Bazı isimler vardır ki hemen insanın ilgisini çeker işte onlardan biride Hilmi Ziya Ülken dir. Yüzlerce kitabın kapağında bu ada rastlamanız olası hele fikir kültür kitapları okuyorsanız hocanın öyle yada böyle bir kitabını elinize almışsınızdır.

Hilmi Ziya Ülken kimdir?

Hoca 1901 -1974 yılları arasında yaşadı.Yirminci yüzyılın her türlü dağdasını görme fırsatı bulan Hilmi Ziya Ülken yüksek öğrenimin de  önce tıp tahsil etti ardından bu okulda eğitimini tamamlamadan Siyasal bilgilerden mezun oldu bilahare çeşitli sebeplerden üniversite hocalığında karar kıldı.  Fransızca,Almanca,İtalyanca,Arapça ve Farsça dillerine vakıf olması birçok ilk kaynağı yakından tanıma imkanına onu ulaştırdı ,çalışkanlığı ile de birçok eseri dilimize kazandırdı.Seksene yakın telif eser,yetmiş beş e yakın tercüme,ellibeş dergi de yediyüz otuz un üzerinde makale yazdı.Hocanın yazdıkları okunmuş olsaydı faydaları görülür fikir hayatımız bu günkü durumundan daha farklı olurdu.

Mehmet Vural kitap hazırlığını şöyle anlatıyor;”Bu çalışmada Ülken in biyoğrafisi ,düşünce serüveni ile felsefe anlayışı ve düşünce hayatı hakkındaki fikirleri panaromik olarak ele alınmış,henüz tam olarak ortaya çıkarılamayan makaleleri  ve diğer çalışmaları hakkında elde edilen bibliyografik bilgiler çalışmaya ilave edilmiştır “ (sh.10)Şahıslar hakkında yazılan kitaplar da değerlendirmeler okura yeni ufuklar açar bu kitapta da bunun güzel örneklerini bulabiliriz.Vural  bey ilk değerlendirmesi;” hocanın kitaplarının ders notları olmasıyla ilgili bu durum haliyle dağınıklığa yol açmakta okuru zora sokmakta”.Arayış ,fikirlerde sürekli bir değişim,eleştirilen fikirleri zaman zaman savunma Ülkenin kitaplarında yazarın tespit ettiklerinden bazıları.Yazara göre Ülken “köprü”misyonunda bir insan.

Önsöz ile başlayan kitap şu bölümleri içeriyor;Hilmi Ziya Ülkenin biyografisi ve düşünsel serüveni,hayatı,fikri değişim süreci,Hilmi Ziya Ülkenin felsefe anlayışı,düşünce dünyası,Türkiye de felsefenin kurumsallaşmasına katkıları.sonuç ,kaynakça,ekler,dizin.Kitapta yeralan ara başlıklara okura bazı kolaylıklar sağlamakta aralara yerleştirilen tesbitler kitabın önemini artırmaktadır.Örneğin kitabın 89.sayfasında şu bilgileri okuyoruz ; “ 1930 lu yıllar… yeni bir tarih yazımı ,yeni bir alfabe ve hayat biçimi ile gelişen süreç ,topyekun  yeni devlete uygun vatandaş yaratımını hedeflemiştir”  bu şekilde yazılan tespitleri bilmek okura derin nefes aldırmakta ve yaşadığı ülkenin sosyal yapısını tahlil fırsatı vermektedir.Cumhuriyetle birlikte Mantıkçı pozitivizm hakim oldu bu düşünce “doğrulanabilirlik ilkesi”ne göre hareket ettiğinden metafizik önermeleri doğrulanamaz bulur ve metafiziği bilim olarak kabul etmez.

Bedia Akarsu hoca hakkında şöyle diyor ;”Hilmi Ziya Ülken ,filozof olacak biriydi ama felsefe formasyonu  yoktu “(sh.222).Erol Güngör ise şunları yazmış ;”Hiçbir zaman kabına sığmayan ,kendisini daime yenileyen bir insandı.Batı dünyasındaki felsefe ve sosyoloji hareketlerini takip etmekte hiç gecikmez.Batı eserlerini iyi anlar ve iyi anlatırdı “(sh.220)