Hani dersin PKK’yı Avrupa destekliyor

Hani dersin İşid’i kuran da yöneten de, finansman desteğini sağlayan da, bunca silahı onlara veren de Avrupa-Amerika’dır…

Hani dersin Fetö’nün arkasında, darbe kalkışmasının arkasında Avrupa – Amerika var. Hatta uçaklar ile, tanklar ile alt edemedikleri bu halkı, ekonomik olarak diz çöktürmeye çalıştılar Öyle ya dolar, birkaç ayda 2.70 lerden 4 lira sınırına dayandı.

Anlatsan, söylesen hepsine komplo teorileri olarak bakar insanlar. Biraz daha ileri gitsen paranoyak olmakla bile suçlanabilirsin.

Oysa görünen köye kılavuza ne gerek. Yıllardır PKK’nın ekonomik finansmanı nasıl sağlanır? Örgüt bunca gelişmiş modern silahları nerden nasıl alır? Yönetim kadrosu Avrupa da nasıl barınır?

Bu İşid terör örgütü durup dururken nerden çıkmıştır? Bunca tank, top, gelişmiş silahları nerden almıştır. Bu terör örgütünün sattığı petrolü kimler almaktadır. Finansmanını kim sağlamaktadır?

Darbe kalkışmasından sonra Fetö terör örgütü üyeleri neden çil yavrusu gibi Avrupa başkentlerine dağılmış, orada üst düzey misafir gibi ağırlanmış, ikameti sağlanmıştır? Örgütün lideri gözümüzün içine baka baka neden hala himaye edilmekte, iade edilmemektedir?

Yok. Bunun adı komplo teorisi değil, paranoyaklık hiç değil. Yüz yıldır başını soktuğu kumdan çıkaran, damarlarındaki asil kanın farkına varan, dünyaya meydan okuyan, bölgenin liderliğine soyunan Türkiye Cumhuriyetini alaşağı etme çabasından başka bir şey değildir.

Medeniyet dediğin neydi sahi, modernlik, modernite… Hepsini geçtik, postmodern olmak. Bireyi, insanı ön plana çıkaran, hak ve hürriyetlere saygıyı vazgeçilmez değer olarak gören kavram. Bu nasıl bir modernlik anlayışıdır ki, “dost ve müttefik” bir ülkenin bakanını ülkene almazsın, hangi akıl tutulmasına istinaden “istenmeyen kişi” ilan edersin. Oysa biz iki ülke; Hollanda ve Türkiye, Nato ittifakı değil miyiz. Size ve ülkenize hangi düşmanca tavrı benimsedik ki bizim bakanımıza, siyasilerimize bu saygısızlığı yaparsınız?

Ülkesinden gelen bakanını karşılamak, onu dinlemek, onunla tanışmak için konsolosluk önünde bekleyen Türk halkına nasıl köpekleriniz ve atlarınız ile saldırırsınız? Bu hadsizliğe nasıl cesaret edersiniz? Kim ne derse desin bu tavır, Türkiye Cumhuriyeti Bakanına yapılan bu haddini aşan uygulama, tüm Türk halkına yapılmış demektir. Bu saygısızlık karşılıksız bırakılmamalı, diplomatik kurallar çerçevesinde gerekli yaptırımı uygulanmalıdır.

Evet hala insanlığın ilk çağını yaşıyoruz. Tek dişi kalmış medeniyet, kendi eline silah almadan savaşmanın, çocuk, kadın, yaşlı demeden katline seyirci kalmanın öteki adı olmuş. Yıllardır çevremizde oynanan o kanlı oyunun ülkemize sirayeti için, kendimize örnek aldığımız medeniyetin beşiği olarak gördüğümüz ülkeler canla çalışıyorlar. Bu kez daha sinsi, çoğu kez çok çeşitli maşalar kullanarak.

Türkiye Cumhuriyeti bakanının arabasını çevirmek, halkına atları ile köpekleri ile saldırmak Havlatmak… Bu düpedüz Türkiye düşmanlığıdır. Hav/rupa için bu durumun başka izahı yoktur.