Kahramanmaraş Barosu Başkanlığı, yayımladığı basın açıklamasında, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen 217.maddenin  soruşturma safhasında tutuklama yönünde karar verilmesinin; iddia, savunma ve karar noktaları itibariyle orantısız olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı; “5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 217.Maddesinde düzenlenen “Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu” muğlak ifadeler içermekle birlikte, basın hürriyeti, ifade özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğü önünde riskli aleyhe durumlarda taşımaktadır. Bu yönü ile değiştirilmesi tartışılan bir maddenin, lafzına ve ruhuna aykırı yorumla tutuklama kararları verilmesi aşırılık içeren bir durumdur.

ANAYASAMIZIN 26.MADDESİ GERÇEĞİ VAR

Son dönemlerde yaptıkları haberler nedeniyle, TCK.’nun 217.Maddesi kapsamında tutuklanan gazetecilerin sayısı artmaktadır. Anayasamızın 26.Maddesi, düşünce ve düşünceleri yayma özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesinin 19.Maddesi ve Avrupa insan Hakları Sözleşmesinin 10.Maddesi ifade özgürlüğü hakkını; yani herkesin her türlü haber ve görüşü araştırma, alma ve verme hakkını düzenlemektedir. Basın, özellikle de haber aktarma, kamusal meselelere dair yorumda bulunma ve kamuoyunu bilgilendirme yoluyla bireylerin bu hakkı kullanmalarına imkan sağlamada temel bir rol oynamaktadır.  Bir toplumun demokratik bir toplum niteliği kazanabilmesinde en önemli unsurlardan birisi, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini serbestçe kullanabilmeleridir. Demokratik toplumlarda devletin görevi, temel hak ve özgürlükleri korumak ve geliştirmektir. Temel hak ve özgürlükler arasında düşünce ve kanaat özgürlüğü ve özellikle düşünceyi açıklama özgürlüğü önemli bir yer alır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10.Maddesinde güvence altına alınmış olan bu özgürlük; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de birçok kararına konu olmuştur. Mahkemenin çeşitli kararlarında belirtildiği üzere; “Düşünceyi açıklama özgürlüğü, sadece devletin ve/veya toplumun benimsediği görüşleri değil, toplumun yadırgadığı, hatta kaygı verici bulduğu düşünceleri de kapsar. Çağdaş dünya, bugün ulaştığı çizgiyi, zaman içinde ortaya çıkan farklı görüşlerin tartışılmasına, toplumları etkilemesine ve sonunda varılan uzlaşmaya borçludur.”

BASIN HÜRRİYETİ ASILDIR, TUTUKLAMA AŞIRI BİR TEDBİRDİR.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği üzere; “Basın, millletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, hülasa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde basın başlıbaşına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.“Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında basın mensuplarının soruşturma ve davalar ile karşı karşıya kalması, tutuklanması veya ifade özgürlüğünün engellenmesi yönünde mevzuatın kısıtlayıcı hükümlerinin çoğaltılması ve yine basın hürriyeti aleyhine genişletilerek uygulanması, demokrasi ve toplumun aydınlanmasına karşı ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Kahramanmaraş Barosu olarak; 5237 Sayılı TCK’nun 217.Maddesi kapsamında yöneltilen suçlamalara dair soruşturma safhasında tutuklama yönünde karar verilmesinin; iddia, savunma ve karar noktaları itibariyle orantısız olduğu, aynı zamanda iddia olunan suç tanımlamasının alt ve üst sınırları açısından aleyhe yorumlanmış bir tedbir olduğu düşüncemizi kamuoyuyla herkes için adalet anlayışımız ve kurumsal sorumluluğumuz gereği paylaşıyoruz.

Haber: Melisa Türkmen

Editör: Melisa Türkmen