Çoğumuzun düşündüğünün aksine dış güçler artık bir yerleri işgal filan etmiyorlar. Coğrafi keşiflerle başlayan işgale dayalı sömürü sistemi soğuk savaşın sona ermesiyle artık geçerliliğini yitirmiştir.

Şunu demek istiyoruz: 12 Şubat’ta Kurtuluşumuzun 98. Yılını kutlayacağımız Kahramanmaraş’ımız “Vatan bize mezar olmadan, düşmana gülzâr olmaz” şuuruyla düşmanı kovmuştu.

Artık düşman ülkesinden kalkıp herhangi bir yeri işgal ederek kendi topraklarına katmıyor. Bunun yerine o coğrafyayı etnik, dinsel, mezhepsel vs. sebeplerle karıştırıyor. Kısaca istikrarı bozarak gözüne kestirdiği, kendisine rakip gördüğü yerleri istikrarsızlaştırıyor.

Türkiye, bu istikrarsızlaştırma siyasetinin en büyük hedefidir. Buna kesinlikle fırsat vermemek lazımdır. Gazi Mustafa Kemal Gençliğe Hitabesinde: “Ey Türk Gençliği: İstikbalde dahi seni bu hazineden (devletinden) mahrum etmek isteyecek, dâhili ve harici bedhahların (düşmanların) olacaktır...” derken tam da bugünü kastetmiştir. Bu şebekenin maksadına ulaşmasına varlığımız bahasına mani olmak zorundayız.

Kurtuluş Savaşında: Kahramanlarımız, mallarını ve canlarını düşünmeden mücadele etmişse, biz de aynı ruh ve kararlılıkla, milletimize karşı yürütülen, asrın en büyük hayâsız saldırısını önlemeliyiz. Maraşlı Senem Ayşe düşmanın silah ikmalini kesmek ve saldırılarını önlemek için kiliseye bitişik kendi evini ateşe vermiştir. Merhum Talat Paşa muhterem eşlerine “Beni bir gün sokakta vuracaklar. Alnımdan kan akarak yere serileceğim. Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok, varsın vursunlar, vatan benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. Bir Talât gider, bin Talât yetişir” demiştir.

Buradan anlaşılıyor ki vatan uğruna TÜRK MİLLETİNİN yapamayacağı bir fedakârlık yoktur. Sayın Genel Başkanımız Devlet BAHÇELİ Beyefendi “KIZILELMA, ÜLKÜDÜR. Ülküsü ve ülkesi olmayanların Kızılelma’yı anlaması mümkün değildir” derken ve devletimize, hükümetimize desteğini ifade ederken bu şuura vurgu yapmaktadır.

Düşmanı artık evimizin, ülkemizin sınırlarında beklemeye gerek yoktur. Düşman nerede görülürse görülsün başı ezilmeli, ini dağıtılmalı, kahrolası varlığı sonlandırılmalıdır. Kahraman ordumuzun Suriye merkezli operasyonu böyle okunmalıdır.

Mücadele sırasında kesinlikle şüpheye ve ayrılığa düşülmemelidir. Merhum Akif “Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; Toplu vurdukça sineler, onu top sindiremez” demiştir. İster içeriden, ister dışarıdan milletimizin birliğini bozmaya çalışan, devletimize destek yerine köstek olanlar bizim için kim olduklarına, makamlarına, görevlerine bakılmaksızın ayniyle düşmandır. Bu düşüncelerle aziz hemşerilerimin 12 ŞUBAT ÇETE BAYRAMI’NI tebrik eder, İstiklalimizin, birlik ve bütünlüğümüzün daim olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ederim.

Son Söz : “Varlığım TÜRK varlığına armağan olsun.”