Basitlik, gelişmişliğin son noktasıdır.

Leonardo Da Vinci

Geçtiğimiz haftalarda sarı taksicilerin, internetten araç bulma uygulaması UBER’e yönelik tepkilerine tanık olduk. Eylemler yaptılar, tehditler savurdular. Onlarca yıldır tek değişimi arabasını değiştirmek olan sarı taksiciler, daha ülkemize geleli 5 yıl olmamış, aktifinde 1 tane aracı dahi olmayan bir teknoloji firmasını karşısına aldı.

Aslına bakarsanız UBER örneklerden yalnızca biri. Önümüzdeki yıllar, hayatımızın her noktasında karşımıza çıkacak dijital dönüşümlere sahne olacak. Bu sebeple iş dünyasının bir araya geldiği toplantılarda en önemli konu başlığı dijital-teknolojik dönüşüm meselesidir.

Dijital dönüşümün bu denli önem arz etmesinin sebebi, şirketlerin ve birçok iş kolunun gelecekte yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmasıdır. Bundan 20 yıl önce ilk 500 şirket sıralamalarında yer alan firmaların listede yer alma süresi 70-80 yıl arasında iken, şu anda bu süre 7 yıla inmiş durumda. Dijital dönüşümü başaramayan şirketler ve diğer klasik iş kolları (sarı taksiciler, market kasiyerleri, emlakçılar vs.) tarih sahnesinden birer birer siliniyorlar. 180 yıllık fotoğrafçılık şirketi KODAK’ın dijital dönüşümü kaçırdığı için 2 yıl önce iflasını açıklaması buna en çarpıcı örneklerden biridir.

Dijital dönüşüme en çok önem veren sektörlerin başında bankacılık yer almaktadır. Türk bankaları bu konuda örnek gösterilecek büyük başarılara imza attılar. Kökleri eski usule dayanan bankacılık sektörü, geçtiğimiz 20 yıl içinde telefon bankacılığı, internet bankacılığı ve şimdi de mobil bankacılık evrimini başarı ile tamamladı. Günümüzde bankacılık işlemlerinin sadece %5’i şubelerde gerçekleşirken, geriye kalanın %40’ı mobil bankacılık (cep telefonu uygulamaları) olmak üzere dijital ortamlarda gerçekleşiyor. Artık Facebook kanalıyla bile bankalar tüketici kredisi satabiliyorlar. Dijital bankacılık, biz müşteriler açısından oldukça hızlı işlem yapmamızı sağladığı gibi bankalar için de önemli bir tasarruf mecrasıdır. Bir müşterinin şubeye gidip basit bir işlemi yapmasının bankaya olan maliyeti ortalama işlem başına 10 kuruş iken, dijital ortamda bu işlemin gerçekleşmesinin bankaya olan maliyeti sadece 3 kuruş düzeyinde. Tabii bankaların dijital dönüşümü sağlayabilmeleri için her sene yüzlerce milyon dolarlık ar-ge yatırımı yapmak zorunda olduklarını da belirtmekte yarar var.

Dijital dönüşüm, bankacılık sektörünün yanı sıra, toptan satış, perakende satış, üretim-imalat ve hizmet sektörlerinde de hızla yayılmaktadır. Toplumun internet kullanımında yaşanan artış, özellikle perakende sektörünü mobil alışverişe yönelik yatırımlar yapmaya mecbur kıldı. Bugünlerde birçok perakende devinin e-ticaret kanallarını da devreye soktuğuna şahit oluyoruz. Bununla birlikte halen ülkemizdeki e-ticaret’in toplam ticaretin içerisinde aldığı pay %3,5 düzeyinde. Dünya ortalaması ise %8,5. Aşağıdaki grafik, hem ülkemizde hem de dünyada e-ticaretin yayılma hızı konusunda bize önemli ipuçları vermektedir (kaynak: TÜSİAD).


 

Dijital dönüşüm konusunu ajandasının en üst sırasında tutan bir diğer sektör ise üretim-imalat sektörüdür. Üretim sektöründe yer alan firmalar mevcut iş süreçlerini analiz edip, hangilerini dijital teknolojiler kapsamına dahil edeceklerini belirliyorlar. Bu süreçler içerisinde ilk etapta karmaşık olmayan ve bıktırıcı özelliğe sahip işler, zamanla işçiler tarafından değil makineler tarafından gerçekleştirilecek/gerçekleştiriliyor.

Teknolojik dönüşüm ile ilgili yazılacaklara sayfalar yetmez ama bu konuda en net ifadeyi yıllar önce yazının başında yazdığım şekliyle Leonardo Da Vinci belirtmiş. Dijitalleşme, beraberinde bize basitliği suncak ve bu da gelişmişliğin en güzel hali olacak. Herkese hayırlı kazançlar dilerim.