Hukuk fikrinin gelişimi için çok farklı hareket noktaları bulmamız mümkün. En başta hukuk denilen olgunun insan için neyi ifade ettiği üzerinde çokça durulmuştur.

İnsanın ürettiği önemli değerlerin başında Hukuk nosyonu yer alır.

Hak ve vazife temeli üzerine bina edilen insanlık ailesinin farklı milletler olarak yaşamlarını sürdürmeleri fıtratın sonucudur. Birlikte yaşayanlar için Hakk’ın sınırlarını belirlemede öncelik ne olmalıdır?

Dünyamızın bu gün geldiği noktada “temel hak” olduğunun içeriği zenginleşmekle beraber niteliğinin çok arttığı söylenemez.

İnce düşünüş olarak tanımlayabileceğimiz fıkıh’ın bazı usul ilkelerini sizlerle paylaşmak bilahare bu konuda yazılar kaleme almak istiyorum.

Mükellefiyette kolaylık.

Helallerde genişlik, haramlarda sınırlılık.

Hükümlerde tedricilik.

Kamu yararının gözetilmesi

Adaletin gerçekleştirilmesi.

Beş madde halinde sıraladığım önemli fikirler

Fıkıh dediğimiz İslam hukuku’nun çerçevesi hakkında genel malumat vermiştir.

Eskilerin efradına cami ağyarına mani diye tabir ettikleri bu hususun günlük hayatımızı düzenleme de etkisi büyük.

Allaha imanın temel alındığı düşünce sistemimizin insanlık âlemine sunduğu geniş tefekkür alanı bu gün pekte verimli kullanılmıyor.

Din dairesi denildiğinde ferdi ibadet cephesini esas alıp diğer değerleri ihmal eden din budur la olaylara yaklaşımın elim sonuçları ortada. Dünyamız için yapıcı kuşatıcı değerler ihtiva eden dindarlığın Anadolu’nun mayasını teşekkül ettiğini görmemek için insanın kör olması lazım.

Türkiye toplumu sahip olduğu zengin kültürel mirasın dinden beslendiğini elbet bir gün anlayacak yaşam standartlarında din nosyonunu daha iyi idrak edebilecektir.

Din bahsi.

Evet din bahsi denilince akan sular durur. Hakkın devreye girmesinde İslam dini farklı bir boyutta insanlığı kuşatır. Allah hakkı denilen bu özel alan bu gün için önemsenmiyor olabilir ama Allah Hakkının yok sayılmasının ağır bedeli insanlığın omuzlarında durmaya devam ediyor.

Bütün insanlar evet yeryüzünün bütün insanları hak katında çok değerlidir, farklı ayrımlarla oluşturulan sosyal sınıfların insanlığa tattırdığı acı zulüm bitsin isteniyorsa kardeşlik fikrinin dini zemini gözetilmeli ensar, muhacir kardeşliğinin kültürel tarihimizde bıraktığı izlerden nasiplenmenin yolları aranmalıdır.Peki ensar ve muhacir kelimeleri neleri kapsıyor?Yaşadıklarımız bu kavramların pek de bilinmediğini gösteriyor.