olduğunu açıklıyorlar. ABD ve Avrupa ülkelerinde günlük et tüketimi ülkemize göre 3-4 kat daha fazla olduğu gerçek… Ayrıca ülkemizde et tüketiminin az olmasına karşın gıda liflerinin kaynağı sebze ve meyve tüketimi daha yüksek seviyelerdedir.

Türk mutfağının gözde lezzetlerinden sucuk ve pastırma geleneksel ürünlerimiz. Bunların el yaksa da tüketilmemesi neredeyse mümkün değil. O nedenle katkı maddesi azaltılmış, daha organik ürünlerin üretilmesi hem toplum sağlığı hem de sektör açısından daha olumlu sonuç doğuracaktır.”