Cumhuriyet Dönemi duayen tarihçileri denince akla ilk önce şu isimler gelir: Prof. Dr. Fuad Köprülü… Prof. Dr. Halil İnalcık... Prof. Dr. Kemal Karpat gelir.

Bu ünlü bilim adamlarımızın  tarihi bilgi, görüş ve yorumları, uluslararası alanda halen ilgi ve saygı görmektedir.

Bana göre de yaşayan ünlü tarihçilerimiz kim diye sorulsa, ilk sayacağım isimler şunlardır: Prof. Dr. Halil Berktay… Prof. Dr. İlber Ortaylı… Murat Bardakçı… Milli Savunma Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu...

Bu isimler, benim okuduğum birkaç ünlü tarihçinin başında gelmektedir.Ayrıca gazeteci kimlikleri de vardır. Araştırma yazılarını da büyük bir keyifle takip ederim.

Prof. Dr. Afyoncu'nun geçtiğimiz günlerde köşesinde yayınlanan , 'İran’da 900 yıllık Türk hakimiyeti 'başlıklı yazısı da oldukça ilgimi çekti.

Afyoncu,makalesinde geçmişten bugüne İran' ı bütün yönleriyle anlatmış.Usta bir tarihçi gözüyle "İran" kaçırılmaması gereken  yazı olmuş.

Hepimiz İran´ı farklı tanıyoruz. Kimimiz de İran´ı görmek istediğimiz yönlerini görüyoruz.

Biz Türkler olarak İran deyince aklımıza neler gelir?

İran'ın 80 milyonluk bir devlet olduğu...İçinde barındırdığı Türk nüfusun ortalama 35 milyon civarında olması... Dünyada en fazla Türk'ün yaşadığı ikinci ülke olduğu...

Dahası da var...Pers İmparatorluğu... Şii Müslümanlar... Humeyni... İran kedisi...  1001 gece masalları... İran halıları...Amerika- İran gerginliği...

Bir çoğumuza göre de  İslam coğrafyasında liderlik için yaptığı iki yüzlü politika öne çıkar...Zaman zaman  teröre verdiği  destek de doğal olarak tepkimizi çekiyor.

Altını çizmek gerekirse  de dost mu düşman mı olduğu belli olmayan bir ülkedir.Tarih boyunca da yıldızlarımız barışmamıştır.

Ama bir şey var ki ben de yeni öğrendim. Prof. Dr. Afyoncu'nun makalesinde farklı İran gerçeğiyle karsılaştım. Aralık 1925'te Rıza Şah Pehlevî kendini şah ilân etmesıne kadar. İran'ı Türkler yönetmiş.Bunun anlamı, 900 yıllık Türk hakimiyeti...

Hatta İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney de Türk...

Nedense İran'ın Türk yüzü pek dillendirilmiyor.

Bir gerçeği daha vurgulayayım:Bizimle birlikte İslam coğrafyasında devlet kültürü olan yegane devlettir.Maalesef üçüncü devlet de yok.

Bunun anlamı şudur... İran düşerse bilin ki sıra Türkiye' de...İran'ın varlığı bizim de güvencemiz; bu coğrafyada yasamak içinde birbirimize şartlar ne olursa olsun muhtacız.

Ön yargıları bırakıp,İran'a farklı gözle bakmakta yarar olduğunu da düşünüyorum.Gelecekteki Türk dünyası için bir de İran'ın Türk yüzünü görelim.