İnsanın doğasında ne olduğu eski tarihlerden beri ilgilenilen bir konu olmuştur. Elbette cevabı zor bir soru olduğundan hala tartışılmaktadır.

Doğa bir kimsenin eğilimlerinin, içgüdülerinin hepsidir. Huy anlamında insanın yaradılış ve ruh özelliklerinin bütünü anlamına gelmektedir. Aynı malzemeden yapılmış insandan iyilik veya kötülük nasıl meydana geliyor…

Bu zor soruların anlaşılmasının biraz daha kolaylaştırmak için çoktan seçmeli bir soru haline getirerek konuyu inceleyelim. İnsanın doğasında şu unsurlardan hangisi vardır?: a-İyilik, b-Kötülük, c-İyilik ve kötülük birlikte, d-hiçbir şey yok (Boş kaset)

Bu şıkların hepsini savunan düşünürler var. Ama hangisi doğru seçenek?

İnsanın doğasının ne olduğunu bilmek insanın içinde olduğu her iş için önemlidir: eğitimden siyasete, iş dünyasında dine kadar birçok alanda insanın doğasını bilmek insan ile ilgili düşünce ve pratikler üretmemizi sağlayacaktır. Eğitim felsefesinde insan doğasının rolünün incelediği bir çalışmada (https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/503080) insan doğası ile ilgili görüşler şu şekildedir.

İnsan Kötüdür

Birincisi; İnsan doğası bencil, saldırgan ve anti sosyaldir: Geleneksel Yahudi ve Hıristiyan öğretileri, ilk günah fikrini ve insanın kötülüğe eğilimini vurgulamışlardır. Filozof Thomas Hobbes’ta Bu düşünceyi savunanlardandır. Hobbes’a göre insan, bencil bir yaratıktır ve varlığını sürdürüp geliştirme isteği onun temel güdüsünü oluşturmaktadır. Bu yüzden her insan kendi çıkarlarını düşünmektedir ve her şeyi kendisi için istemektedir. Fakat bütün insanlar bunu istediği için “herkesin herkesle savaşı”, bir başka deyişle “insan insanın kurdu” durumu meydana gelir. Ona göre insan doğasının akıl tarafından denetim altına alınması gerekmektedir. Böylece insanlar toplumsal olarak otoriter bir yönetime boyun eğmelidir

İyiyi ve kötüyü içerir

İkincisi; insan doğası toplumsaldır ve olumlu özellikler taşımaktadır: Taoizm bu görüşte yani insan doğası iyiyi ve kötüyü içermektedir. Doğduğunda bir kişinin doğası tertemizdir. Fakat içinde yaşadığı toplum ve doğal olmayan etkinlikler insan doğasının kirlenmesine neden olur. Marks, tamamen toplumsal bir doğamız olduğunu söyler.  Bireye ilişkin her şeyin bilinci de dâhil olmak üzere yaşamının maddi koşulları tarafından belirlendiğini vurgulamaktadır.

İslam dini açısından ise insanın doğası bu gruba yakındır ve şu şekilde özetlenmiştir: “İslam dini açısından insanın doğal özellikleri genellikle olumsuz kavramlarla tanımlanmaktadır. İnsanın bu olumsuz doğal tabiatı Kur’an-ı Kerim’de “zalim, cahil, aceleci, menfaatine düşkün, nankör, hırslı, cimri, kıskanç, hasetçi ve zayıf karakterli” gibi nitelemelerle ifade edilmektedir. Bu olumsuz doğal özelliklerinin yanında insanın aynı zamanda “sevgi, bilgi, estetik, muhakeme, üretkenlik, sahiplenme” gibi olumlu özellikleri de bulunmaktadır. Zira bu iki karşılıklı özellikleri dolayısıyla insan, Kur’an-ı Kerim tarafından “ahseni takvim (en güzel biçim) ve esfelisafilin (aşağıların aşağısı) eklinde tanımlanmıştır. (http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt8/sayi37_pdf/4sosyoloji_psikoloji_felsefe/YENEN_ibrahim.pdf). İslam’ın bakış açısı toplum tarafından belirlendiği yönündedir.

Doğası yoktur

Üçüncüsü; insan doğası gereği boş, esnek ve tepkiseldir: İnsan, doğuştan belirlenmiş bir doğaya sahip bulunmamaktadır. Bu nedenle sonsuz sayıda şekil verilebilecek kadar esnek bir yapıya sahiptir.

Din bilginleri, filozoflar, bilim insanları ne kadar kafa yorarsa yorsun kesin bir cevabı olmayan bir soru ile karşı karşıyayız.  Uygulamada insan doğasının ilişkin bütün görüşleri göz önünde bulundurarak hukuku, eğitimi, aileyi, siyaseti, dini vs düzenlemeye çalışmalıdır.

 Son söz: Kedi aslan, aslan ise şahin olarak terbiye edilemez.

Not: Kurban bayramını okuyucularımıza, milletimize ve insanlığa sağlık, huzur ve bereket getirmesini temenni edrim.