Uzmanlar yüksek sesle uyarıyor:’18 ilimiz aktif fay hattı üzerinde. Biri de Edeler diyarı Kahramanmaraş.’

Deprem bilimcileri bu gerçeği yeni de söylemiyorlar. Yıllardır üzerine basa basa dillendiriyorlar

Ama deprem gerçeğiyle yüzleştiğimiz zaman hatırlayıp, sonra da dünya telaşı ile unutuyoruz.

İzmir depremi bizi yeniden uyandırdı. Doğal olarak, Hatay- Kahramanmaraş arasında kırılması beklenen fay hatlarını konuşmaya başladık. Beklenen deprem de 7 ve üzerinde…

Yani depremin eli kulağında…

Deprem sadece kentimizin değil, ülkemizin gerçeği…

Geçmişte de yıkıcı depremlerle karşılaştık, gelecekte de sık sık yüzleşeceğiz Ülkemizin genel durumunu göz önüne alırsak da depremlerle, sınavımızın çok zorlu geçeceği aşikârdır.

Dünyanın oluşumdan beri depremler vardır. Ülkemiz dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır.

Bugünkü bilim ve teknolojinin, depremi önleme ve olacağı zamanı tahmin etme imkanı da yoktur.

Ancak fay hatları bilinmekte, çalışan faylar üzerinde bir enerji birikimi olacağı, günü gelince de bunun boşalacağı tahmin edilmekte.

Biri de Kahramanmaraş-Hatay fay hattı…

Peki, Kahramanmaraş depreme hazır mı?

Bu soruya olumlu yanıt vermek maalesef mümkün değil.

Yurdumuzun diğer şehirleri gibi ortak kaderi paylaştığını da söyleyebiliriz.

Ülkemizde milyonlarca insanımız patlamaya hazır bombaların üzerinde oturuyor.

İlimizde binaların neredeyse yarısı, 1999 depreminden öne yapıldı.

En büyük risk bu yapılarda…

Bilindiği gibi İlk deprem yönetmeliği 1999’da çıkmış ve 2004, 2007, 2016 hep yenilenmiştir.

Çözüm kentsel dönüşümdü. Ama kentsel dönüşümde istenilen düzeye gelemedik. Burada insanımızın aç gözlülüğü de büyük etken…

Bilindiği gibi Çevre Bakanlığı, tüm illerdeki bina envanterini çıkardı. Çeşitli adımlar atıldı.

Ama nafile…

Vatandaş, bir ev vereyim iki ev alayım, diğer taraftan müteahhit daha çok kazanma derdinde olunca, işler Arap saçına döndü.

Sonunda da sistem tıkandı.

Hele tarım arazileri…

İzmir depreminde, domates-salatalık tarlalarına dikilen binaların durumunu gördük.

Şehrimizde de tarım arazilerine dikilen gökdelenler içimizi acıtıyor.

Özelikle batı bölgesindeki zeminin bozuk olduğu, uzmanlar tarafından her zaman dile getiriliyor; ne gariptir, yüksek katlı yapılarda bu bölgelerde…

Deprem öldürmüyor, çürük binalar öldürüyor.

İnşaat teknolojisinde Türkiye, dünyada ilk beş devlet arasında yer alıyor. Dünyaya bina üretirken, ülkemizde bir yerlerde yanlışlar yapıyoruz.

Anlayamıyorum.