1 milyonu aşkın 8'inci sınıf öğrencisinin eğitim hayatını etkileyecek, TEOG sınavları tüm ülke genelinde gerçekleştiriliyor.

TEOG sınavlarının veliler ve öğrenciler açısından birçok anlamı var. İlköğretimden, ortaöğretime geçiş ve iyi bir lisenin sonunda iyi bir üniversite... Bu resimde, Ebeveynlerin ve öğrencilerin ortak gelecek hayali görülüyor…

Gerçekte ise TEOG, öğrencinin bütün özelliklerini değerlendirebilecek standart bir araç değildir. Sınav, öğrencinin sadece o anki performansını değerlendirir. Sınav sonuçlarına bakarak çocukları değerlendirmek ise en büyük yanlışlardan biridir. Böyle bir tutum, çocuklarda ömür boyu sürecek hatalı kimlik algılarına yol açar. Başarısızlık ve yetersizliğe dair benlik algısı, öğrenilmiş çaresizliği de beraberinde getirir.

Aileler çocuklarına yönelik tutumlarında dikkat olmalı; TEOG sınavlarına gereğinden fazla anlam yüklememesi gerekiyor. Çocukların bütün kimlikleri tek bir sınava endekslenmemeli.

Sevginin koşula bağlanması, çocuk gelişimini olumsuz etkiler. Kişilik gelişimi açısından sıkıntılar yaratır. Buna dikkat edilmesi önemli. Çocuklar başarılı da olsa başarısız da, ailelerin çocuklarına olan sevgisinin devam ettiği mesajı verilmeli, sevgi ve kabul koşula bağlanmamalı..

Üniversiteye hazırlanan bir öğrenci ile 8'inci sınıf öğrencisini karşılaştırmamak gerekli… Çünkü karşımızda ergen bir öğrenci var... Duygusal çatışmalar yaşamakta olan bir çocuk.... Fizyolojik değişimler çok hızlı yaşanıyor. Stres altında, zor bir dönem geçiriliyor. Ergen öğrenci bir taraftan bunlarla uğraşırken, diğer taraftan ailenin sınava yönelik beklentisinin baskısını yaşıyor ve çocukta kaygı ve strese dönüşüyor. Bu, aile içindeki ilişkinin bozulması riskini yaratıyor. Bu noktada ailelere büyük görev düşmekte… Ailelerin bilmesi gereken şudur ki; "sınav gelip geçicidir, ancak aile ile olan ilişki kalıcıdır. Bunu bozmamaya özen göstermek gerekir.

Ailelerin sınava gereğinden fazla önem vermeleri yanlış bir davranıştır.. Ailelerden sakin ve sağduyulu davranmalarını bekliyoruz. Her öğrencinin ilgi alanları, yetenekleri farklıdır. Güzel resim yapan biri de zekidir, güzel müzik yapan da.. Önemli olan bu zeka ve yetenek alanlarını fark edip, onları doğru yönlendirmek. Öğrencinin yeteneğine göre desteklenmesi de önemli. Herkes matematikçi, herkes mühendis olamaz. Üstelik bu başarı ile eşdeğer bir kriter de değil. Böyle bir gerçek yok.

Çocuklarımızı artılarıyla, eksileriyle tanımalıyız. Aileler bu konuda doğru değerlendirmeler yapıp, çocuklarının yetenekli ve ilgili oldukları alanları desteklemeli, hırs yapmamalı. Eğer çocukları doğru tanırsak, onları doğru yönlendirebiliriz.