Başarısız sonuçların getirdiği, taraftar baskısı sebebiyle,

Alıcısı varsa “takım satılık” denildi ve pazarlık payı da bırakıldı,

Arz ve talep doğrultusunda, bedelini ödeyen takımı alabilir…

Hukuki ve haklı bir davranış şekli,

Taraftar ise takım “dernek” olmalı ve “gönül işine” dönüştürülmeli dedi,

Taraftar yüksek ücret talebi ile alıcı olmaması ihtimali düşüncesi ile

Bu bedelin takımı yanlış yönetmenin ve yanlış transfer bedeli olduğunu,

Kulübe fatura edilemeyeceğini söylüyor, ayrıca;

Maddi yardımların şirkete değil, Kahramanmaraş adı için takıma yapıldığını ifade ediyor,

Takım şirketin mi, taraftarın mı “anlamsız” bir muamma durumu,

Kahramanmaraşspor ismi zikredildiği sürece bu da devam edecektir,

Yoksa takımın ismi “Kipaş Kahramanmaraşspor” değil de

Kahramanmaraş Kipaşspor” gibi bir şey olması bu sorunu çözer miydi?

Çok bilinmeyenli bir denklem ve kaos ortamına açık, bir durum söz konusu…

****

Kahramanmaraş spor sevdası gönüllerde “müebbet yemiş aşkın” bir emanetidir,

Ancak bu sonuçlarla gönüller,” hem kırgın hem yaralıdır”,

Bu gönüller bu renklere hastalıkta sağlıkta, bir maçlık değil, bir ömür sevdalıdır,

Bu yürekler “son nefesine” kadar takımını destekleyecek kadar da delikanlıdır,

Ama her hafta sonuçlarla “sabır taşı” çatlıyor, “kader çizgisi” ise değişmiyor,

Duygu ve düşüncelerin” bile psikolojisi bozuluyor,

Yönetimden acilen “HAYATİ” bir dokunuş yapması bekleniyor,

12 Şubat stadı “intihar köprüsü” gibi oldu,

Takımı seyrettikçe “gözümüzden de, gönlümüzden de düşen düşene”

****

Maç ile ilgili yazacak “olumlu” bir şey yok ama “üstü çizilecek” şey çok,

Aynı tas aynı hamam”, umutlar yavaş yavaş dönüşüyor kedere ve ızdıraba,

Puanlar uçmuş gitmiş havaya, “hüznü ayaklandırmak boşuna”,

Bu hafta da mağlubiyet puanlarından “tespih” yaptık, rakibe de “hediye” ettik,

Gol atamaz, bu kadar basit gol yersen puan alamaz, geleceğini “kadere” bağlarsın,

Eskiden “pozisyon cesetlerinin” bol olduğu yer de

Şimdi “pozisyon yatalağına” dönüşmüş bir forvet var,

Antrenman yaptıkça, maç oynadıkça, gol vuruşları iyileşenlerin yerine,

Pinokyo gibi insana dönüşme şansı bulamayıp, hala “odun” kalanları seyrettik,

Takımda “tepeden tırnağa” herkes önünde ki “takkesi” ile dertleşip, kusurlarını bulmalıdır,

Kusurların en büyüğü, insanın kendi kusurlarından haberi olmamasıdır…

****

Maç bitmeden rakip takımı alkışlamak yeni trend bir tezahürat oldu,

Yönetime tepki verilebilir ama bunun zamanı, böyle maç esnasında olmamalı,

Takımı “rencide” edici boyuta taşınmamalıdır,

Yensek de yenilsek de bu takım “bizim takımımız”,

Bu spontane bir hareket olmayıp, “kirli ellerin” taraftarı “gıdıklama” hareketidir,

Bu yol sahip olduğun değerlere “ihanet” tir, taraftarlık ruhunun vücutta “zehirletilme” halidir,

Herkes ekmek parası için, bir şeyler alıp, satıyor,

Hadi simit satanı anladık, kestane satanı da,

Peki ya tuttuğu takımı satan, o da mı “ekmek parası”?

****