Sayın Devlet Bahçeli ilginç bir siyasi figür. Adının Devlet olmasının kerametinden midir bilinmez, siyasi geçmişine baktığımızda, ülke adına alınan kararlarda, siyasi çalkantılarda, ülke açmaza düştüğünde söylediği birkaç kelime gündeme bomba gibi düşer. Türk siyasi hayatını değiştirir. Hatta ülke geleceğine yön verir. Yıllar öncesinde bulunduğu koalisyonun çökmesi gibi. Başkanlık sistemi gibi. İktidar olmasa dahi ülke geleceğine bunca yön vermek her siyasetçinin harcı değil. Tebrik etmek lazım.

Sayın Bahçeli’nin son çıkışı Meral Akşener’i ve iyi Parti’yi kendi tabiri ile yuvaya dönmeye çağırması ile oldu. İlk anda cevap olarak “Biz zaten evimizdeyiz” yanıtı gelse de, siyasi arenada bu çağrı çok ses getirdi. Ardından bu çağrıya Cumhurbaşkanımızın da destek çıkması ile siyasi kulisler iyice hareketlendi.

İyi Parti ve Akşener MHP’ye döner mi, Yada Cumhur ittifakına katılır mı? Bunlar ne getirir, ne götürür? Siyasette hangi taşlar yerinden oynayacak… Evet bunlar ince ince elenip sıkı sıkıya dokunacak mevzular. Ancak biz konuya başka bir açıdan bakacağız.

Siyaset nedir, ne değildir? Siyaset bir ilkeler bütünü müdür? Yada rahmetli Demirel’in dediği gibi siyasette “Dün dündür, bugün bugündür” söylemi mi geçerlidir? Siyaset ilkeler değilde ilkesizlikler bütünü müdür?

Yıllar önce ucu silahlı çatışmalara kadar giden, darbe ile neticelenen bir Ecevit-Demirel gerilimi yaşadı bu ülke. Bir ucu “Dün dündür, bugün bugündür” diyen Demirel’e dayanan gerilimli günlerde dahi bu kadar hızlı değişime uğramadı siyaset sahnesi.

Sayın Akşener hakkında söylenen birkaç sloganı hatırlatalım. Dikkat edin iddia bile diyemiyoruz. Yalnızca slogan.

“Fetöcü”

“O Kadın”

“Yurtta Sulh Konseyi Başkanı”

“HDP ile ittifak kurdu”

“Terörsitlerle beraber yürüyor.” Yine Millet ittifakı için Zillet ittifakı benzetmelerini hepimiz hatırlıyoruz.

Peki ne oldu? Neden Fetöcü ve HDP/PKK ile yol alan birisini ve partisini aranıza almaya çalışıyorsunuz?

Sahi dün dündür bugün de bugün mü? Ama henüz dün bile olmadı ki! İyi Parti ve Sayın Meral Akşener için kullanılan söylemler hala kulaklarımızda.

Bu çağrının tek bir gerekçesi çıkıyor ortaya. Önümüzdeki seçimleri garanti altına almak. Yine iktidarda kalmak. Hep iktidarda kalmak.

Yakın geçmişte Sayın Bahçelinin ve Sayın Erdoğan’ın birbiri hakkındaki onca ağır kelimenin ardından, günümüzde yaşanan mükemmel birlikteliklerine bakınca, bu çağrı gayet normal geliyor aslında. İyi Parti ve Sayın Akşener’de  dün dündür deyip, koalisyona katılıp katılmayacağını hep beraber yaşayıp göreceğiz.