-Tebrik ederim sizi, gerçekleri olduğu gibi yazıyorsunuz. Hatta geçen gün bizim soruna da el atmışsınız. Sosyal medyada da pek çok kişinin dillendiremediği konuları dillendiriyorsunuz.

-Hımm. Katılımınızı pek görmüyorum ama.

-Aman efendim. Neyime gerek, konjonktürü biliyorsunuz. Başımıza bir iş gelir.

-!

Bugünlerde sık sık diyaloga girdiğim anekdot.

Garip bir toplumuz vesselam. Olay biraz Nasrettin Hoca fıkrasına anımsatıyor. Hani hoca vergilerin yüksekliğinden dolayı on kişiyi arkasına alıp sadrazama şikayet için yola koyulur. Makama çıktıklarında birde bakar arkasında kimse yok. Yok bizim arkamızda kimse olmasa da vergilerin daha da arttırılmasını talep etmeyeceğiz tabi ki.

Garip bir toplumuz vesselam. Haber anlamında bize sunulan görsellerin tamamen yanlı olması doğal gelir. Hele o yanlı haber bizim baktığımız çerçeveden bakıyorsa daha da bir doğal! Gelir. Öteki ne demiş, öteki nasıl düşünüyor, ötekinin fikirleri nedir merak etmeyiz.

Devlet dairesinde sıra bekler iken, torpilli birisinin öne alınması, bekleyen onca insanın gözünün içine baka baka hakkının çiğnenmesi hepimizi rahatsız eder. İçimizden olmadık lafı sayarız. Belki homurdanırız. Ancak genel olarak çoğumuzdan ses çıkmaz. Hani birde şu yönü vardır. Gittiğimiz devlet dairesinde bizim bir tanıdığımız var ise, en öne bizim alınmamız, en önce işimizi halledip çıkmamız en doğal hakkımızdır!

Hak üzerine yerleşmiş bir haksızlık hikayesi daha anlatalım o zaman.

Hani bir yere 50 işçi alınacak. Müracaat 300 kişi. Kulaktan kulağa bir fısıltıdır yayılır. Sınav sözlü mülakat hikaye. İş tamamen torpil. Siyasilerden güçlü bir torpili olan girecek. Milletvekili, bakan, belediye başkanı… Efendim ondan sonra tüm adaylarda bir torpil arayışı başlar. 300 kişinin hepsi şu yada bu şekilde bir siyasi torpil bulur. Torpili en yüksek 50 aday işe yerleşir. Sonra geri kalan o 250 kişide bir feryat, bir figan. Haksızlık, hak, adalet çığlıkları.

Anladınız siz meseleyi.

Garip bir milletiz vesselam. Doğru gördüğümüze doğru demekten korkar olmuşuz. Haksızlık bize yapılmadığı süreci haksızlık değildir. Sistemin kendi ürettiği eşitsizlikleri peşinen kabullenmişiz.

İğne de biziz, çuvaldızda. Umut her daim olsun. Daha iyi yönetilmeyi hak ettiğimiz günlerimiz olsun.